Çocuklar evde neden ders çalışmaz?

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!


Çocuk henüz;
– Sofradan kalkar kalkmaz,
– Oyundan kopar kopmaz,
– Sokaktan döner dönmez,
– Okuldan gelir gelmez…
– Misafirler gider gitmez,
– Gezmekten dönüp içeriye adım atar atmaz…
– Ona anlattığınız masal biter bitmez,
– Onun için okuduğunuz hikaye sona erir ermez,
– Size heyecanla anlattığı okul ya da sokak anısını bitirir bitirmez…
hemen derslerini çalışmaya, ödevlerini yapmaya teşvik edilmemeli, zorlanmamalıdır.
 
Hatta kısa bir süre içinde teklif dahi edilmemelidir.
 
Çünkü;
Bazılarının örneklerini saydığımız söz konusu işlemlerin, olayların düşünce yoğunluğu, hayal etkisi, duygusal atmosferi çocuğun ufkundan henüz uzaklaşmamıştır.
Önce, bir süre beklenerek bunun gerçekleşmesini ve o olaylardan ötürü çocukta oluşan hislerin bulutlarının dağılmasını beklemelisiniz.
 

 
Bakar mısınız:
Az önce işten aç gelip yemekleri sorduğu halde, siz sofrayı hazır ederken yan odada televizyonda önemli bir programa odaklanan eşinizi, mis gibi sofraya “hemen” kaldırabiliyor musunuz…
– “Dur biraz… Az bekle… Hemen geliyorum…” dedikten neredeyse yarım saat sonra “nihayet” sofraya teşrif edebiliyor bazen.
 
Siz bile, az önce uğurladığınız misafirlerinizden sonra, konuşulanların, anlatılanların etkisinden kurtulmadan hiçbir iş yapmayarak koltuğa gömülmediniz mi?
Duygularınız biraz hafifleyince, düşünceleriniz dağılınca, ufkunuz açılınca ev işlerine başlamadınız mı?
 
Anneler, babalar ve yetişkinler bilmelidir ki;
– Hiçbir çocuk,
– Hiçbir yetişkin,
– Hiçbir anne, baba… Her an  her işi yapmak üzere “atmaca” gibi hazır duran varlıklar değildir.
Zira insanın hisleri, duyguları bir önceki meşguliyetin etkisinden “hemen” arınamaz.
Yönelse bile o zaman da, duygu kirliliği altında yöneleceği herhangi bir işte başarılı olamaz.
 
Bu tür bir beklenti belki sadece;
Ruhsal dünyaları bulunmayan “mekanik ya da elektronik” araç gereçlerden beklenebilir yalnızca…
Onlar, programlandıkları işe başlamak üzere her an hazırdır.
 

 
Oysa insan;
Her an yemek yemeye…
Her an su içmeye…
Her an oyun oynamaya…
Her an merak içinde bulunmaya…
Her an sevmeye…
Her an nefret etmeye…
Hatta; her an gülmeye…
Her an üzülmeye bile hazır olamayabilen bir varlıktır.
 
Öyle olunca, siz nasıl olur da çocuğunuzdan sizin dediğiniz zaman dersine oturmaya, istediğiniz dersten başlamaya sevk edebilirsiniz?
Böyle bir çaba içinde olmanız, çocuğunuzla ders ve ödev konusunda çatışma yaşamanız için yeter de artar bile.
 
Bundan dolayıdır ki;
Çocuğunuzun ders çalışması için ona ebeveyni olarak şöyle destek sağlamalısınız:
Onun bir önceki ruh halinden çıkıp yeni bir işe odaklanabilmesi adına çocuğunuzla “farklı” konuda kısa konuşmalar yapabilirsiniz.
 
Örneğin:
– “Bugün ne güzel de yağmur yağdı değil mi… Tarlaların tam da suya ihtiyacı vardı…
– Ben de küçükken gezmeden dönünce çok yorgun hissederdim kendimi. Biraz dinlenir sonra canlanırdım…
– Şu uzaktan gelen köpek havlamaları çok ilginç. Sanki bir tehlike sezmişler gibi…
– Yemekten sonra herkese birer kahve yapayım da mahmurluğumuz kalksın…” vs.
 

 
Özetle anneler, babalar;
Çocuklarını her an için ders çalışmaya, ödev yapmaya hazır olduklarını zannetmemelidir.
Onların bir önceki işlerinden, meşguliyetlerinden, duygu dünyalarından dolayı içlerinde bulundukları ruh hallerinden sıyrılmalarına zaman tanımalı, fırsat vermelidirler.
Diğer taraftan çocuk, hangi dersten başlayacağına, hangi ödevi önce yapacağına, hangisini sona bırakacağına kendi karar vermelidir.
Bu konuda anneler, babalar onlara öncelikler dayatmamalıdır.
 
Dr. Yaşar Kuru‘nun “Okul Çocuğuna Kolay Ebeveynlik” kitabından…  


sosyaldunya.net

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber