Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çocuk ilk dört yaş döneminde mümkün olduğunca serbest bırakılmalı, onun eşyayı tanımasına izin verilmelidir. Sadece eşyayı tanıma değil, eşyanın işlevini öğrenme gayretindeki çocuk da engellenmemelidir.
Bir çocuğun duygu dünyasının özgür olmasından, o çocuğun var olduğu haliyle kendisini ortaya çıkartabilmesi için anne babanın doğal bir zemin hazırlaması anlaşılmalıdır.
Çocukluk yıllarına ait her türlü duygular masumdur. Çocuk bu masum döneminde duygu dünyasını ne kadar özgürce yaşayabilirse, o kadar güçlü bir benlik yapısına sahip olur.
Burada bir noktanın da altını çizmekte fayda var. Maalesef günümüzdeki övünme üzerine kurulu yaşam tarzı, anne babaların çocuklarını “el aleme göre yetiştirme” çabası, çocuğun doğal olmasının yani duygularını özgürce ifade etmesinin önüne geçiyor.
Benlik yapısı güçlü olan çocuklar yetişkinlik yıllarında iç dünyalarına, öfkelerine, nefretlerine ve hazlarına benlik yapısının gücü kadar hâkim olabilir.
Çocuğun benliği zayıf düşütüğünde iradesini kullanamazsa, ilk yenik düşeceği yer nefsi olur; öfke kontrolündeki ani patlamaları kontrol edemez.
Ergenlik dönemine böyle duygularla giren bir çocuğun ebeveynine yaşatacağı şeyler can sıkıcı olacaktır.
Örneğin, bir kız çocuğu erken yaşlardan itibaren benliğini güçlü tutamamış, duygularını adım adım kontrol altına almayı becerebilecek bir iradeye sahip olamamışsa bu kız çocuğundan ergenlik sonrası dönemde kendine hâkim olması nasıl beklenebilir?
Bir yetişkinin duygu dünyasını kontrol altında tutabilmesi için, o kişinin çocukluk yıllarında duygularını tanıyabilmiş olması gerekir. Belki bir yetişkinin öfkesini kontrol etmesi zordur ama çocuksu öfkelerin kontrol altına alınması daha kolaydır.
Eğer bir çocuk duygularını olduğu gibi ifade edebilecek bir aile ortamı içindeyse, gerektiğinde öfkesini yaşayabiliyorsa, kızgınlığını, kıskançlığını ifade edebiliyorsa, bu durum anne babalar için bir sorun değil, kârlılık halidir.
Alıntı: