ORTAOKUL MEZUNUYUM AMA ÇOK OKURUM”

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Değerli okurlarım,
Gizem Çil benim asistanım. O da herkes gibi evde. Bir yazı gönderdi; okuyunca sizin de ilgilenebileceğinizi düşündüm. İzniyle paylaşıyorum. Yorum ve görüşlerinizi eminim o da benim kadar merak ediyordur. Sağlıklı günler dileğim ve sevgimle.

***
Sabah uyanıp kahvaltı için mutfağa gittiğimde, bir boya ustasının duvarları boyadığını gördüm. Adının Ahmet olduğunu öğrendiğim ustaya “Hoş geldiniz, kolay gelsin” dedim ve tanışma süresince kibarca kısaca konuştuktan sonra odama döndüm.

Gün içinde mutfağa gittikçe, ustayla aramızdaki sohbet doğal akışında gelişme fırsatı buldu. Ahmet Usta’nın ortaokul mezunu olduğunu, çocukları olduğunu ve işini severek yaptığını öğrenmiştim. Bir süre konuştuktan sonra, “orta okul mezunuyum ama çok okurum ben” dedi ve ne işle uğraştığımı sordu. Kendimden biraz bahsettikten sonra, okumayı sevdiğimiz kitaplar ve onların yaşamımıza etkileri üzerine daha derin bir paylaşıma girmiş bulduk kendimizi...

Bir yandan günlük olaylar üzerine yorum yapıyor, diğer yandan deneyimlerimiz ve öğrendiklerimizle yaşamı yorumlayış tarzlarımızı birbirimizle paylaşıyorduk. Konuşmayı fazlasıyla seven ve dinleme konusunda kendimi geliştirmeye çalışan ben, çoğunlukla susuyor, dinliyor ve Ahmet Bey’in anlattıklarından zihnime ufak ufak notlar düşüyordum.

Sonraki üç gün boyunca, fırsat buldukça paylaşmaya ve konuşmaya devam ettik. Bazen sadece benimle, bazen ailenin diğer üyelerinin de bulunduğu bir grup eşliğinde...

Üç günün sonunda Ahmet Usta evden ayrılırken onu tanıdığım için memnun olduğumu söyleyip, keyifli sohbet için teşekkür ettim. Sonrasında ise aldı beni bir düşünce...

Ahmet Bey benden beslendi mi bilmiyorum ama benim ondan beslendiğim ve öğrendiğim kesindi. Yaşamla ve kendisiyle barışık, bu hali en çok gözlerine yansımış, yaşamın gelgitleriyle karşılaşsa da bunları deneyim olarak cebine koymuş ve hayatı öğrenme süreci olarak değerlendiren bir insan, eş ve baba olduğu yönünde bir izlenim edinmiştim. Okuduğu kitaplar, izlediği filmler ve kendisine göre yaptığı araştırmalar onu sürekli bir gelişim ve değişim yolculuğunda tutmuş; o da bu yolculuğu severek ve isteyerek kabul etmişti.

Bu gücü Ahmet Usta’da görmek, sonrasında kendim ve çevremle ilgili bir sorgulama yapmama neden oldu. Keşfettiğim noktalardan en can alıcısı; “ortaokul mezunuyum ama çok okurum” diyen Ahmet Bey’in bu cümlesini, farkına varmadan “cahil değilim demek istiyor” şeklinde yorumlamış olmamdı. Oysa ki Ahmet Usta ne söylemiyle ne de hareketleriyle bu anlama gelecek hiçbir tutum sergilememişti. Çoğu insan gibi ben de zamanla oluşan ve doğal olarak seyreden önyargılarımın etkisinde kalmış ve Ahmet Bey’in böyle bir hassasiyet içinde olabileceğini düşünmüştüm.

Kendimi mahcup hissettiren bu varsayım bir süre sonra yerini derin bir sorgulamaya bıraktı. Sahi, biz kime cahil diyoruz? Bir insanın üniversite, yüksek lisans hatta doktora eğitimi almış olması onu gerçekten “donanımlı” bir insan yapmaya yetiyor mu? Ya da tam tersi ilkokul ve ortaokul mezunu bireyler doğrudan “bilgisiz” mi sayılıyor? Eğer durum böyleyse bu değerlendirme gerçeği yansıtıyor mu? Yaşam deneyimi ve bilgiyi eyleme dönüştürebilme becerisi bunun neresinde yer alıyor?

Evet, Ahmet Usta ile geçirdiğim üç günün sonunda nereye gidersem gideyim bu sorular da benimle beraber geldi. Aslına bakarsanız, kafamda verdiğim yanıtları doyurucu bulmadığımdan bu sorular hala bana yoldaşlık yapıyor.

Hem keyifli sohbet için hem de gelişimime, öğrenme sürecime katkıda bulunduğu için ona teşekkür borçluyum. Ahmet Ustalardan öğreneceğim çok şeyim olduğunu hissediyor, yaşam yolculuğumda daha niceleriyle yolumun kesişmesini diliyorum.

Doğan Cüceloğlu

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber