Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Helikopter ebeveynler bugünlerde sık sık haberlere konu oluyor. Çocuklarının üstüne titremekten vazgeçemeyen bu ebeveynler çocuklarını pamuklara sararak, pratik anlamda kendi hayatlarında ve işlerinde işe yaramakta zorlanan bir genç yetişkinler topluluğu yaratıyorlar.
Helikopter ebeveynler çocukları için en iyisini yaptıklarını düşünüyorlar ama aslında çocuklarının başarılı olma şansını zedeliyorlar. Özellikle de, çocuklarının bir işe girip bu işte tutunması ihtimalini mahvediyorlar.
Helikopter ebeveynler çocuklarının incinmesini istemez. Çocuklarının karşılaşacağı her darbeyi yumuşatıp, düşecekleri noktaya yumuşak minderler koyarlar. Böylece, bu aşırı korunan çocuklar, herkesin hayatında mutlaka karşılaştığı yenilgi, başarısızlık ya da hayal kırıklıklarıyla nasıl başa çıkılacağını hiçbir zaman öğrenemezler.
Aşırı korumacılık, bu gençlerin hüsrana karşı tolerans geliştirmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor ve bu önemli psikolojik özellikten yoksun kalan gençler iş dünyasına büyük bir dezavantajla atılmış oluyor.
Helikopter ebeveynler çocukları için çok fazla şey yapıyor ve bu yüzden çocukları sağlıklı bir çalışma etiğinden ve temel becerilerden yoksun olarak büyüyor. Bu çalışma etiği ve gerekli beceriler olmaksızın genç bir insan, kendisinden çok fazla şey beklenen bir çalışma ortamında başarılı olamaz.
Helikopter ebeveynler çocuklarını aşırı koruyor ve onların eylemlerinin sonuçlarını yaşamaktan uzak tutuyor. Bunun sonucu olarak, bu çocuklar yaptıkları hatalardan, duygusal zekâlarına katkıda bulunacak değerli hayat derslerini alamıyor.
Helikopter ebeveynler çocuklarını akranlarıyla girecekleri bütün çatışmalardan uzak tutuyor. Bunun sonucu olarak çocukları ileride bir çalışma arkadaşları ya amirleriyle aralarındaki meseleleri nasıl çözeceklerini bilemiyorlar.
İnsanlar problemlerini deneyerek, hata yaparak, öğrenerek ve yeniden deneyerek çözer. Bu sürecin sonunda kendilerine güven kazanır, yetkinleşir ve kendilerine değer verirler. Helikopter ebeveynler çocuklarının meslek hayatlarında başarılı olması için şart olan bütün bu önemli özellikleri geliştirmesine engel oluyor.
Helikopter ebeveynler çocuklarının her şeyi kazanması gerektiğini düşünür. Bir müsabakaya katılan herkes kupa almalıdır onlara göre, ya da ödevlerini zamanında teslim etmediyse veya yeterli değilse bile herkes geçer not almalıdır.
Düzgün işleyen bir iş yerinde bir rekabetin tek bir galibi vardır ve sadece yüksek nitelikli çalışmalar ödüllendirilir. Çocuklar, ne yaparlarsa yapsınlar kazanacaklarını düşünerek büyürlerse, başarılı olmak için gerçekten çok çalışmaları gerektiğini anlayamazlar.
Bu şımartılmış gençler rekabette geri kaldıklarında, mülakatları kötü geçtiğinde ya da işlerinden kovulduklarında mahvolacaklar. İş dünyasında galip olabilmek için ne kadar çaba harcamaları gerektiğini anlamayacaklar.
Bu gençler hiçbir projeyi kendi başlarına tamamlamadıkları ya da bir problemi kendi başlarına çözmedikleri için yeterince becerikli ve kabiliyetli değillerdir. Her şeyi onların yerine başkalarının yapmasını beklerler, tıpkı anne babalarının yaptığı gibi… En temelinde, kendi başlarına düşünemez ya da harekete geçemezler.
Helikopter ebeveynlik tarzı çocukların kötü tavırlar geliştirmesine sebep oluyor. Bu çocuklar ne kadar zaman ya da enerji harcadıklarından bağımsız olarak, büyük başarı beklentileriyle büyüyorlar ve her zaman özel bir ihtimam hak ettiklerini hissediyorlar. Çalışma arkadaşları ve patronları ise bunları hiç hoş karşılamıyor.
Bir iş görüşmesinde müstakbel işverenler, işe başvuran gencin her şeyi kendisine hak gören tavırlarından dolayı onu işe almaktan vazgeçebilir ya da temel becerilerinin olmamasından rahatsız olabilirler.
Gencin cehalet ve yetersizlik tüten genel havasına bir de performansıyla tamamen ilgisiz bir şekilde, hemen ve iyi mükâfatlar beklemesi, iyi bir pozisyon için yapılan iş görüşmesinin felaketle sonuçlanması demektir.
Anne babalar yirmili yaşlarındaki genç çocuklarına iş görüşmelerinde eşlik ettiğinde ise, işverenin potansiyel çalışanına güveni tamamen sarsılmış olur ve işveren kendi kendine, “İş başvurusunda bulunan birisi neden yanında annesini ya da babasını getirir ki?” diye sorar.
Daha küçük yollarla bile helikopter ebeveynler çocuklarını acizleştirir. Helikopter anne babaların çocukları, büyüdüklerinde, işyerinde kahve molası verdiklerinde, işlerine dönerken çöplerini toplamaz ya da kupalarını yıkamazlar. Bu davranışlarının zaman içinde çalışma arkadaşlarının onlara hınç duymasına neden olduğunu görebilirsiniz.
Bu gençler, “birilerinin” arkalarını toplamasını beklerler, tıpkı çocukluklarında birilerinin her zaman arkalarını toplaması gibi. Artık peşlerinde koşturup fiziksel, mesleki ya da başkalarıyla ilişkilerinden kaynaklanan problemlerini çözen kimsenin olmadığını görmezler.
Qeb Psychology’de yayınlanan bir yazısında Barb Nefer, “2000’li yıllarda doğanlar depresyonla yüz yüze. Beş genç çalışandan birisi işyerinde depresyon yaşıyor, oysa bu oran X kuşağı ve ikinci dünya savaşıyla soğuk savaş dönemi arasında doğanlarda sadece yüzde 16’ydı” diyor.
Nefer, yayınlanan bir rapora göre, “2000’li yıllarda doğanların işlerinde işlev gösteremediğini, işe devamsızlık oranlarının yüksek olduğunu, daha fazla anlaşmazlık ve sorun yaşadıklarını ve tüm bunların iş performanslarını olumsuz etkilediğini,” belirtiyor.
Çocuk ve Aile Araştırmaları Dergisi’nde 2013 yılında yayınlanan bir yazıda ise, helikopter ebeveynlere sahip üniversite öğrenciler arasında depresyon oranının daha yüksek olduğu belirtiliyor. Müdahaleci ebeveynliğin özerklik ve yeterliliğin gelişmesine engel olduğu, bu yüzden helikopter ebeveynliğin, anne baba güdümü olmaksızın bir işi tamamlama becerisinin azalmasına ve bağımlılığın artmasına sebep olduğu söyleniyor.
Bütün bu yazılar, helikopter ebeveynliğin hem gençlerin işyerlerinde düzgün çalışamamalarına hem de gençlerdeki depresyon onarının artmasına katkıda bulunduğunu gösteriyor.
Çocuklarınızın büyüdüklerinde mesleklerinde başarılı olmalarını istiyorsanız, helikopter ebeveynliğe yaklaşan tavırlarınızı hemen ayırt etmeniz gerekiyor.
Çocuğunuzu sevmek, onlara yol göstermek, onları korumak ve desteklemek demektir. Onları ilgiyle boğmak, aşırı korumak ya da onlar için, kendi ayakları üstünde durmayı, zorluklarla başa çıkıp hayal kırıklıkları ve başarısızlıkları aşmayı öğrenmelerine engel olacak kadar çok şey yapmak demek değildir.
Bir ebeveyn olarak yapabileceğiniz en sevgi dolu şey bir adım geri çekilip çocuğunuzun düşmesine, yalpalamasına ve nasıl hareket edeceğini kendi başına bulmasına izin vermektir. Bazen çocuğunuzun “yanında olmanızın” en iyi yolu, onun yanında olmamanızdır. Bu şekilde onların kendilerine güvenlerinin, becerilerinin, kendilerine verdikleri değerin ve duygusal zekâlarının gelişmesini sağlarsınız.
Bugünkü gençlerin becerikli yetişkinler olabilmesi için onları destekleyecek ebeveynlere ihtiyaçları var. Bu, ebeveynlerin çocuklarının üstüne daha az titreyip onları daha az pamuklara sarması ve kendi başlarına hareket edip zorluklarla kendi başlarına başa çıkmayı öğrenebilmeleri için onlara daha fazla izin vermesi anlamına geliyor.
Kaynak: http://www.huffingtonpost.ca/marcia-sirota/helicopter-parents-employment_b_16329884.html