En Büyük Endişemiz Çocuklarımızın Geleceği

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!


Hayatımızın tadını tuzunu kaçıran önemli kaygılarımız var. Bu kaygıların bence en büyüğü çocuklarımızın geleceği konusunda yaşadığımız endişe. Bu öyle bir hal aldı ki toplum olarak bize gülmeyi bile unutturdu.
Aslında çocuklarımız için çok fazla şey istemiyoruz. Sadece gelecekte açta açıkta kalmasınlar, ailelerinin geçimini sağlasınlar yeter.
Artık “güzel evleri olsun” arzusundan vazgeçtik, sadece oturacakları evin kirasını ödeyebilsinler yeter.
Şatafatlı yaşamlar istemiyoruz onlar için aç kalmasınlar, sofralarında ekmekleri olsun yeter.
Çocuklarını özel okullarda okutsunlar da istemiyoruz, çocukları devlet okuluna giderken beslenmesine yiyecek koyabilsinler yeter.
Öyle marka kıyafetler giydirmelerini de istemiyoruz, ayakkabısı yırtıldığında, çocuklarına ayakkabı alabilsinler yeter.
Tüm aileler, sadece çocuklarının karın doyuracak bir işi olsun istiyor. Bunun da ancak okuldaki başarıyla mümkün olacağına inanıyor. Artık her ders, her sınav, her puana önem veriliyor.  Bir tek düşük notun bile çocuğun tüm hayatını etkileyeceği düşünülüyor. Anne babaların bu endişesinin ceremesini çocuklar çekiyor. Bu yüzden çocuklar üzerindeki baskı daha da artıyor. Çocuklara daha 1. sınıfta test çözdürülmeye başlanıyor. 17-18 yaşındaki çocuğun sorumluluğu 7-8 yaşındaki çocuklara yükleniyor, çocuklar çocukluğunu yaşayamıyor. Minicik omuzlarına yüklenen ağır yükün altında eziliyorlar. Bu endişe içinde çocuk mutsuz, aile mutsuz, toplum mutsuz oluyor…
Eskiden bu kadar endişe yoktu. Çocuklar vasat notlarla mezun olsalar, hatta sınıfta kalsalar bile aileler böyle umutsuzluk yaşamazdı. Sınıfta kalmış birçok insanın ileride çok güzel konumlara gelmesi muhtemeldi. İnsanların çevresinde, zamanında sınıfta kalmış nice bürokratlar, sanatçılar, iş adamları, ustalar vardı.  Hayat, başarısızlıkları telafi etme fırsatı sunuyordu.
Bir de eskiden büyük aileler içinde yaşardı çocuklar. Memur olamasa da baba evinde hayatına devam eder, eker-biçer, bir yakının dükkanında çalışır, karnını doyururdu. Kimseler  çocuğu aç kalacak endişesi taşımazdı.
Şimdi, çocuklar şehirdeki çekirdek aileler içinde büyüyor. Anne baba öldü mü çocukların geleceği muamma. O yüzden tüm anne babalar çocuklarının aç kalacağı endişesini taşıyor, ölmeden önce çocuklarına asgari düzeyde bir hayat güvencesi sağlamak için çırpınıyorlar.
Tüm bunlar neden?
Sırf gelecek kaygımızdan. Bilseydik ki bu çocuklarımız büyüdüklerinde aç kalmayacaklar, bir işleri olacak, işleri olmaz ise Devlet onlara geçinebilecekleri kadar işsizlik maaşı  verecek. Hepimizin üzerindeki bu yük, yüreğimizdeki endişe gider yüzümüz gülerdi. Çocuklar çocukluğunu yaşayabilir, aileler mutlu olur, daha huzurlu bir toplum haline gelirdik.

Doğan Ceylan
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber