Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
“Ben çocukken, ebeveyn etkileşimi olmadan çok sayıda ücretsiz oyun vardı. Çocuklarım beş dakika yalnız kalamaz. NEREDE YANLIŞ YAPTIK?"
Parenting Outside the Lines (Sınırların Ötesinde Ebeveynlik) adlı kitabın yazarı ve ebeveyn koçu olan Meghan Leahy, “Kötü ebeveynler değiliz; çocuklarımıza teknoloji sağlıyoruz ve rutinlerini devam ettirmeye çabalıyoruz, aynı zamanda da çalışıyoruz,” diyor. Ve şu an o rutinlerin hepsi altüst olmuş durumda, biz de elimizdekilerle en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Araştırmalar, yoğun şekilde planlanmış hayatlarımızın, çocuklarımızın sahip olduğu boş zamanı önemli ölçüde azalttığını ve bu nedenle de bağımsız oyun becerilerinin içinde bulunduğumuz durumda yeterli gelmeyeceğini gösteriyor.
Ama sorun değil. Uzmanlar, bazı yöntemler yardımıyla çocuklarımıza nasıl daha bağımsız oyunlar oynayabileceklerini öğretebileceğimizi ve bu becerinin onlara hayat boyu sürecek faydalar kazandıracaklarını belirtiyorlar. “Bağımsız oyun zaman yönetimini, kendini yönteme ve organizasyon becerilerini, duygusal ve fiziksel farkındalığı ve regülasyon (duygularını düzenleme) becerisini teşvik ediyor,” diyor eğitimci Dana Rosenbloom. “Bunlar, bireyler olarak başarılı yetişkinler haline gelmemizi sağlayan beceriler.” Bu süreçte hayatımızı kolaylaştırmak da bizim elimizde. “Çocuklarımız ‘arızalı’ değil,” diyor Leahy ve ekliyor, “Ancak, bu zamanı çocuklarımıza ‘beyninde kullanmadığın bazı bölümler mevcut ve şimdi bunlara odaklanabiliriz,’ demek için kullanabiliriz.”
İşte bunu yapmanın yolları…
Bağ kurmakla başlayın.
Playful Parenting (Oyuncu Ebeveynlik) adlı kitabın yazarı Lawrence J. Cohen, “Bu kaygı ve belirsizlik döneminde çocukların olumsuz davranışlar içine girmeleri son derece doğal, bu da – rahatlama, fiziksel yakınlık, şefkat ve iletişime duydukları – bağımlılık ihtiyaçlarının en üst seviyede olacağı anlamına geliyor,” diyor. “Kulağa biraz çelişkili gelse de, bağımsızlık ve keşif; bağımlılığın, güvenliğin ve emniyetin tam tersi değildir. Aslında bunlardan kaynaklanırlar.”
Çocuklarınızın kendi başlarına oynayacak kadar güvenli hissetmelerini istiyorsanız, güne çok yakın bağ kurduğunuz oyunlarla başlayın. Dr. Cohen, “20 dakikalık bir alarm kurun, telefonunuzu bir köşeye bırakın ve çocuğunuza ‘Senin için 20 dakikam var. Ne yapmak istersin?’ diye sorun. Ardından oyun boyunca çocuğunuzun ‘yardımcısı ve takipçisi’ rolüne bürünün. Ne yapmaları gerektiğini söylemeyin.” diye tavsiyede bulunuyor.
Ancak elbette onları teşvik edebilirsiniz. “Çocuğunuzu yargılamadan faaliyetlerini tanımlayın ve yorum yapın,” diyor, Aha! Parenting isimli ebeveyn internet sitesinin kurucusu ve editörü Laura Markham. “Bu size biraz sıkıcı gelebilir, ancak çocuğunuzun ‘Vay canına, annem/babam beni oyun oynarken izlemeyi seviyor, demek ki bu işte iyiyim,’ diye düşünmesini sağlayacak.” Alarm çaldığındaysa çocuğunuza “Seni oyun oynarken izlemek çok keyifliydi, daha sonra yine izleyebilirim,” deyin. Onlara sarılın ve gidip kendi işlerinizle ilgilenin. Dr. Markham, “Genelde kendi başlarına oyun oynamaya devam ederler,” diye belirtiyor.
Küçük adımlarla başlayın.
Ignore It (Görmezden Gel) adlı kitabın yazarı Catherine Pearlman, “Kendi başına oyun oynamayan çocuk için bir saat sonsuzlukla eşdeğerdir,” diyor. “5 ya da 10 dakika ile başlayın ve bu rakamı zamanla artırın.” Ayrıca, oyunun ardından gerçekten zevk aldıkları bir şeyi birlikte yapmanızı da öneriyor.
Oyun için davetlerde bulunun.
Okulsuz eğitim (unschooling) akımında çok popüler bir yöntem vardır. Bu yöntemde çocuklar için oyun oynama isteği yaratılır ve çocuklar bunu kendi başlarına keşfederler. Karantinadaki ebeveynler için bir oyun rehberi hazırlamış olan ebeveyn koçu Avital Schreiber-Levy bu yöntemi, “Ebeveynliğin en iyi numaralarından biri,” olarak nitelendiriyor. Bu yöntem ile, oyuncakları ve benzeri nesneleri ilgi çekecek ve beklenmedik bir şekilde yerleştirerek çocuklarınızın bunları keşfetmesini sağlıyorsunuz.
Örneğin, bir kurabiye tepsisi alın ve üzerine çay partisinin keyfini süren birkaç oyuncak bebek ya da kuru fasülye yığınının üstünde duran oyuncak kamyonlar yerleştirin. Legoları renklerine göre ayırın veya tamamlanmamış bir yapı oluşturun. Ya da tüm parçaları ters dönmüş ve başlanmaya hazır bir yapbozu ortaya koyabilirsiniz.
Schreiber-Levy, oyuncaklar arasında dönüşüm yapmanızı da öneriyor. “Oyuncaklarla uzun süre oynandığı zaman ‘bayatlıyorlar,” diyor. “Oyuncakları arada bir kaldırarak ya da farklı şekillerde sunarak ‘yeni’ göstermeniz çok önemli.”
Dağınıklığa müsaade edin.
Schreiber-Levy, “Dağınıklığa neden olan veya dokunsal oyunlar – boya, kum, kil, boncuk ya da su kullanılan oyunlar – zahmetli olduğu için çoğu ebeveynin kaçındığı türden oyunlardır,” diyor. Ancak bu oyunlar çocukları “gerçekten rahatlatır ve uzun süre meşgul edebilir.” Dağınıklığı kontrol altına almanın bir yolu, bir alan belirlemekten geçiyor. Açık hava en belirgin seçim olsa da, kova, büyük tepsi ve havlu kullanarak ev içinde de alan yaratabilirsiniz. Schreiber-Levy, 2 ve 4 yaşındaki çocuklarının küvette tıraş köpüğüyle bir buçuk saat oynadıklarını, bu yüzden onlar oyun oynarken kendisinin de bilgisayarını alıp tuvalette iş yaptığını söylüyor.
Bir hareket bölgesi oluşturun.
Schreiber-Levy, “Çocuklar vücutlarını iyice yormadan uyumaz ya da uslu durmazlar,” diyor. Açık hava aktiviteleri muhteşemdir, ancak çocuklarınızın hareket etmeleri için ev içinde de güvenli bir alan oluşturabilirsiniz. Mobilyaları bir kenara çekin ve yere yastık, minder, yoga matı ve uyku tulumu gibi yumuşak şeyleri serin. Şansınız yaver giderse çocuklarınız onları saatlerce oyalayacak bir kale inşa ederler.
Oyun ile siz de bağ kurun.
Dr. Cohen, “Ebeveynler bağımsız oyun fikrini sunduğunda, çocuğun yüzüne kapıyı kapatıyor ve ‘Git dışarıda oyna,’ diyorlar gibi gözüküyor genelde.” diye belirtiyor. Bunun yerine, çocuklarınızı sizin de daha sonra katılabileceğiniz aktivitelerle uğraşmaya teşvik edin. Sizin için bir sanat eseri oluşturmak, evdeki diğer yetişkinler için sürpriz hazırlamak ya da minder ve sandalyeleri kullanarak oturma odasında bir engel parkuru oluşturmak gibi. “Onlara, ‘Tamamladığın zaman gel de bana göster ve sana zaman ayırayım,’ diyebilirsiniz,” diye belirtiyor Dr. Cohen. “Böylece tek başlarına oynuyor olsalar dahi onlarla bağ kurmuş oluyorsunuz.”
Kendi çocuğunuza özel hareket edin
Bağımsız oyun “öğretilebilir bir beceri”dir ancak, yaşlarına ve gelişimsel yaşlarına bağlı olarak her çocuk için farklı şekilde işler, diyor Rosenbloom.
Rosenbloom, DEHB’li veya kendini yönteme becerileri daha yavaş gelişen çocukların zamanlarını planlamalarına yardımcı olmak için silinebilir tahta kullanmayı tavsiye ediyor. “DEHB’li birçok insanın en güçlü yanlarından biri, sevdikleri şeylere aşırı odaklanabilmeleri ve bunlarla uzun süreler meşgul olabilmeleridir,” diye ekliyor. Oyun zamanı için böyle şeyleri seçin. “Onları doğru şekilde hazırladığımız takdirde çok daha uzun süre bağımsız kalabilirler,” diyor.
Çocuklarınızı başka çocuklarla karşılaştırmayın. Leahy, “Komşularınızın ne yaptığına bakmayın,” diyor. “Instagram’a bakmayın. Kendi oyununuzu oynayın.”
Sabırlı olun.
Schreiber-Levy, “Çocuklarınız bütün gün okulda ya da ekran karşısındaysa, körelen bağımsız oyun kaslarını esnetmeleri gerekir,” diyor Rosenbloom. “Her şeyin aynı anda olmasını istiyoruz,” diyor. “Ancak bunun hepimiz için bir geçiş süreci olduğunu anlarsak ve sabırlı davranırsak, işe yarayacaktır.”
Ve bu sadece ebeveynlerin işlerini halletmesine yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda çocuğunuza bu korkutucu zamanda güven ve moral vermenize yardımcı olacaktır. “Oyun çocuklar için terapi,” diyor Schreiber-Levy. “Çocuklar kendi dünyalarını inşa edip onların içinde yaşadıklarında, kendilerini gerçekte rahatsız eden konularla başa çıkabilirler. Kontrolü ele alır ve olanları duygusal olarak daha iyi anlayabilirler” Bu şu anda hepimizin ihtiyacı olan bir şey.
Çeviri: Zeynep Topal
Kaynak: https://www.nytimes.com/2020/04/03/parenting/kids-independent-play-coronavirus-quarantine.html?fbclid=IwAR171wSmJQHIRrNn0PTmYKfG-xiAsHmqc-dLICUN_OB-qu9-vbYq6K3_9mg