Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çocuk gelişimi dört aşamadan ibarettir: Sosyal gelişim, zihinsel gelişim, fiziksel gelişim ve akademik gelişim. Hepsinin başında sosyal gelişim gelir. İnsan sosyal bir varlık. Yaşadığımız çağda, çocuklara yansıtılan başarı kaygısı, küresel sistem ve anne-babalar tarafından fetişleştirilmiştir. Oysa hepimiz belli bir sosyal çevre içerisinde doğar ve gelisiriz. İlk öğrenimimizin sosyal çevreden sağlandığı gibi, yaşam boyunca sosyal çevre en önemli ölçüttür. Sosyalleşme sürecinde aksaklık yaşayan çocuklarda, kaygıya dayanan psikopatolojiler ile çok fazla karşılaşmaktayız.
Atakan bir çocuk, her çocuk gibi. Önemli bir farkı var, akademik gelişime özel önem göstermektedir. Canlı yayın programında ailesinin belirttiği üzere, tek denilebilecek aktiviteleri kitap okumak. Zaten görüldüğü gibi, jest-mimik ve duygu durumunda küntleşme var. Elbette bu bir patoloji değil ama gelişim seyrinde aksaklıklar mevcut.
Algılarımızın değişmesi lâzım; üretkenliği doğuran çok okumak değil, gerekli önbilgileri edinip tefekkür etmek ve değişen dünyada doğan ihtiyaçlara yönelik teoriler geliştirmektir. Dünyaya yön veren bütün mucit ve düşünürlerin yaşam hikayelerinin, söylediklerimi desteklediklerini göreceksiniz.
Sürekli okumanın, bilişsel yeteneklere ve en önemliside düşünme yetisine ket vurduğu varılan önemli bulgulardandır. Biraz da olsa araştıran herkes bu bulgulara rastlayacaktır. Sözgelimi Schopenhauer, konu hakkında şunları yazar: "Çok fazla-yani neredeyse bütün gün okuyan ve arada düşünmeksizin, eğlence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse, yavaş yavaş kendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder, tıpkı at üstünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçok eğitimli insanın durumu bundan farklı değildir: Okumak onları ahmaklaştırır. Çünkü her boş vakitte okumak ve sürekli olarak sadece okumak zihni, mütemadiyen elle çalışmaktan daha fazla felç edici bir etkiye sahiptir, zira bu ikinci durumda uğraş kişiye kendi düşüncelerini takip edebilme imkanı sunar. Nasıl ki yabancı bir cismin ağırlığı üzerinden hiç eksik olmayan bir çelik yay sonunda esnekliğini kaybeder; başka bir kimsenin düşünceleri sürekli olarak üzerinde bir baskı yahut tazyik unsuru olarak varlığını koruyan bir zihin de körelir, keskinliğini kaybeder. Sürekli yiyerek bir kimse midesini bozar ve böylelikle bütün bedenine zarar verirse, zihin de düşünce malzemesiyle lüzumundan fazla beslenerek boğulabilir."
Yaşanan bu duruma ben, "entelektüel körlük" demekteyim. Mevlana bu kavramı çok güzel bir hikâyeyle açıklamış. Entelektüel kaygılarla görüş alanı daralan bireyler, Mesnevi'de, gün ışığında 10 yıllık dostunu (yani apaçık gerçekleri) tanıyamayan fakat gecenin karanlığında eşeğini yelinden bilen (yani ince nüansları) insanlar olarak vurgulanmıştır.
Çocuklarının gelişimlerine önem veren her anne-baba, yukarıda sıraladığım dört gelişim aşamasına dikkat etmelidirler. Sosyal gelişim, ilk ve en önemli süreçtir. Yapılan araştırmalar, çocukların açlıktan önce iletişimsizlikten öldüklerini bulgulamıştır. Bütün bunlar sosyal gelişimin önemine işaret ediyor. Elbette Atakan'ın asosyal olduğunu iddia etmiyorum. Fakat çocuklar için doğru bir model olamayacağını vurgulamak istiyorum. Gerekli önbilgiler, eğitimin temel hedefidir. Ancak bilgi bombardımanı üretkenliği ketler. Üreten insanlar doğa ile hemahenk, sanatkar insanlardırlar.