Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
***
Hocam, ben bir rehber öğretmenim, mesleğimde de onuncu yılımdayım. "Geliştiren Anne Baba" kitabınızı velilerimizle birlikte okumaya karar verdik. Ders günü geldiğinde velilerimizin çoğu derse geldi. Kitabı okuyanlar gözlerinden belliydi. Hem öğrendiklerini hem de kendi deneyimlerini anlatmak için can atıyorlardı. Gözler kıpır kıpırdı. Tamamını okumayanlarda biraz heyecan, biraz da mahcupluk gözleniyordu. Ama meraklı bakışları vardı.
Hiç okumayanlar da vardı ki, biri ders öncesi beni aşağıda yakalayıp "Aman hocam, kitabı okuyamadım, beni derste çok sıkıştırma!" diyerek durumu kurtarmaya çalışmıştı.
Derse başladık ve çok keyifli bir paylaşım ortamı yakaladık. Bir saat olarak öngördüğüm ders süresinde iki saati aşmıştık. Kitabı okumamış olanlar bile çok aktif katılım sağladı, deneyimlerini paylaştı. Ders sonunda ise bu çalışmayı mutlaka sürdürmemiz gerektiğini dile getirerek sizin başka kitaplarınızdan öneriler istediler. Çok mutlu oldum.
Öğretmen arkadaşımla ders sonrası sohbet ederken fark ettik ki; devamsızlık alışkanlığı olan öğrencinin velisi derse gelmemişti. Ödevlerini yapmayan çocukların velisi kitabı okumamış, aksatanların velileri de okumasını tamamlamamıştı.
Tüm emekleriniz için çok teşekkür ediyorum hocam. İyi ki varsınız.
***
Mektubu kısaltarak paylaştım. Gelen velilerin haleti ruhiyesi, kitabı tartışma sürecinin heyecanı, öğrencilerin okuldaki öğrencilik durumu ile velilerin kitap okuma projesine gösterdikleri ilgi arasındaki benzerlik üzerinde durmaya değer konular, diye düşündüm.
Çocuğun eğitimi bir ekip işi; kendi üzerine düşeni yapmadan çocuğunu okulun başarılı kılmasını ailenin beklemesi gerçekçi ve adil değil. Bilinçli aile eninde sonunda çocuğu için en iyi okulu, öğretmeni keşfetmeye ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Yorumlarınızı bekliyorum. Selamlar.
Doğan Cüceloğlu
Alıntı