Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çocuklarla bir çalışma yaptık.
Kendimizi tanıyor muyuz?
Duygu ve düşüncelerimizin ne kadar farkındayız?
Kişisel özelliklerimizi biliyor muyuz?
Kendimizi tarafsız bir gözle değerlendirebiliyor muyuz?
Herkese kâğıt dağıttım ve en üste büyük harflerle BEN yazıp kağıdı ikiye bölmelerini istedim.
Bölünmüş taraflardan birine sevdiğimiz, beğendiğimiz huylarımız, davranışlarımız , yeteneklerimiz ,alışkanlıklarımız neyse onu yazacağız.
Diğer tarafa da hoşlanmadığımız huylarımızı, alışkanlıklarımızı yazacağız
Çocuklar bu çalışma için çok heveslendiler. Kendileri hakkında düşünmek onlara ilginç geldi. Heyecanla yazmaya başladılar.
Sevilen tarafa “ akıllıyım, arkadaş canlısıyım, yardımseverim, güzelim, çalışkanım, iyi kapliyim, naziğim” gibi bir çok özellik yazmışlar.
Ben de aralarında dolaşıp göz ucuyla bakıyorum yazdıklarına .
Çocuklardan bir tanesinin olumsuz taraftaki listesi baya uzundu.
“Sinirliyim, çabuk kavga çıkarırım, kaba konuşurum, küserim, biri beni geçerse gıcık olurum” gibi bir sürü şey yazmış.
Diğer tarafa ise hiçbir şey yok
“Burası bomboş hiç bir şey yazmamışsın” dedim.
“Öğretmenim düşünüyorum düşünüyorum ama iyi bir huyumu bulamadım” dedi.
“Öyle şey mi olur?” dedim. “Biraz daha düşün. Beğendiğin huyların, davranışların mutlaka vardır.”
Gerçekten ciddi ciddi düşündü. Zil çaldı, tüm sınıf kağıtları verip çıktı.
O baya oturdu.
“Öğretmenim ” dedi.” Şurada yazan sevmediğim olumsuz yanlarımı biri bana söylese kavga çıkarır, kabul etmezdim. Ana insan kendisi düşünce nasıl davrandığını fark ediyor. Öğretmenim insanlar ne kadar çok başkalarını kandırmaya çalışıyor. Kimse yalancıyım, kavgacıyım, huysuzum demiyor ama aslında öyleler ” dedi.
Kendisiyle ilgili küçük bir yüzleşme yaşamıştı. Bu durum çok hoşuma gitti.
“Bak gördün mü?” dedim. “İyi özelliklerinden birini buldun. Kendini dürüstçe eleştirebiliyorsun. Bence yaz bunu olumlu tarafa.”
“Ama öğretmenim diğer taraf çok uzun oldu” dedi üzgün bir sesle.
O an ne yapacağını bilemediğini hissettim.
“Olsun” dedim. “ Oradaki davranışları diğer tarafa nasıl taşırız yavaş yavaş öğreneceğiz. Sen kendinde ne var ne yok tespit etmişin. Bunları ayırt edebildiğine göre değiştirmek istediklerini değiştirebilirsin.”
Biraz aklına yatar gibi oldu. Olumlu tarafa “kendimi eleştirebiliyorum” yazdı ve kağıdı bana verdi.
Kendimize karşı açık olmak büyük bir cesaret ister aslında.
Kimse yoğurdum ekşi diyemiyor.
Herkes bir başkasının eksiğini kusurunu fark ettiği an hiç acımadan eleştirmeye başlıyor.
Ama sıra kendimize gelince “ O kadar kusur kadı kızında da olur” deyip görmemezliğe geliyoruz.
O zaman alalım bir kağıt kalem kocaman bir BEN yazıp düşünelim.
Herkes içindeki çocuğu çıkarmak istiyor ya çıksın bakalım o çocuk.
Yazmaya başlasın. Acaba neler yazacak?
Ben de yazdım. Amaninnnn olumsuz taraftaki liste ne kadar uzunmuş .
Çok ayıp. Çokkkk ayıp. Kendimden beklemezdim bunu. Ben de diyorum bunca hin fikir nereden aklıma geliyor. İçim fesatmış aaaa :))
Neyse ne demiş Orhan Abimiz. “Hatasız kul olmaz,hatamla sev beni.”
Kimi seviyorsak hatasıyla sevelim. Eleşirelim ama kantarın topuzunu da iyi ayarlayalım
Herkesi öpeyrum…
I love kendim I lovee
Tülay Olçum