"Kim öğretmen, kim öğretmen değil?" konusuna şöyle bir açıklık getirmek istiyorum

"Kim öğretmen, kim öğretmen değil?" konusuna şöyle bir açıklık getirmek istiyorum:
+Eğitim Fakültesi bitirmedim. Formasyonum da yok. Ama ücretli öğretmenlik yaptım. Öğretmen miyim?
-Hayır. Lütfen bir daha yapmayın.
+Eğitim Fakültesi'ne gitmedim. Formasyonum da yok. Çocuklara kurs verdim, özel ders verdim. Öğretmen miyim?
-Hayır. Üzgünüm, değilsiniz.
+Hep öğretmen olmak istedim ama olamadım. Öğretmenlikle ilgili 2-3 kitap bulup okudum. Öğretmen miyim?
-Hayır. 2-3 Tıp kitabı okuyup sizi ameliyat etmemi ister misiniz?
+Birkaç çocuk büyüttüm. Veli toplantılarına gittim. Öğretmen sayılıyorum ve bu engin veli toplantısı birikimimle öğretmenleri eleştirebilirim değil mi?
-Hayır. Siz bir velisiniz, öğretmen değil. Öğretmenleri eleştirmek de haddiniz değil.
+Rüyamda öğretmen olduğumu gördüm. Sonra da tesadüfen "Piaget" diye birinin adını öğrendim. Bu işte bir iş var, acaba öğretmen miyim?
-Hayır. Bilinçaltı diploma vermiyor ne yazık ki.
+Geçenlerde bir okulun önünden geçtim. Çocuklar beni öğretmen sandı. Ben de onlara "Günaydın" dedim. Öğretmen sayılırım artık. Öyle değil mi?
-Hayır, bu sizin yoldan geçip gitmiş olduğunuzu gösterir sadece.
+Öğretmenlik eğitimi almadım ama kendimi öğretmen hissediyorum.
-Hissetmeyin ne olursunuz.
Önemli NOT: Değerli meslektaşlarım; atanmak bir öğretmen olma kriteri değildir. Elinizde öğretmen olduğunuzun belgesi olan diplomanız varsa sizler birer öğretmensiniz. Hala öğrenciyseniz de birer öğretmen adayısınız, yine meslektaşımızsınız. Sizler için veya başka meslektaşlarımız için "Atanamadı, öğretmen olamadı" diyenleri itina ile susturalım, bir bitsinler artık. Öğretmenlikle hiçbir alakası olmayan insanlar kendini öğretmen olarak görme cesareti bulurken nice öğretmenimiz için (ellerinde kapı gibi diploması olmasına rağmen) ataması yapılmadığından dolayı "öğretmen değil" deniliyor. Bu gerçekten can sıkıcı olmaya başladı.
Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ediyorum.
Ayşe SAĞLAM