Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bildiğimiz gibi 2011 yılında yapılan YGS sınavında şifre skandalı açık olarak ortaya çıkınca tüm ülkede Lise öğrencileri ayaklanmıştı. Bütün şehirlerde Liseliler günler süren gösteriler yapmışlardı. O yıllarda ÖSYM başkanı Ali Demir şifre var ama kopya yok demişti. Dönemin AKP iktidarı, tüm belgelere rağmen Ali Demir’e ve ÖSYM’ye sahip çıkmıştı. Dönemin tetikçi gazetesi TARAF da ÖSYM‘yi en çok savunan gazete idi. Daha sonra ÖSYM’nin yaptığı pek çok sınavda şaibe olduğu ortaya çıktı. KPSS, Hâkimlik ve Savcılık sınavları, Polis okulu sınavları bunlara örnektir. O yıllarda çok kapsamlı soruşturma ve davalar açılması gereken bu durum, sonuç olarak ülkemizin geleceği açısından ciddi sonuçları olan bir konudur. ÖSYM’nin 2011 öncesi ve 2015 sonrasında da merkezi sınavlar konusunda da şaibe iddiaları hep oldu. Yalnızca 2011-2015 arasını alsak bile yüzbinlerce kişinin soru çalarak üniversitelere girdiği sonucuna ulaşabiliriz. Soru çalarak Mühendis, Mimar olan birisinin yaptığı evde oturmak ister misiniz? Soru çalarak Tıp Fakültesine girip doktor olan bir kişi her hasta baktığında, kendini nasıl hissediyordur? Böyle bir doktora vatandaş olarak muayene olmak ister misiniz? Soru çalarak Eğitim Fakültesine girip mezun olan bir öğretmene çocuğunuzu teslim eder misiniz? Sorular böyle uzayıp gider.
Ülkemiz son yirmi yılda nereden nereye geldi? Bir zamanların en güvenilir kurumu olan ÖSYM’nin bu hali ülkemizde yaşananların kısa bir özeti gibidir. 1940’lı yıllarda canıyla, dişiyle yok paraya, el emeği ve elbirliğiyle Köy Enstitülerini kurulduğu ülkemizde, Eğitim kurumlarının düşürüldüğü bu hal içler acısıdır. Vatandaş olarak çoluğumuzun çocuğumuzun hakkını aramak zorundayız. Pek çoğumuzun çocuğu, bu vicdansız, hırsızlar yüzünden üniversitelere girememiştir. Üniversite hazırlık kurslarında biz veliler olarak havanda su döğmüşüz haberimiz olmamıştır. Olsa da bir şey yapmamışız. Şu anda her şey net olarak ortada duruyor. Olayı yalnızca Ali Demir’e yüklemek en yanlış olandır. Organize olan suç, tüm yönleriyle araştırılıp tüm suçlular hesap vermelidir.
Hırsızın, arsızın meslek sahibi olduğu, gariban çocuklarının açlıktan hayatına kıydığı bir dönemden geçiyoruz. ÖSYM davasını tüm vatandaşlar olarak izlemeli, tüm suçluların yargılanmasını istemeliyiz. Bu dava çoluk, çocuk hepimizin davasıdır.
ercankosmanoglu@hotmail.com
Ercan Küçükosmanoğlu
Haberin Kaynağı: https://www.yenicizgihaber.com