Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Okuma yetersizliği olan öğrenciler, neler yapmalı? Kendilerini nasıl geliştirmeli? Okuma yetersizliği nasıl anlaşılır ve bu durum için nasıl bir yol izlemek gerekiyor? Okuma yetersizliği olan öğrenciler için nasıl bir yol izlemek gerekiyor?
Öğrencilerin okumalarında çeşitli hatalar olabilir. Öğretmen öğrenciyi okutturup ne gibi yanlışlar yaptığını tespit etmeli, ona göre önlemler alıp çözümler üretmeli.
Biz bunlardan yavaş okuyan öğrencilerin, okumasını hızlandırabilmek için ne gibi çalışmalar yapabileceğimizi gözden geçirmeye çalışacağız. Bu konuda önlemler, ne kadar erkenden ele alınıp çalışmalara ne kadar erken başlanırsa çalışmalardan o ölçüde verimli sonuçlar alınır. Çocukların hatalarını uzun süre yapıp hataya alışmamaları önemlidir.
ÇOCUĞUN YAVAŞ OKUMASININ NEDENLERİ
Her çocuk farklı bir yapıya sahip olduğu için, okuma düzeyleri de birbirinden farklıdır. Hepsinden aynı düzeyde başarı beklenemez.
*Algılama güçlüğü, dikkati okunan metne yoğunlaştırama, konuşma bozukluğu, çocuğun sahip olduğu sözcük hazinesinin azlığı gibi etkenler çocuğun okumasını olumsuz olarak etkiler.
*Okutulan metinlerin, çocuğun seviyesinin üzerinde olması, ilgi ve gereksinimlerine hitap etmemesi çocukta algılama ve dikkat sorunlarına neden olabilir.
*Yavaş okuyan öğrencilerin, önceki başarısızlıkları nedeniyle okumaya karşı geliştirdikleri duygusal dirençleri vardır.
*Çocuğun gözü, harf ve heceleri görmeye fazlaca yönlendirilmiş olabilir. Çocuğun görme açısı daraldığından çocuk, sözcük ve sözcük kümelerini göremiyor. (bkz. 1.Sınıfta Çocuğun Hızlı Okuyabilmesi İçin Aile ve Okul Olarak Neler Yapılmalı?)
*Sözcükler, kalıp olarak çocuğun zihninde yer etmemiştir. Çocuk gördüğü sözcüğü tanımadığı için kelimeyi tümüyle söyleyemiyor; hece hece okumak zorunda kalıyor. Hızlı okuyabilmek için bazen de harf, hece, sözcük uydurmak ya da atlamak zorunda kalıyor. Bu da yanlış okuma ve geri dönmelerle sonuçlanıyor.
*Çocuğun zekâsı normal olabilir; ancak YAPISAL BİR SORUN nedeniyle okuma yazmada yetersiz kalabilir. Ör: DİSLEKSİ. Bu konu incelememizin dışındadır.
Çocuğu, “Hızlı oku.” diye sıkıştırmadan, yapacağımız teşvik ve çalışmalarla onun okumasını hızlandırabiliriz.
ÖĞRENCİYİ RUHSAL YÖNDEN HIZLI OKUMAYA HAZIRLAMA
Öğrenci, yavaş okuduğu için yaşadığı olumsuz yaşantıları nedeniyle, zihninde okumaya karşı olumsuz bir şema oluşmuş olabilir. Okumaya karşı özgüveni azalmıştır. Dikkatini toplayamıyor, canı okumak istemiyor, bir an önce bu işten kurtulmak istiyor, olabilir.
Öğretmenle birlikte çalışılarak okumasının hızlanacağı, bu başarısının diğer derslerine katkısı olacağı, çalışmalardan zevk alacağı ve hızlı okumanın diğer yararları, öğrenciye anlatılmalı. Öğrenci cesaretlendirilmeli.
Ailesinin ve diğer öğrencilerin onu aşağılamalarına izin verilmemeli. Böyle bir durumun normal olduğu, okumasının giderek hızlanacağı sınıfa açıklanmalı.
Yapılacak çalışmalarla, çocuğun zihnindeki olumsuz okuma tablosu, silinip; giderek olumluya dönüşmeli.
BİREYSEL VE KÜME ÇALIŞMALARI
Yavaş okuyan öğrencilerle, bireysel ya da grup olarak çalışılabilir. Öğrencilere belli bir süre sonra diğer arkadaşları ile beraber çalışmalara devam edecekleri açıklanmalı. Olağan bir Türkçe dersi çalışmaları yapılmalı.
Aşağılarda belirtilen çalışmalar yapılarak öğrencilerin okuma seviyeleri, öteki öğrencileri takip edebilecekleri bir düzeye ulaştıktan sonra normal sınıf çalışmalarına devam edilebilir.
YAPILABİLECEK ÇALIŞMALAR
ÖĞRENCİLERİN SEVİYELERİNİ TESPİT VE ONLARIN SEVİYELERİNE UYGUN METİNLERDEN OKUMAYA BAŞLAMA
Okuma güçlüğünün önemli nedenleri arasında, algılama güçlüğü ve dikkatin yeteri kadar okunan metne yoğunlaştırılamama gibi etkenler yer almaktadır. Öğrencinin okuduğu metni algılayabilmesi ve dikkatini ona yönlendirebilmesi için, ona okutulacak metinlerin, onun anlayabileceği düzeyde basit olması ve ilgilerine hitap etmesi gerekir.
Öğrencilerin kaçıncı sınıf düzeyinde okudukları tespit edilir. Çalışmalara o sınıf düzeyinde metinlerin okunmasıyla başlanır.
Kişiden yapamayacağı şeyi ısrarla istemek ve yapmaya zorlamak ona işkencedir. O işten zevk alamaz, bıkar, usanır.
İşe önce kolay seviyelerine uygun metinlerden başlanıp sonradan daha zor ve karmaşık metinler okutulmalı. İlk başlangıç metni olarak masal, öykü gibi olay yazıları seçilirse, çocuk yazıyı daha kolay okuyup anlar; okuma ile ilgili zihnindeki olumsuz düşünceler azalmaya başlar.
OKURKEN DİKKATİNİ METNE NASIL YÖNELTECEĞİNİ ÖĞRETME
Hızlı okuyamamanın nedenlerinden biri de çocuğun okuduğu metne odaklanamamasıdır. Dikkatini tam olarak okumaya yönlendiremeyen çocuk, sağa sola bakar; içinden başka şeyler geçirir; hızlı ve doğru okuyamaz. Bu önemli konu programda olmasa bile zaman zaman öğrencilere hatırlatılmalı.
Çocuk, okurken sadece yazılara bakmalı; yazıdaki bilgi ve olayları, zihninde tutup canlandırmalı. Film izlerken nasıl başka bir şey düşünmüyorsa okurken de yazıda anlatılanların dışında herhangi bir şey düşünmemeli.
YANİ GÖZÜYLE, KULAĞIYLA VE TÜM VARLIĞIYLA SADECE YAZIDAKİ BİLGİ VE OLAYLARI TASARLAMALI.
Yöntemi öğrenip dikkatini tüm varlığıyla yazıya yönlendiren çocuk, daha iyi görecek, anlayacak; çocuğun gözü yazıda daha hızlı ve uzun atlamalar yapacaktır.
DİNLENMİŞ ANLARINDA ÇALIŞTIRMA
Çocuğun, okuyacağı yazıya odaklanabilmesi ve okuduğu yazıyı algılayabilmesi için onların dinlenmiş anlarında, özellikle ilk saatlerde, usanç ve yorgunluk vermeyecek şekilde çalıştırılmalı.
OKUMA KURALLARINI ÖĞRETME
Çocuğun gözleri satırda sürekli ve hızlı ilerlemeli, daha fazla alanı görmeye gayret etmelidir. Onlar okuduğu sözcükleri veya sözcük öbeklerini bir seferde, konuşur gibi söylemeye, öğretmen gibi okumaya çalışmalıdırlar. Yanlış okusalar bile, geri dönüp okudukları yazıya bakmamalıdırlar.
Dik oturulup uygun uzaklıktan, uygun ses tonuyla, parmak ve kalemle takip etmeden, sallanmadan okumalıdırlar.
TÜRKÇE ÇALIŞMALARI BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALINIP YÜRÜTÜLMELİ
Türkçe derslerinde; okuma, anlama, anlatma, yazma, dilbilgisi çalışmaları bir bütün olarak ele alınıp hepsine değer verilerek yürütülmeli. Bu çalışmaların her birinin hızlı okumaya ayrı bir katkısı olduğu unutulmamalı. Anlayamayan, anlatamayan, yazamayan, konuşamayan çocuk, hızlı da okuyamaz.
ÇALIŞMALAR ÇEŞİTLENDİRİLMELİ
Her gün benzer etkinliklerin yapılması, küçük çocukları, özellikle ağır öğrenen çocukları sıkar; çalışmalara dikkatlerini yönlendiremezler. Okuma bakımından, aşağıda belirtilen etkinliklere yer verilebilir.
Öğretmenin tasarlayacağı etkinlikler, rehber ve ders kitaplarında sözü edilen etkinlikler yerine getirilebilir. Etkinlikler, kararında ve zamanında uygulanırsa daha etkili olur. Uzun süre aynı çalışmaya yer verip çocuklar o çalışmadan bıktırılmamalı.
Bu çalışmalara yavaş okuyan öğrenciler de katılarak onların diğer öğrencilere uyumu sağlanır. Bu da çocukların kendine güvenini artırır.
NOT: Bu yazıda belirtilen çalışmalar, özellikle yavaş okuyan öğrenciler için önerilmektedir. Normal sınıflar, programları doğrultusunda çalışmalarını sürdürebilirler.
YAVAŞ OKUYAN ÖĞRENCİLERLE YAPILABİLECEK BAZI ETKİNLİKLER
BİLİNMEYEN, YANLIŞ OKUNAN, GERİ DÖNÜLEN, SÖYLENEMEYEN SÖZCÜKLER ÜZERİNDE ÇALIŞMA
Özellikle yavaş okuyanları öğretmen takip eder. Telaffuz edilemeyen, yanlış okunan, geri dönülerek tekrarlanan ve anlamı bilinmeyen sözcükleri tespit eder, bunları tahtaya alt alta yazar. Bu sözcükleri kavratmak ve kalıp olarak belletmek için, teker teker birkaç kez okutur ve birkaç kez yazdırır. Anlamı bilinmeyen sözcüklerin anlamı; sözün gelişinden, sözlükten vb. yararlanılarak öğrenilir. Cümlede kullanılır.
İstenirse metin yeniden okutularak aynı hataların ne ölçüde azaldığı tespit edilebilir.
Bu çalışma, zamanla etkisini gösterecek; sonradan aynı sözcüklerle karşılaşan çocuk, o sözcükleri daha rahat okuyacak; geri dönüşler, yanlış okumalar ve söyleyiş hataları azalacaktır.
Çocuk telaffuzda zorlanıyorsa sıkıştırılmaz; kimsenin gülmesine izin verilmez. İleride doğru söyleyebileceği hatırlatılır. Aksi halde çocuk duruma dikkatini yönlendirerek kendine mal eder, benzer hataları yeniden yapabilir.
METİNDE SÖZCÜK VE CÜMLE BULDURMA YARIŞMALARI (OYUNLAR)
Çocukları hızlı okumaya teşvik etmek için yapılır. Metin çalışmalarının başında, uygulanabilir. Seviye gruplarıyla ve tüm sınıfla oynanabilir.
Oynanışı: Tahtaya bir sözcük veya cümle yazılır. “Bakalım bu sözcüğü metinde kimler önce bulacak.” denir. Bulanlar alkış ya da puan sistemi ile ödüllendirilir. Sıkılmamaları için birkaç çalışmadan sonra oyuna son verilir.
Metinde çok geçen sözcükler tespit edilerek verilen sürede, ilgili kökle başlayan sözcükleri bulup altlarını işaretlemeleri istenir. Çocuklar verilen sürede buldukları kelime sayısı karşılığında puanlarını alırlar. Ör.50 saniyede “git” ile başlayan sözcükler buldurulabilir.
OYUNUN ZOR HALİ: Tahtada sınıf seviyelerine göre 1-5 arası sözcük verilip, belli sürede hepsini bulmaları istenerek bireysel ya da grup yarışmaları düzenlenebilir. Yarışmacılar verilen sürede buldukları sözcük sayısı kadar puan alırlar.
OYUNUN ÖNEMİ VE OLUMSUZ YANI: Çocuklar tahtada yazılı sözcüğü tanıdıktan sonra sözcüğü erken bulmak için ister istemez yazıya “göz atma” yöntemini uygulayacaklar. Bu hızlı okumanın bir türüdür. Daha geniş alanı görmeye, hızlı ve uzun atlayışlar yapmaya, yani hızlı okumaya kendiliklerinden bir çaba gösterecekler.
Bu çalışmada, gözler hızlı tarama yaparken anlam, bir kenara itildiği ve yarışmaların sakıncaları dikkate alınarak çalışmaya gereğinden çok fazla yer verilmez.
FARKLI OYNANIŞI: Tahtaya yanıtı bir sözcük ya da bir cümle olan, bir soru yazılır. Yanıtını metinde bulup altını çizmeleri istenir. Çocuklar yanıtı en erken bulmak için daha dikkatli ve hızlı okumaya gayret ederler. Bu çalışmada okuma ve anlama olayı birlikte yürütüldüğünden daha önemlidir. Böylece oyun halinde bir sessiz okuma çalışmasıyla metin işlenmeye başlanır.
DİKKAT EDİLECEKLER: Sessiz okuyabilecek kadar okuma hızına sahip olanlardan, dudaklarını kıpırdatanlara ve parmakla vs. takip edenlere puan verilmez.
OKUMA ÇALIŞMALARI
ÖRNEK OKUMA
Seli okumanın tüm kuralları uygulanarak, dikkat çekici bir şekilde öğretmen okumalı. Öyle okumalı ki dikkati dağınık öğrencilerin bile dikkatlerini çekmeli.
Sesli okuma dinlenilmek için okunur. Sesli okuma ile dinleme eğitimi de gerçekleştirilir. Dinlemenin kuralları, okuyanı ve konuşanı dinlemenin bir görgü kuralı olduğu hatırlatılarak öğrencilerin sesli okuyan kişileri dinlemeleri sağlanmalı.
Okuma süresi çok uzarsa olağan olarak öğrencilerin dikkatleri dağılacaktır; bu bakımdan sesli okuma çalışmaları fazla uzatılmamalı.
Öğretmen kendi okumadan öğrencilere de okutulabilir. Öğrenciler okurken öğretmenlerini model almaya çalışmalıdırlar.
TEKRARLI OKUMALAR
Bir metnin tümü veya belli bir bölümü, birkaç kere okunup beynin metindeki o sözcüklerle daha çok karşılaşması sağlanarak, zihnin o sözcükleri tanıması, yani o sözcüklerin kalıp olarak zihin tarafından bellenmesi sağlanır. İleride aynı sözcükle karşılaşan zihin o sözcüğü tanır hecelemeden okur.
İlk karşılaşılan sözcükler geçici belleğe alınır. Bunların kalıbı unutulabilir. Beyin aynı sözcükle fazla karşılaşırsa yani okuma tekrarlanırsa veya çok kitap okunursa; sözcükler, tanınarak uzun süreli belleğe yerleşirler ve kolay unutulmazlar.
Hızlı okuma bir kenarda dursun, tekrarlarla istenilen bölüm, metin, hatta kitap bile ezberlenebiliyor.
Bir bölüm veya metni çocuğa kuru kuruya birkaç kez okutturmak, onu sıkacaktır. Metin farklı biçimlerde okunarak, farklı çalışmalarla, bu soruna çözüm üretilir. Aynı çalışmanın tekrarından sıkılan çocuk, farklı çalışmalardan zevk alacaktır.
SESSİZ OKUMA
Çok yavaş okuyanlar, belli bir düzeye gelmeden, sessiz okumayı beceremezler; sessiz okuduklarından da bir şey anlamazlar.
Yavaş okuyanlara, 2. ve 3. sınıflara: Sesli okumaya çok, sessiz okumaya az zaman ayrılmalı. 4.sınıfta sesli ve sessiz okumaya eşit olarak yer verilmeli. Üst sınıflarda sessiz okumaya fazla zaman ayrılmalı.
Sessiz okumada, dudak kıpırdatmadan, içten okumadan, sadece gözle okuma; gözün satırda hızla hareket etmesi, parmakla takip etmeme, sallanmadan okuma vb. kurallar öğretilip uygulanmalı.
Sessiz okumaya alıştırmak için, yavaş okuyan öğrencilerle, çalışılmış metin üzerinde, sessiz okuma çalışmalarına başlanabilir.
METNİ KARIŞIK ÖĞRENCİLERE, SESLİ OKUTURKEN DİĞERLERİNİN ONLARI TAKİP ETMELERİ
Öğrencilerin birisi sesli okurken diğerleri onu sessizce takip eder. Herhangi bir anda, başka bir öğrenciye işaret edilerek, kalan yerden sesli okumaya devam etmesi istenir. Sonra işaret edilen bir başkası, kalan yerden okumaya devam ederek, tıpkı bayrak yarışı gibi, aynı işlem, okuma parçası bitinceye kadar sürer, gider.
YARARLARI: Herhangi bir anda kendisinin okuyacağını bilen çocuk, kendisinin okuyacağı anda nereden başlayacağını şaşırmamak ve takip edebilmek için, zorunlu olarak hem dikkatini metne verecek hem de gözleri, satırlar üzerinde hızlı okuyanlar ayarında, hızlı ve uzun atlamalar yapacaktır. Bu antrenmanla dikkat, göz sıçraması ve algı yönlerinden göz ve beyni eğitilerek, giderek okuma hızı artacaktır.
Bu sırada, okuması iyi olan öğrencilerin yavaş okuyanlardan etkilenip okumalarının bozulmaması için, yavaş okuyanlara ayrılan süre kısa tutulmalı, ya da yavaş okuyanların, iyi okuyacağı veya önceden çalışmış oldukları bir bölüm okutulmalı.
Herhangi bir zamanda yavaş okuyan öğrencilerle sesli okuma çalışması yapılırken diğer öğrencilere başka etkinlikler verilebilir.
NOT: Yukarıdaki çalışma ile gruplar arası hızlı sesli okuma yarışması düzenlenebilir. Teke tek yarışmadan, gruplar arası okuma yarışmalarının eğitsel değeri daha fazladır.
KORO HALİNDE OKUMALAR
Okuma parçalarının koro halinde nasıl okunacağı öğretildikten sonra; önce şiirler, zamanla düzyazı metinleri; sınıfça, gruplar halinde koro olarak okutulur. Okurken konuşur gibi ve tonlamalı okumaya çalışılır. Yavaş okuyan öğrencilerin çalışmaya tam katılması için, kendi seviyesinin biraz üzerinde 2, 3, 4’lü gruplarla okumaları önerilir.
Koro halinde okuma çalışmalarında, başlangıçta bazı aksaklıklarla karşılaşılabilir. İlerleyen zamanlarda çocuklar bu konuda ustalaşacaklardır.
YARARLARI: Öğrenci, koro halinde okurken, arkadaşlarına yetişebilmek ve onlara uyum sağlayabilmek için çocuk çaba gösterecek, gözü hızlı ve uzun atlayışlar yapacaktır. Bunun yanında; birlik beraberlik, topluma uyma duyguları pekişecek ve toplu iş yapmaya alışacaklardır.
ANLAMA VE ANLATMA ETKİNLİKLERİ
Okumanın amacı anlamak, bilgilenmek ve eğlenmektir. Okunduktan sonra yazıdan bir şey anlaşılmamışsa boşuna emek harcanmıştır. Okuduğunu anlayan kişiler daha hızlı okurlar.
Anlama- anlatma çalışmalarında, metni anlatma, özetleme, metinle ilgili soruları yanıtlama, konuyu, ana fikri yan fikirleri bulma vb. çalışmalar yapılabilir.
Çalışmaları eğlenceye dönüştürmek için, metni oyunlaştırma, resimle anlatma, metni karışık öğrencilere anlattırma gibi etkinliklere yer verilebilir.
ARTİSTİK SESLİ OKUMA ETKİNLİKLERİ
Metinler okunup işlendikten sonra, bir başka metne geçmeden önce, sanatsal okuma çalışmalarına yer verilir. Metin üzerinde yeteri kadar çalışmış ve onu iyice anlamış olan çocuk, büyük olasılıkla metni daha rahat ve düzgün bir şekilde okuyacaktır. Kendine güveni artacak, sınıftaki çalışmalara katılmaktan korku duymayıp zevk alacaktır. Yavaş okuyanlara faydalı olacak bu çalışma, diğer öğrencilerle de yapılabilir.
Bu etkinliğin öncesinde sesli okumanın kuralları hatırlatılmış olmalı. Okuma süreci kesintiye uğratılmamalı, açıklamalar vb. okumanın sonuna bırakılmalı.
SERBEST OKUMA ETKİNLİKLERİ
Kararında yapılan serbest okuma etkinlikleriyle, çocuklar, okuma zevk ve alışkanlığını edinirler; onların okuma hızları artar.
Kitapları tanıyıp merak uyandırmak için, öğrencilerin ilgi ve seviyelerine uygun bir iki kitap, tüm sınıfa okunur veya kitabın bir kısmı okunup meraklı yerinde bırakılır.
Öğrenciler değişik şekillerde de motive edildikten sonra, her öğrencinin kendi seviyesine uygun ve sevebileceği kitaplar dağıtılır. Hep birlikte okumaya başlanır. Öğretmen de bir kitabı okur. Sınıf seviyelerine göre öğrencilerin dikkat süreleri göz önüne alınarak 10-15 dakikada bir 3-5 dakikalık dinlenmelere yer verilir. Zaman zaman bu verimli çalışmaya sınıfta ve evde yer verilmeli.
Öğretmen, kitap seçmede öğrenciye yardımcı olmalı. Öğrenciler, kitaplıktan yararlanmaya alıştırılmalı. Öğrencilerle okudukları kitaplar hakkında konuşulup tartışılmalı.
YAZMA ETKİNLİKLERİ
Yazma eylemi, pek çok nöron ve zihinsel öğeleri harekete geçirir. Yani beynimizi çalıştırır.
Yazılan bilgi ve sözcük kalıplarını, zihnimiz daha iyi tanır ve beller. Tanınıp bellenen bu sözcükleri okuma sırasında okuyucu, daha hızlı okur.
Yazma etkinliklerinin, hızlı okumaya önemli etkileri vardır.
Yazma etkinliklerinde; sınıf ve öğrenci seviyelerine göre değişmekle birlikte; bakarak yazma, okuduğu bilgilerden anladıklarını yazma, özetleme, metinlerdeki soruların yanıtlarını yazma, söyleneni yazma (dikte), kendi tasarılarını düz yazı şiir biçiminde yazma (kompozisyon) gibi öğrenciye oldukça yararlı etkinlikler yaptırılabilir.
Yavaş okuyanlar da çalışmalara katılabilir. Bu Çalışmalardan “Dikte” konusu ileride ele alınacak. Şimdi, yavaş okuyanları, hatalı ve eksik yazanları ilgilendiren bir çalışmayı inceleyelim.
BAKIP YAZMA ÇALIŞMASI
Dozunda uygulandığında, yavaş okuyan, yanlış yazan ve yanlış okuyan öğrencilere; birinci sınıfta okuma- yazmaya yeni geçmiş ve ikinci sınıf başlangıcında yanlış ve eksik yazan öğrenciler için faydalı bir çalışmadır.
Öğrencilerden, metinden verilen bölümü bakıp yazmaları istenir. Öğrenciler seviye durumlarına göre sözcük veya sözcük kümelerine bakıp okurlar; sonradan bakmadan defterlerine yazarlar.
YARARLARI: Çocuk okurken ve yazarken sözcükleri klişe olarak ezberler. Heceleyerek yani sesleri belirginleştirerek yazar. Sonra metne bakarak yazdığının doğru olup olmadığını kendi denetler. Böylece yazarken yanlış yazma, harf unutma alışkanlığı giderek azalırken okuma hızı artar.
Çocuğun yazmaktan bıkacağı ve yazısının bozulacağı gerekçesiyle bazı eğitimciler tarafından fazla benimsenmez. Çocuğu usandırmayacak ölçüde, bakıp yazma çalışması yaptırılabilir.
Çalışmaya azdan başlanıp zamanla bir miktar artırılabilir. Çalışmalar zamana yayılabilir.
DİKKAT: Çocuk izlenerek; okumadan, harf harf bakıp yazmasına, kesinlikle izin verilmez.
KONUŞMA VE DİNLEME EĞİTİMİ
Doğumundan hatta anne karnından itibaren, ailesinde ve okulda güzel konuşmalarla karşılaşan ve konuşmalara katılan çocuğun, kelime hazinesi ve anlama gücü gelişecek. Bu durum onun hızlı okumasında hatta okul başarısında etkili olacaktır. Konuşma güçlüğü yaşayan çocukların okuma hızları, beklenen ölçülerde olmayacaktır. Çocuğa konuşma fırsatı verilmeli, nasıl dinleyeceği öğretilmeli. Çocuk, yapılacak etkinliklere katılmalı.
OLUMLU DÖNÜTLER, UYGUN PEKİŞTİREÇLERLE ÖDÜLLENDİRME
Bazı kişiler, başarılı çocuklara bol keseden “aferin” harcadıkları halde, başarısız sanılan kişilere, böyle bir ödüllendirmeyi çok görür, hatta onları azarlama yolunu bile tercih ederler. Oysa başarılı kişilerin, onların aferinlerine fazla bir gereksinimleri yoktur.
Başarıda bazı aksaklıklar yaşayanlar, olumlu dönütlerle, basit ödüllendirmelerle teşvik edilebilir; onların ufak başarıları gösterilip yüreklendirilebilir ve çalışmalara daha etkin katılarak başarı düzeyleri artırılabilir. Onlar, kendilerine uygun bir ortamda, kendilerine göre bir başarıyı, kesinlikle sağlayacaklardır.
Yavaş okuyan öğrencilerin ilk okuma düzeyleri tespit edilerek, zamanla ulaştığı aşama kendine bildirilir; “aferin, daha iyi okudun” vb. manevi ödüllerle ödüllendirilir. Kendisine elle çakılarak kutlanır, sınıfa alkışlattırılır. Çocuk hiçbir kimseyle kıyaslanmaz; o sadece kendisi ile yarışır.
Böylece onların önceki başarısızlıklarından kaynaklanan okumaya karşı geliştirdikleri duygusal dirençleri kırılır; okumaya karşı olumlu tutum geliştirmeleri sağlanır.
HIZLI OKUMANIN DA BİR SINIRI VARDIR
“Okumak anlamak içindir.” sözü her zaman için geçerli bir sözdür. Kişi sessiz okurken sözcük veya sözcük grubunu atlayarak okuyor, yanlış okuyor, okuduğu sözcük ve tümceleri algılayıp anlayamıyorsa hızını anlayabileceği ölçüye indirmek zorundadır. Okuma ve anlama birlikte yürütülmeli.
Aslında beynimiz okuduğumuzdan çok daha fazlasını anlayacak kapasiteye sahiptir. Yapılan okuma hataları, dikkat noksanlığı vb. etkenler anlamayı güçleştirir.
Yukarıda açıklanan ve kendinizin belirleyeceği yöntemlerle, öğrencilerinizin okumalarının hızlanacağını umarım. Ancak belli bir davranışı pekiştirmek için 2-3 aylık zamana; ustalaşmak için ise yıllara gereksinim vardır.
(dursunbilgin.blogspot.com'dan alıntı)