HİKAYE KİTAPLARIYLA MATEMATİK SEFERBERLİĞİNE TAM DESTEK

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

HİKAYE KİTAPLARIYLA MATEMATİK SEFERBERLİĞİNE TAM DESTEK

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in “Ben eğitimde fırsat eşitliğinde kilit taşının matematik öğretimi olduğuna inanıyorum, çünkü matematik hepimize lazım.” cümlesiyle başlattığı matematik seferberliği tüm okullarda devam ediyor. Yüz binlerce okura ulaşan matematik temalı 10 macera kitabıyla bu seferberliğe katkı sağlayan Ahmet Baki Yerli’yle  öğrencilere matematiği nasıl sevdirebileceğimiz hakkında konuştuk.

Matematik sizin için ne ifade ediyor,  birkaç kelimeyle özetler misiniz?

Matematik, eğitim ve öğrenimiyle benim için tutku, mutluluk, uygarlık ve adalet duygularını ifade ediyor.

Öğrenciler genelde matematiği pek sevmezler.  Sizse oldukça iddialı bir cümle kurdunuz, bunu biraz açar mısınız?

Dar çerçevede bakarsak bunu tartışabiliriz. Ülkemizin bir gerçeği olan sınavlardan ve ödevlerden dolayı öğrenciler matematik derslerinde mutsuz olabiliyorlar. Geniş çerçevede baktığımız zaman ise matematik her zaman insanlara adalet, mutluluk ve uygarlık getirmiştir. Mesela 3000 yıl önceye, matematiğin doğuşuna gidelim. Nil nehri taştığı için tarla sınırları ortadan kalkıyordu. Yeni sınırlar belirlenirken tarla sahipleri arasında kavgalar çıkıyor; sorunlar, bölüşümde adaletsizlikler yaşanıyordu. Bu yoğun huzursuzluk durumunda hemen devreye matematikçiler girdi. Yaptıkları matematiksel hesaplarla herkesin hakkı olan yeri hesaplayarak belirlediler. Adalet sağlandığı için de herkes mutlu oluyordu.

Modern hemşireliğin kurucusu olan Florence Nightingale çocukluk yıllarında aldığı matematik eğitimini sağlık sektöründe kullanan ilk hemşire olmuştur. Hastaneye gelen yaralı askerlerin çoğunun bulaşıcı hastalıklardan öldüğünü geliştirdiği grafik aracılığıyla keşfetmişti. Matematik ve istatistik bilgisiyle hastanelerde hijyenin önemli olduğunu çok iyi anlamış ve bu alanda aldığı tedbirler sayesinde çalıştığı bölümlerde ölüm sayısını büyük oranda azaltmıştır. Bu matematiksel modeli uygulayan diğer hastanelerde de ölüm oranı gitgide azalmıştır.

II. Dünya Savaşı’ndan da bir örnek vermek istiyorum. Almanların geliştirdiği “Enigma” adındaki şifreleme makinesinin kodunu bir türlü çözemeyen İngilizler, Almanların nereden saldıracağını tespit edemiyordu. İngiliz matematikçi alan Turing, geliştirdiği matematiksel yöntemle bu makinenin çalışma prensibini çözdü ve gizli yazışmaları deşifre etti. Alan Turing’in bu başarısından dolayı Avrupa’da savaş 2 yıl erken bitti ve 10 milyon kişi de ölmekten kurtuldu. Matematiğin dünyaya sağladığı büyük katkılarla ilgili birçok örnek vermek mümkündür. Kısacası şu an ulaştığımız medeniyet birçok açıdan matematikçilerin omuzları üzerinde yükselmiştir.

Peki, matematik nasıl eğlenceli olabiliyor?

İnsanların eğlenmesi için tasarlanan oyunların birçoğunda matematik vardır. Bu bile bize matematiğin ne kadar eğlenceli olabileceğini gösteriyor. Matematiğin ritmine uyumlanan insan zihni, eylemleri hızlandıkça ve şekillendikçe bundan keyif alıyor. Fakat matematiği sadece sınav, ödev ve test kitabı üçgenine hapsedersek, matematik dersini öğrencilere ‘zor ders’ olarak dikte edersek elbette sıkıcı olacaktır.

Size sorduğum sorulara genelde okul dışından örnek veriyorsunuz. Matematik okul içinde de bu kadar eğlenceli olabilir mi?

Matematik eğitimini okul içi veya dışı diye ayırmak pek doğru olmayabilir. Aslında modern matematik eğitiminde yapılmak istenen okulu hayatla bütünleştirmektir. Matematik bütün olarak keyifli hâle geldiğinde matematik dersleri de öğrenciler için ilgi çekici olacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığının matematik derslerini ilgi çekici hâle getirmek için bir çalışması var mı?

Evet var. MEB matematiği ‘korkulan ders’ olmaktan çıkarmak için matematik seferberliği başlattı. Matematik artık sadece okulda derslerle değil; gezici müzelerle, çizgi filmlerle, müzikle, matematikçilerin hayatları anlatılarak ve el sanatlarıyla da öğretilecek.

Kaleme aldığınız matematik içerikli kitaplarınız var. Kitaplarınızdan biraz bahseder misiniz?

Evet, kendi dünyamdaki keyifli matematiği insanlara aktarabilmek için çeşitli kitaplar yazdım. Beyin Avcısı serimiz var örneğin. Bu seride hikâyeyi bitirmeniz için karşınıza çıkan soruları doğru cevaplamanız gerekiyor. Kitap okumayı bu interaktif yöntemle eğlenceli bir hâle getirirken matematik egzersizleri yapılmasını da sağlıyoruz. Sayıların İzinde serisinde genç bir matematikçi olan Cenk Demirbilek’in başından geçen olaylar sürükleyici bir şekilde anlatılıyor. Gizemli Matematik Hikâyeleri serisinde ise matematik tarihinde yaşanmış ilginç olayları kaleme aldım. Son olarak Dedektif Kulübü kitabında 4 arkadaşın okulundaki ve çevresindeki gizemli olayları çözme gayretini yazdım.

Tüm bu kitaplarda matematiği hikâyeler üzerinden anlattığınız görülüyor. Sizce matematik öğretiminde hikâyeleştirmenin önemi nedir?

Bunu sadece matematik öğretimi olarak değerlendirmemek gerekiyor bence. Genel olarak eğitimde hikâyenin öğrenmeye çok büyük katkısı var. Bir hikâye dinlemeye başladığımızda beynimizde çarpıcı değişimler meydana geliyor. Beynimiz sanki olayı deneyimliyormuş gibi harekete geçiyor. Kaleme aldığım hikâyelerin tamamı kurgu değil. Örneğin Gizemli Matematik Hikâyeleri serisinin ilk kitabında iki matematikçi arasında geçen çekişmeyi yazdım. Kitapta ünlü matematikçilerin keşifleri sırasındaki zorlu, mücadele gerektiren ve problemli yaşam serüvenlerini anlattım. Bu kitabı yazmaktaki amacım öğrencilere matematik öğrenirken herhangi bir zorlukla karşılaştıklarında yılmamalarını, çalıştıkları takdirde matematikte başarılı olabileceklerini, önemli olanın kararlı ve istikrarlı şekilde devam etmek olduğunu göstermekti.

Cevaplarınız için teşekkür ederiz. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ben teşekkür ederim. Son olarak hem öğrencilerin hem de büyüklerin matematiğin keyifli yönünü tatmalarını diliyorum. Yaşamınızın herhangi bir aşamasında matematikle karşılaşır ve içinizin sıkıldığını hissederseniz büyük bir keyifle yazdığım matematik kitaplarıma bir göz atabilirsiniz. Sizlere de eğlenceli matematik dünyasının kapısını aralayacağını umuyorum.

Ahmet Baki Yerli kimdir?

1983 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdi. 2007 yılından beri öğretmenlik mesleğini icra etmektedir.

Yazı hayatına öğrencilik yıllarında kaleme aldığı bilim kurgu öyküleriyle başladı. Öğretmen olduktan sonra öğrencilerin muhakeme yeteneğini geliştirdiğine inandığı zekâ oyunları üzerine uzmanlaştı. Araştırmaları çeşitli makale ve tez çalışmalarında kaynakça olarak kullanıldı.

Beyin Avcısı serisi ile çocukluğundan bu yana hayalini kurduğu macera ve bilim kurgu hikâyelerini zekâ oyunları ile harmanlayarak romanlaştırdı.


Eserleri:
Beyin Avcısı Serisi: Zindan Adası, Kurt Kapanı, Sihirbaz Çırağı, Ölüm Ormanı, Sırlar Uçurumu, Yıkım Silahı

Sayıların İzinde Serisi: Kayıp Piramit, Sırlar Kütüphanesi, Pisagor Okulu

Gizemli Matematik Hikâyeleri- Küplerin Savaşı

Dedektiflik Kulübü- Kayıp Öğrenci

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber