Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bazı ebeveynler çocuklarını “kıymet bilsin” diye ellerindeki imkanı kısıtlı sunarak, çocuğu yoksun bırakarak iradesini güçlendireceğini düşünür. Halbuki “var olanı kısıtlamak” iradeyi güçlendirmez, “Aidiyet Duygusu”nu zedeler. Örneğin, ailesinin her türlü imkânı olduğu halde yiyecek ve giyeceklerden yoksun bırakılan, “her istediği olmasın” diye arkadaşlarının içine düzgün olmayan kıyafetlerle çıkmak zorunda bırakılan yedi yaşındaki bir çocuğun iradesi güçlendirilmez, aksine çocuğa kişilik bozukluğu süreci yaşatılır. Zira çocuk ebeveyninin imkânı olduğu halde kendisini yoksun bırakmasına bir anlam veremezse kendini suçlu, aşağılık ve değersiz hisseder.
Diğer yandan ailenin maddi imkânları zaten yetersiz olduğu için eski kıyafetleriyle arkadaşlarının içine çıkmak zorunda kalan bir çocuk varlık içinde yoksun bırakılan çocuk kadar zarara uğramaz, aksine bu durumdaki çocuğun iradesi güçlenir.
Maddi imkânları yerinde olduğu halde aile içinde “cimrilik” prensibi uygulayan, geleceğe para biriktirme düşüncesi ile bugünü “yoksulluk” olarak çocuğuna sunan ebeveynler çocukları ile aidiyet bağlantısı kuramazlar.
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere çocuğun irade kullanımı ancak çocuğun yanındaki yetişkinlerin doğru davranışları ile oluşur.
Alıntı