Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
İndependent Türkçe'den Lale Elmacıoğlu'nun haberine göre, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ALO 170 hattına, Mart 2011 ile Eylül 2019 tarihleri arasında yaklaşık 86 bin çağrı geldi.
Gaziantep’te 25 yaşındaki sözleşmeli öğretmen Saadet Harmancı, 12 Kasım 2019’da yaşamına son verdi.
Saadet öğretmenin, intihar etmeden önce sosyal medya hesabından, "Öğrencilerim haklarını helal etsinler, gözüm gibi baktım hepsine üzülmesinler ben yapamadım mobbinge uğramaktan” paylaşımında bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Genç öğretmenin dikkat çektiği “mobbing”, iş yerinde psikolojik taciz ya da yıldırma anlamına geliyor.
Türkiye’deki çalışanların değişik nedenlerle hiç de azımsanmayacak bir oranda karşılaştıkları bir kavramın, sarsıcı sonuçları bulunuyor.
Genellikle yöneticilerin başvurduğu bu yöntem sebebiyle pek çok kişinin hayatı kararıyor.
En çok özel sektörde yaşanıyor
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ALO 170 hattına, Mart 2011 ile Eylül 2019 tarihleri arasında yaklaşık 86 bin çağrı geldi.
Çağrılar üzerinden yapılan değerlendirmeye göre, mobbing vakaları, yüzde 82 oranında özel sektörde görülüyor.
Başvurular değerlendirildiğinde özel sektörde ilk sırada sanayi sektörü yer alırken, onu mağaza/restoran/ marketler ile hizmet ve sağlık sektörleri takip ediyor.
Kamuda Sağlık Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı ilk sıralarda
Kamu sektöründeki mobbing vakalarında ise Sağlık Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı öne çıkıyor.
Bakanlık verilerine göre mobbing vakalarında yüzde 48 erkek, yüzde 52 kadın mağduriyeti yaşanıyor.
Mobber cinsiyetinde erkekler önde
Mobbing uygulayanların (mobber) cinsiyeti ele alındığında, yüzde 75'le erkek çalışanlardan şikayetçi olunduğu görülüyor.
Mobbing, en fazla hemcinsler tarafından uygulanıyor. Kadından kadına yönelik baskı, yıldırma ve saldırı oranı ise daha fazla.
Konuyu Independent Türkçe’ye değerlendiren uzmanlar da ağırlıklı olarak sağlık, bankacılık, sigortacılık, otomotiv ve eğitim sektörlerinde mobbing mağdurlarına rastladıklarını belirtiyor.
En az 6 ay süreyle ve sistematik şekilde...
Bir olayın mobbing olarak değerlendirilmesi için iş yerinde uygulanan psikolojik baskının “en az 6 ay süreyle” ve “sistematik” şekilde gerçekleşmesi gerektiği de vurgulanıyor.
Daha kısa süreli olaylar ise mobbing olarak değerlendirilmiyor.
"İkna odalarında sizi istifaya zorluyorlar"
Mobbing mağduru olan bankacı Uğur Durak, eski iş yerinde iki yıl süreyle baskı ve yıldırmaya maruz kaldığını anlattı.
Türkiye'nin önde gelen bankalarından birine açtığı işe dönüş davasını kazanan Durak’ın açmış olduğu mobbing davası ise Aralık ayında görülecek.
Uğur Durak, "Sizi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar, geleceğinizi tahakküm altına alıyorlar, ekmeğinizle oynuyorlar" ifadelerini kullandı.
Mobbingin ispatının çok zor olduğunu belirten ve "adeta gölgelerle savaşıyorsunuz" yorumunu yapan Durak, yöneticilerinin ses kaydını alıp mahkemeye delil olarak sunduğunu söyledi.
"Kurdukları ikna odalarında sizin yeteneksiz ve bu işe uygun olmadığınız söylenerek istifaya zorlanıyorsunuz" diyen Durak, kendisi gibi mobbing mağdurlarına özgüvenlerini kaybetmemeleri ve güçlü olmaları çağrısı yaptı.
Durak, insanların baskı karşısında çabuk pes etmemeleri ve olumsuz bir durumla karşılaştıklarında ise bunu sonucunda kendilerine zarar vermemeleri gerektiğini kaydetti.
İş yerinde yaşadığı psikolojik baskının aile yaşantısını da etkilediğini söyleyen Durak, mobbing mağdurlarına yol göstermek için kitap yazıp, YouTube kanalı açtğını anlatıyor / Fotoğraf: Independent Türkçe
Çekmeceye ölü fare ve yılan koymak
Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman, görmezden gelme, saygı göstermeme, iş yükünü artırma ya da hiç iş vermeme, lakap takma, hakaret etme, iş yerinde istenmediğini söyleme, kişiliğe saldırı, ayrımcılık, küçümseme, dedikoduya ve iftiraya maruz bırakma, kasıtlı olarak hakkında tutanak tutturma, ceza verdirme, görev yerini değiştirme gibi davranışların sistematik şekilde devam etmesi olarak anlatıyor mobbingi.
Mobbingi, "kişinin kişiye eziyeti, zorbalığı" olarak adlandıran İşman, bezdirme politikalarının iş yerinde çekmeceye ölü fare, ölü yılan bırakmaya kadar gidebildiğini anlattı.
Avukat Selçuk Ener ise mobbingin, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 123, maddesine göre suç olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Örneğin bir yöneticinin iş yerinde hakarette bulunması, kendisine bağlı kişilere satış baskısı yapması, ‘yapamadın-edemedin’ diyerek hakaret içerikli cümleler kullanması, hakaret suçunun konusunu oluşturur. Mesai saatleri içinde keyfi değil ama zaruri telefon ihtiyacı olmasına karşı, yöneticinin buna izin vermemesi, haberleşmenin engellenmesi suçu, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu var TCK’nın 123. maddesinde. Yine mobbinge konu eylemler, bu suçun da konusunu oluşturabilir. Sonuçta mobbing tek bir suç değil ama mobbing olarak değerlendirilecek eylemler, TCK’da düzenlenen birden fazla suçu oluşturabilir.
“Mobbing yasası çıkarılmalı”
Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD) Genel Başkanı İsmail Akgün ise acilen mobbing yasasının çıkarılması gerektiğini görüşünde.
Mobbing sonucu gerçekleşen intihar vakalarına dikkati çeken Akgün, baskı uygulayan mobberlerin, Türk Ceza Kanunu’nda tasarlayarak öldürme fiiliyle yargılanması ve cezalandırılması gerektiğini dile getirdi.
Akgün, yasanın yanı sıra alınabilecek önlemlere ilişkin şunları söyledi:
İş yerinde liyakat, ehliyet ve adalet baz alınmalı, yöneticiler uzmanlık alanları dışında insan yönetimi konusunda da eğitim almalı. Yönetim anlayışı yerine yönetişim anlayışı benimsenmeli. Yöneticiler, teftiş ve denetimin yanı sıra bağımsız denetim kurumlarınca
(Ombudsmanlık Kurumu, Türkiye Eşitlik ve İnsan Hakları Kurumu gibi) denetime tabi tutulmalıdır. İşe girişte ve her 5 yılda bir, oryantasyon eğitimleri kapsamında mobbing eğitimleri zorunlu olmalıdır. Mobbing mağdurları ve ailelerine rehabilitasyon desteği sağlanmalıdır.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunca, işin uzmanı tarafından objektif, adil ve hızlı incelenmeli ve sonuçlandırmalıdır. Mobbing şikâyeti gelmeyen kurum yöneticisine ödül verilerek, mobbingsiz kurum bayrağı vb. sistem ile olayın önemi vurgulanmalıdır.
"Mobbing nedeniyle boşanma ve intihar vakalarında artış yaşanıyor"
Son yıllarda mobbing nedeniyle kendisine gelen hasta sayısında önemli oranda artış yaşandığını belirten Psikiyatr Doğan Işık, bu kişilerde ağırlıklı olarak “panik bozukluk” ve “depresyon” şikayeti bulunduğunu söylüyor.
Mağdurlara ağırlıklı olarak ilaç tedavisi uygulandığını belirten Işık, stresin devam etmesi halinde uygulanan tedavinin başarısızlıkla sonuçlandığını ve hasta şikayetlerinin kısa süre sonra yeniden başladığını anlatıyor.
Ekonomik gidişat, siyasi belirsizlik ve işsizlik gibi faktörlerin de kişilerin stresini artırdığını vurgulayan Doğan Işık, sosyal faaliyetlerin kısıtlanmasının da bu durumun kişileri kısır döngüde sıkıştırarak tükenmişliğe ittiğini aktardı.
Uzun seneler kamuda şimdi ise özel sektörde görev yapan Psikiyatr Doğan Işık’a göre mobbing nedeniyle boşanma ve intihar vakalarında da artış yaşanıyor.
Kişilerin mobbingin neden olduğu stresle baş edemediğini anlatan Işık, “Bunların hepsinin majör depresyonun bir parçası” ifadelerini kullandı.
Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı İlhan İşman da Işık ile benzer görüşte olduğunu vurgulayarak boşanmaların yüzde 4’ünün mobbing yüzünden yaşandığını ve son 5 yılda 37 milyon kutu antidepresan kullanıldığını sözlerine ekledi.
Saadet Harmancı'nın mobbing sonucu canına kıydığını hatırlatan MEYAD Genel Başkanı İsmail Akgün, şu bilgiyi paylaştı:
Çok sayıda intihar vakası olmakla birlikte kayıtlara 'mobbing nedeniyle intihar' diye geçmeyince, elde somut istatistik de bulunmamaktadır.