Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çocuklara ve gençlere hayatı anlatmak zordur. Yetişkin olarak biz bile çoğu zaman hayatla başa
çıkamazken onlara nasıl anlatabiliriz ki?
Bana göre çocuklara ve gençlere hayatı anlatmak, onları kendi ayakları üzerinde durabilecek şekilde yetiştirmekle eşdeğer… Ama biz çoğu zaman “Aman biz üzüldük, çocuğumuz üzülmesin”, “Biz zamanında çok yorulduk, o yorulmasın” gibi düşüncelerle aşırı koruyucu ve merhametli bir yaklaşım sergiliyoruz. Tek derdimiz; onlara elimizden gelenin en iyisini sunmak… Bu imkânların neredeyse tamamının maddiyata dayanması ise büyük bir ironi… Çocuklarımız bugün kendilerine özel oda, marka kıyafetler, sınırsız teknoloji vs. sunulduğu için büyüdüklerinde daha mutlu ve daha başarılı yetişkinler olmayacaklar, kendi ayakları üzerinde durmaları kolaylaşmayacak. Bu maddi imkânlar elbette ki onların daha konforlu ve huzurlu büyümelerini sağlayabilir. Ancak onların mutlu bir yaşam için asıl ihtiyacı olan şeyler çok daha başka…
Gelin onlardan dinleyelim mutlu bir yaşam için neye ihtiyaç duyduklarını:
“Sevgili anneciğim ve babacığım;
Mutluluğum için elinizden gelenin en iyisini yaptığınızın farkındayım. Ne kadar şanslıyım ki ben daha dünyaya gelmeden önce benim yerime her şeyi düşünen birileri var .Hangi odada uyuyacağım, ne giyeceğim, nasıl oyuncuklarla oynayacağım, büyüdüğümde hangi okula gideceğim… En ince ayrıntısına kadar her şeyi düşünüyorsunuz. Tek hayaliniz benim mutlu bir çocuk olarak büyümem ve kendime güzel bir gelecek kurmam… Ama bunun için önce hayatı tanımaya ihtiyacım var.
Sahi, yaşamımı sürdürürken nelere dikkat etmeliyim?
Yabancılarla konuşmamam gerektiğini biliyorum. Bunu sürekli söylüyorsunuz zaten.
Kapıyı tanımadığım kişilere açmamam gerektiğini de biliyorum. Beni evde yalnız bırakmak zorunda kaldığınızda ilk söylediğiniz şey bu oluyor.
Ateşle de oynamamalıyım. Yoksa yangın çıkar.
Elektrik prizlerine parmağımı sokmamalıyım. Çünkü elektrik çarpan bir şeydir.
Unutmadan büyüdüğümde kötü alışkanlıklardan uzak durmalıyım ve kötü çocuklarla arkadaşlık etmemeliyim.
Bunları biliyorum da… Tüm hayatım boyunca dikkat etmem gereken şeyler bunlar mı sadece?
Bunlara dikkat ettiğimde ben mutlu ve başarılı bir yetişkin olabilecek miyim?
Sanırım benden bu soruyu beklemiyordunuz . Belki zor bir soru oldu bilemiyorum.
Size biraz ipucu vermemi ister misiniz?
Öncelikle sevgiyi öğretin bana… Kendimi sevmeyi… Ve tüm insanları koşulsuz sevmeyi öğretin.
En az insanlar kadar hayvanlara ve bitkilere de sevgiyle ve merhametle yaklaşmayı öğretin.
Saygı duymayı öğretin. Din, dil, kültür ayırt etmeksizin herkese saygı duymayı… Ve kendime de saygı duymam gerektiğini öğretin…
Başka insanları yargılamamayı ve eleştirmemeyi öğretin.
Şükretmeyi öğretin. Sahip olduklarıma şükretmeyi… Ve elimdekilerin kıymetini bilmeyi öğretin.
Sahip olduklarımı başkalarıyla paylaşmayı öğretin.
Beni başkalarıyla kıyaslamayın. Beni başkalarına benzemeye teşvik etmek yerine, bana kendim olmayı öğretin.
Sadece kendimle yarışmam gerektiğini öğretin.
Güçlü yönlerimi keşfetmeyi öğretin.
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmeyi öğretin.
Başkalarının üzerine basmadan da başarılı olabileceğimi gösterin bana...
Başarısızlığın da başarı kadar doğal olduğunu anlatın. Kaybetmenin dünyanın sonu olmadığını…
Yaşadığım başarısızlıklardan ders çıkarmayı öğretin.
Kaybettiğimde pes etmemeyi öğretin.
Olumsuz durumlar karşısında yıkılmamayı öğretin.
Gülümsemeyi öğretin.
Duygularımı, düşüncelerimi ve davranışlarımı yönetebilmeyi öğretin bana…
Başıma gelen her şeyde “Elimden ne gelir, kader” yaklaşımının arkasına sığınmamayı öğretin.
Bir iradem olduğunu, bu iradeyi hayatımı iyileştirebilmek için nasıl kullanabileceğimi öğretin.
Değişimlerden korkmak yerine onlara uyum sağlamayı öğretin.
İstediğim her şeyin hemen olmayacağını öğretin.
Sabretmeyi öğretin. Sabretmenin öylece beklemek değil, beklerken sergilediğim davranışların kendisi olduğunu öğretin…
Kaybetmek pahasına da olsa doğruları söylemeyi öğretin.
Bana sorumluluk almayı öğretin. Benim yapabileceğim şeyleri bana kıyamadığınız için benim yerime yapmayın.
Bana kendi başıma karar vermeyi öğretin. Bırakın en azından giyeceğim kıyafeti kendim seçeyim. Siz sadece sınırları belirleyin.
Karşılaştığım problemleri kendi başıma çözebilmeyi öğretin ama lütfen benim yerime o problemi çözmeye kalkmayın.
Bana duyduğum her şeye hemen inanmadan önce sorgulamayı ve araştırmayı öğretin.
İnsanlara karşı adil davranmayı öğretin.
Gerektiğinde kendimi kibar bir dille savunabilmeyi öğretin.
Yaşamak için başkalarının onayına ihtiyacım olmadığını öğretin.
Başkalarının benim hakkımda ne düşündüğünün ve ne söylediğinin önemli olmadığını anlatın. Doğru bildiğim ve inandığım değerlere göre yaşamayı öğretin.
Benim gelişimime katkıda bulunan insanlarla arkadaşlık yapmam gerektiğini öğretin.
Üzerime vazife olmayan işlere burnumu sokmamayı öğretin.
Mükemmel olamayacağımı anlatın bana… Hata yapmanın doğal ve en etkili öğrenme yolu olduğunu öğretin. Ve bir de hatalarımı kabul etmeyi…
Hatalarımın sebeplerine odaklanmak yerine hatalarımı nasıl düzeltebileceğime odaklanmayı öğretin.
Yapıcı eleştirilere açık olmayı öğretin.
Affetmeyi öğretin.
Özür dilemeyi öğretin. Özür dilemenin zayıflık olmadığını, aksine güçlü bir karaktere işaret ettiğini anlatın.
Hayal kurmayı öğretin. Size çılgınca hayallerle geldiğimde hayallerimi nasıl gerçekleştirebileceğimi sorun bana… Neden gerçekleştiremeyeceğimi anlatmak yerine…
Kendi ayaklarım üzerinde durabilmeyi ve hayatla başa çıkabilmeyi öğretin.
Bu kadar şeyi bana nasıl öğreteceğinizi düşünüyorsunuz belki… Size bir ipucu daha vereyim…
Gördüğüm, duyduğum ve hissettiğim her şeyi bir film gibi kaydediyorum. Ve bu filmin yıldızları sizsiniz.
Bana tüm bunları öğretmeniz, benim matematik sınavından alacağım 90 puandan, TEOG’da derece yapmaktan, ÖSYS’de ilk 5000’e girip Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden birinde tıp ya da mühendislik okumaktan daha kıymetli… Çünkü ben sadece okul hayatında değil, yaşamda da başarılı olmak istiyorum… Mutlu bir çocuk ve mutlu bir yetişkin olmak tek hayalim…
Beni hayata hazırlamak için yaptığınız her şeye minnettarım.
Ama lütfen bana önce yaşamayı öğretin.”
Sevgiler