Benzer bir sorun, ders saati azalan İngilizce öğretmenleri için de geçerlidir. Bu öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşmesine rağmen, başka alanlarda değerlendirilmemesi, hem kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına hem de öğretmenlerin huzursuz olmasına yol açmaktadır.
Bu noktada, norm fazlası öğretmenlerin uygun bir eğitim sürecinden geçirilerek, ihtiyaç duyulan alanlara görevlendirilmesi; kamu zararını önleyecek, ücretli öğretmenlere duyulan ihtiyacı azaltacak ve il içi resen atama sürecini büyük ölçüde azaltacaktır.
*Kamu Zararı ve Tekrar Eden Süreçler*
Resen atanan öğretmenler, büyük ihtimalle bir sonraki özür grubu atamalarında eşlerinin yanına dönmek isteyeceklerdir. Bu durum, yolluk ve harcırah gibi ek masraflar doğurarak kamu zararına neden olacaktır. Ayrıca, sistematik planlama yapılmadan gerçekleştirilen bu atamalar, öğretmenlerin sürekli yer değiştirmesine ve eğitimde sürdürülebilirliğin zarar görmesine yol açmaktadır.
*Eğitimde Adalet ve Şeffaflık Şart*
Mevcut norm fazlası atama süreci, yalnızca öğretmenler açısından değil, kamu kaynaklarının verimli kullanımı açısından da ciddi sorunlar barındırmaktadır. MEB'in hızlı bir şekilde yönetmelikleri güncelleyerek, süreci kanunlara uygun hale getirmesi gerekmektedir. Atamalarda aile birliğini gözeten, öğretmenlerin tercihlerini dikkate alan ve şeffaf bir sistemin oluşturulması, hem öğretmenlerin mutluluğu hem de eğitimde kalite için elzemdir.
*Sonuç: MEB ve İl Müdürlükleri Hassasiyet Göstermeli*
İl milli eğitim müdürlüklerinin, mevcut hataları gözden geçirip, kararnameler gönderilmeden önce bu yanlışlardan dönmesi gerekmektedir. Bu yalnızca öğretmenlerin ailelerini korumak için değil, aynı zamanda kamu yararı ve eğitimde verimliliğin artırılması için de önemlidir. MEB'in de bu süreçte daha aktif bir rol üstlenerek, iller arasında uygulama birliğini sağlaması, adaletsizliklerin önüne geçmesi gerekmektedir.
Eğitim sistemimizin temeli öğretmenlerimizdir. Onların mutsuz olduğu bir sistemin sürdürülebilir olması mümkün değildir. Aile birliğini, hukuki düzenlemeleri ve kamu yararını gözeten bir yaklaşım, yalnızca öğretmenlerimizi değil, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı da mutlu edecektir.
Eser ATAKAN - 15.12.2024