Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
TEKERLEMELER
KOMŞU
Komşu komşu huu...
Sırtındaki ne?
Arpa
Kaça sattın
Kırka
Eve ne aldın?
Hırka
Çocuğa ne aldın ?
Halka
SINIFLAR
Mini mini birler,
Çalışkandır ikiler,
Mavi gözlü üçler,
Dayak yiyen dörtler,
Misafirdir beşler,
Altılar, altınımı çaldılar,
Yediler, yemeğimi yediler,
Sekizler, semizdirler,
Dokuzlar, doktor oldu,
Onlar bizi okuttu.
HANIM KIZI
Çan çan çikolata,
Hani bize limonata?
Limonata bitti,
Hanım kızı gitti.
Nereye gitti?
İstanbul'a gitti.
İstanbul'da ne yapacak?
Terlik pabuç alacak.
Terliği pabucu ne yapacak?
Düğünlerde,
Şıngır mıngır oynayacak.
PİTİ PİTİ
Ooooopiti piti
Kremanın sepeti
Terazi lastik jimnastik
Biz size geldik bitlendik
Hamama gittik temizlendik
Dik Dik Dİk
Son dersimiz matematik
KUZU
Kuzu kuzu mee,bin tepeme
Haydi gidelim Ayşe teyzeme.
ÜŞÜDÜM
Üşüdüm üşüdüm,daldan elma düşürdüm,
Elmamı yediler,bana cüce dediler
Cücelikten çıktım,ablama vardım,ablam hasta,çorbası tasta
alçık balçık sen bu oyundan çık.
KEDİ
İğnem düştü yakamdan,
Kedi geldi arkamdan,
Gelme kedi gelme,
Annem bakıyor balkondan.
TEK TEK TEKERLEME
Tek tek tekerleme, üstü kaymak şekerleme,
Dereye düşme çok soğuk, söyle bana çarçabuk.
SAKSAĞAN
Saksağan sek sek, kuyruğu tümsek
Kuyruğuna binelim bizim köye gidelim.
BÖREK
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi,
Yağlı böreği kim yedi?
CAM
Bir cam
İki cam
Üç cam
Dört cam
Beş cam
Altı cam
Yedi cam
Sekiz cam
Dokuz cam
On cam
Bu da benim amcam.
Sevgi
Tak sepeti koluna, / Haydi sevgi toplamaya. / Aaaa bu da nesi? / Bu, bir kelebek olmalı. / Güzel kelebek, benekli kelebek, / Sevgini bize verir misin kelebek? / Sevgisini aldık, sepete koyduk. / Şimdi tekrar yola koyulduk. / Aaa bu da nesi? / Bu, bir arı olmalı. / Tatlı arı, halkalı arı, / Sevgini bize verir misin arı? / Sevgisini alıp sepete koyduk. / Şimdi tekrar yola koyulduk. / Aaaa bu da nesi? / Bu bir tavşan olmalı. / Şirin tavşan, zıp zıp tavşan, / Sevgini bize verir misin tavşan? / Sevgisini alıp sepete koyduk. / Şimdi tekrar yola koyulduk. / Sevgileri aldık sepete attık. / Paylaştıkça daha da arttık.
Aydede
Aydede, aydede
Evin barkın nerede?
Gökyüzünde gökyüzünde
Gökyüzünün neresinde?
Yıldızların arasında
Oradan bana baksana
Birazcık bana el sallasana
Güneş
Açıl perde, açıl perde.
Saklanmış mı? Güneş nerede?
Bizi galiba unutmuş.
Hayır. Onu bulut yutmuş.
Zıt kavramlar
Büyük - Küçük, Hızlı - Yavaş, Çok - Az, Uzun - Kısa.
Fil büyük bir hayvandır
Küçük bir fare onu korkutabilir.
En hızlı çita koşar
Kaplumbağa ise yavaş kaçar.
Bir kümeste tavuklar çoktur
Ama horoz ya azdır, ya da hiç yoktur.
Zürafanın boyu uzundur
Tavşan ise kısa kuyrukludur.
Dikkat
Ooo bir şey duydum
Kulağıma koydum
Kulağımdan çıkardım
Altın tasa koydum
Altın tas, tahtaya bas
Tahta çürük, çivi tutmaz
.........öğretmeninin( annesinin )
Sözünden hiç çıkmaaaz.
Not: Noktalı yerde öğrenci ismi veya sınıfın ismi söylenir.
Leblebi
Kalemim yok
Silgim yok
Sınıfta kaldım
Haberim yok
Çarşıya gittim
Leblebi aldım
Burnuma kaçtı
Hapşu
Ha ha hapşuu.
Fış Fış Kayıkçı
Fış fış kayıkçı,
Kayıkçının küreği.
Hop hop eder yüreği.
Akşama fincan böreği.
Evde benim etim var,
Bir yaramaz kedim var.
Kedim eti yerse,
Annem beni döverse!
Vay başıma gelenler.
Armudu Kestim
Armudu kestim
Tavana astım
Şıp dedi düştü
Kargalar uçtu
Annem yağı getirdi
Kedi burnunu batırdı
O kediyi ne yapmalı
Minareden atmalı
Minarede bir kuş var
Kanadında gümüş var
Eniştemin cebinde türlü türlü yemiş var
Ceviz
Pazara gittim
Bir ceviz aldım
Açtım içini, boş çıktı
Kızdım cevize
Attım bir yere
Birden bire bir ses çıktı
Nasıl bir ses çıktı? ....
(Çocuklardan birine sorulurbir ses çıkarması istenir, sonra bütün sınıf o sesi çıkarır.)
Haftanın Günlerini Tekerlemelerle Öğretin
PAZARTESİ
Aparlacık toparlacık,
Yola düşer tık tık.
Şekerlenir , tekerlenir;
Pazartesi tez gelir.
Açılınca perdesi,
Çın çın eder sesi.
ALTIN SALI
Alımlı çalımlı,
Sallanır gelir Salı.
Ne asılır ne basılır,
Açılır saçılır.
Tatlı mı tatlı,
Altın Salı.
ÇARŞAMBA
Bizim yakın akraba,
Çabuk gelir Çarşamba.
Her akşam takur tukur,
Çarşaf dokur Çarşamba.
Hem okur hem dokur,
Çalışkandır Çarşamba.
ŞEKER PERŞEMBE
Omzunda bir heybecik,
Yola düşer incecik.
Herkes onu pek sever,
Eşi dostu hep över.
İşite ufacık tefecik,
Şekerdir Perşembe.
BONCUK CUMA
Boncuk gibi gözleri var,
Baltan tatlı sözleri var.
Can Cuma, canım Cuma,
Sarılır hemen boynuma.
Nar tanesi, nur tanesi,
Günlerin bir tanesi.
TİN TİN CUMARTESİ
Terlik pabuç giyer,
Şıngır mıngır gezer.
Öpsem şekerlenir,
Tepsem tekerlenir.
Tin tin Cumartesi,
Günlerin perisi.
UÇAN PAZAR
Alaca bulaca Pazar,
Kuş gibi uçar da uçar.
Pır ağaca , pır yamaca,
Sığmaz ele avuca.
Kapıları pıt acar,
Kapamadan kaçar.
Kırmızı İbik
Kırmızı ibik,
Sabah erkenden,
Çıkar kümesten.
Öter ü-ürüüüüü...
Haydi kalkın der.
Sizi bekliyor,
Bir sürü işler.
Ötme kırmızı ibik.
İşini bilir,
Çalışkan kimseler.
Nereden Gelirsin?
Nerden gelirsin?
Zikzak kalesinden.
Ne gezersin?
Açlık belasından.
Nerde yattın?
Beyin konağında.
Altına ne serdiler?
Perde.
Desene kupkuru yerde.
Bıyıkların neden yağ oldu?
Bıldırcın eti yedim.
Bıldırcın yağlı mıydı?
Gökte uçarken gördüm.
Saçların neden ağardı?
Değirmenden geldim.
Değirmen dönüyor mu?
Zımbırtısını duydum.
Ayakların neden ıslandı?
Çaydan geçtim.
Çay derin miydi?
Köprüyü dolaştım,
İşte geldim sana ulaştım.
Tombul Kuş
Oooo.....
İğne battı,
Canımı yaktı,
Tombul kuş
Arabaya koş.
Arabanın tekeri,
İstanbul'un şekeri.
Hop Hop altın top,
Bundan başka oyun yok.
Çan Çan Çikolata
Çan çan çikolata,
Hani bize limonata?
Limonata bitti,
Hanım kızı gitti.
Nereye gitti?
İstanbul'a gitti.
İstanbul'da ne yapacak?
Terlik pabuç alacak.
Terliği pabucu ne yapacak?
Düğünlerde, Şıngır mıngır oynayacak.
Haydi Kızlar, Haydi Erkekler
Haydi kizlar buraya
Eller eller havaya
Zip zip ziplayalim
Yerimizde hoplayalim
Haydi erkekler buraya
Eller eller havaya
Zip zip ziplayalim
Yerimizde hoplayalim
Patlıcan
Patlıcan var patlıcan,
Patlasın senin kocan.,
Şisko şisko biberler,
Arabaya bindiler.
Elmalar yedi buçuk,
Onu yedi, bir çocuk.
Patlıcandan bıktım,
Ben oyundan çıktım
Yanardağ
Yanar mı dağ?
Dağ yanar mı?
Nasıl yanar?
Kim yakar?
Yanardağdan kim bakar?
Ekmek koysak pişer mi?
Balon gibi şişer mi?
Bizim eve düşer mi?
Biri bana anlatsın,
Yanardağ da küser mi?
HANIM KIZI
Çan çan çikolata,
Hani bize limonata?
Limonata bitti,
Hanım kızı gitti.
Nereye gitti?
İstanbul'a gitti.
İstanbul'da ne yapacak?
Terlik pabuç alacak.
Terliği pabucu ne yapacak?
Düğünlerde,
Şıngır mıngır oynayacak.
KARGA
Karga karga "gak" dedi,
"Çık şu dala bak" dedi,
Karga seni tutarım,
Kanadını yolarım.
PATLICAN
Patlıcan var patlıcan,
Patlasın senin kocan.
Şisko şisko biberler,
Arabaya bindiler.
Elmalar yedi buçuk,
Onu yedi, bir çocuk.
Patlıcandan bıktım,
Ben oyundan çıktım!
BÖREK
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi,
Yağlı böreği kim yedi?
KEÇİLER
Ayşe Hanımın keçileri,
Hop hop hopluyor,
Arpa, saman istiyor,
Arpa, saman yok,
Kilimcide çok.
Kilimci kilim dokur,
İçinde bülbül okur.
İki kardeşim olsa,
Biri ay, biri yıldız,
Biri oğlan, biri kız,
Hop çikolata çikolata,
Akşam yedim salata,
Seni gidi kerata.
KOMŞU, KOMŞU
-Komşu, komşu !
-Hu, hu!
-Oğlun geldi mi?
-Geldi
-Ne getirdi?
-İnci, boncuk.
-Kime, kime?
-Sana, bana.
-Başka kime?
-Kara kediye
-Kara kedi nerede?
-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede?
-Balta kesti
-Balta nerede?
-Suya düştü.
-Su nerede?
-İnek içti.
-İnek nerede?
-Dağa kaçtı.
-Dağ nerede?
-Yandı, bitti kül oldu.
MISTIK
Mustafa, Mıstık,
Arabaya kıstık,
Üç mum yaktık,
Seyrine baktık.
OYUN
Oooo..
İğne battı
Canımı yaktı
Tombul kuş
Arabaya koş
Arabanın tekeri
İstanbul un şekeri
Hop hop
Bundan başka
oyun yok.
ÖRDEK
Çık çıkalım
Çayıra
Yem verelim
Ördeğe
Ördek yemi yemeden
Ciyak miyak
Demeden
Aldım baktım
Kimi çıkardım
LEYLEK
Leylek leylek havada,
Yumurtası tavada,
Gel bizim hayata,
Hayat kapısı kilitli,
Leyleğin başı bitli.
PATLICAN
Patlıcan var patlıcan,
Patlasın senin kocan.
Şisko şisko biberler,
Arabaya bindiler.
Elmalar yedi buçuk,
Onu yedi, bir çocuk.
Patlıcandan bıktım,
Ben oyundan çıktım!
TOP
Bir iki üç
Söylemesi güç
Sana verdim bir elma
Adını koydum Selma
Hop hop hop
Bir büyük top
Tekerlemeler
TEKERLEMELER
ALİ
Ali baksa dum dum
Sakalına kondum
Beş para buldum
Cebime koydum
ALİ DAYI
Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur
BERBER
Bir berber bir berbere
Bre berber gel beraber
Bir berber dükkanı açalım demiş.
BÖREK
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi,
Yağlı böreği kim yedi?
CAM
Bir cam
İki cam
Üç cam
Dört cam
Beş cam
Altı cam
Yedi cam
Sekiz cam
Dokuz cam
On cam
Bu da benim amcam.
ÇARŞI
Çarşıya gittim
Eve geldim hanım yok
Bebek ağlar beşik yok
Çorba taşar kaşık yok
Ali baba öldü tabut yok
DEDE
Altı kere altı otuz altı
Dedemin sakalı yolda kaldı
Sakalını aldı dereye attı
Dedem sakalsız kaldı
DEĞİRMEN
Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek
DEVE
Eveleme develeme
Evvel altı elma yedi
Seren sekiz serçe dokuz
Tarmanın topu kara
A devenin çatı kara.
EBE
Ebe ebe nerede
Su doldurur derede
Dere boyu çalılık
Derede olur balık
Şu ebe de ne alık
Oltamı attım,
Balığı tuttum.
Balık suya dalamaz,
Ebe beni bulamaz.
ELLERİM
Ellerim tombik tombik,
Kirlenince çok komik
Kirli eller sevilmez
Güzelliği görülmez
Dişlerim bakım ister
Hele saçlar, hele scalar
Uzayınca tırnaklar
Kirlenince kulaklar
Bize pis derler, pis derler
ELLERİM PARMAKLARIM
Sağ elimde beş parmak,
Sol elimde beş parmak
Say bak, say bak, say bak.
Hepsi eder on parmak.
Sen de istersen saymak
Say bak, say bak, say bak.
Hepsi eder on parmak.
EL EL EPENEK
El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan’ın karısı
EV
Evli evine
Köylü köyüne
Evi olmayan
Sıçan deliğine
HAKKI
Hakkı hakkının hakkını yemiş.
Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş.
Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince
Haklı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.
HANIM KIZI
Çan çan çikolata,
Hani bize limonata?
Limonata bitti,
Hanım kızı gitti.
Nereye gitti?
İstanbul’a gitti.
İstanbul’da ne yapacak?
Terlik pabuç alacak.
Terliği pabucu ne yapacak?
Düğünlerde,
Şıngır mıngır oynayacak.
HASAN
Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran
HEDİYE
Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli
İĞNE
Ooooo
İğne iplik
Derme diplik
Çelik çubuk
Sen çık.
KARGA
Karga karga “gak” dedi,
“Çık şu dala bak” dedi,
Karga seni tutarım,
Kanadını yolarım.
KARNIM AÇ
Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli
KEÇİLER
Ayşe Hanımın keçileri,
Hop hop hopluyor,
Arpa, saman istiyor,
Arpa, saman yok,
Kilimcide çok.
Kilimci kilim dokur,
İçinde bülbül okur.
İki kardeşim olsa,
Biri ay, biri yıldız,
Biri oğlan, biri kız,
Hop çikolata çikolata,
Akşam yedim salata,
Seni gidi kerata.
KEDİ
İğnem düştü yakamdan,kedi geldi arkamdan,
Gelme kedi gelme,annem bakıyor balkondan
KOMŞU
Komşu komşu huu…
Sırtındaki ne?
Arpa
Kaça sattın
Kırka
Eve ne aldın?
Hırka
Çocuğa ne aldın ?
Halka
KOMŞU, KOMŞU
-Komşu, komşu !
-Hu, hu!
-Oğlun geldi mi?
-Geldi
-Ne getirdi?
-İnci, boncuk.
-Kime, kime?
-Sana, bana.
-Başka kime?
-Kara kediye
-Kara kedi nerede?
-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede?
-Balta kesti
-Balta nerede?
-Suya düştü.
-Su nerede?
-İnek içti.
-İnek nerede?
-Dağa kaçtı.
-Dağ nerede?
-Yandı, bitti kül oldu
KÖPEK
Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek
KUZU
Kuzu kuzu mee
Bin tepeme
Haydi gidelim
Hacı dedeme
Hacı dedem hasta
Mendili bohça
Kendisi hoca
KÜÇÜK DOSTUM
Küçük dostum gelsene
Ellerini versene
Ellerimizle şap şap
Ayaklarımızla rap rap
Bir şöyle, bir böyle
Dans edelim seninle.
LEYLEK
Leylek leylek havada,
Yumurtası tavada,
Gel bizim hayata,
Hayat kapısı kitli,
Leyleğin başı bitli.
MISTIK
Mustafa, Mıstık,
Arabaya kıstık,
Üç mum yaktık,
Seyrine baktık.
NACAK
Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana
NEREDEN GELİRSİN?
Nerden gelirsin?
Zikzak kalesinden.
Ne gezersin?
Açlık belasından.
Nerde yattın?
Beyin konağında.
Altına ne serdiler?
Perde.
Desene kupkuru yerde.
Bıyıkların neden yağ oldu?
Bıldırcın eti yedim.
Bıldırcın yağlı mıydı?
Gökte uçarken gördüm.
Saçların neden ağardı?
Değirmenden geldim.
Değirmen dönüyor mu?
Zımbırtısını duydum.
Ayakların neden ıslandı?
Çaydan geçtim.
Çay derin miydi?
Köprüyü dolaştım,
İşte geldim sana ulaştım.
OYUN
Oooo..
İğne battı
Canımı yaktı
Tombul kuş
Arabaya koş
Arabanın tekeri
İstanbul un şekeri
Hop hop
Bundan başka
oyun yok.
ÖRDEK
Çık çıkalım
Çayıra
Yem verelim
Ördeğe
Ördek yemi yemeden
Ciyak miyak
Demeden
Aldım baktım
Kimi çıkardım
PATLICAN
Patlıcan var patlıcan,
Patlasın senin kocan.
Şisko şisko biberler,
Arabaya bindiler.
Elmalar yedi buçuk,
Onu yedi, bir çocuk.
Patlıcandan bıktım,
Ben oyundan çıktım!
PİTİ PİTİ
Ooooopiti piti
Kremanın sepeti
Terazi lastik jimnastik
Biz size geldik bitlendik
Hamama gittik temizlendik
Dik Dik Dİk
Son dersimiz matematik
PORTAKAL
Portakalı soydum,
Başucuma koydum.
Ben bir yalan uydurdum,
Duma duma dum.
Duma duma dum.
Öğretmeni kandırdım,
Kandırdım.
SAKSAĞAN
Saksağan sek sek,kuyruğu tümsek
Kuyruğuna binelim bizim köye gidelim.
SINIFLAR
Mini mini birler,
Çalışkandır ikiler,
Mavi gözlü üçler,
Dayak yiyen dörtler,
Misafirdir beşler,
Altılar, altınımı çaldılar,
Yediler, yemeğimi yediler,
Sekizler, semizdirler,
Dokuzlar, doktor oldu,
Onlar bizi okuttu.
TAKATUKA
Al şu takatukaları, takatukacıya götür.
Takatukacı takatukaları takatukalamazsa,
Takatukaları taka tukalatmadan geri getir.
TAVUK
Pazara gidelim,
Bir tavuk alalım,
Pazara gidip,
Bir tavuk alıp ne yapalım?
Gıt gıdak diyelim.
Happur huppur,
Happur, huppur yiyelim.
TAVŞAN
Kapıdan tavşan geçti mi?
Geçti
Tuttun mu?
Tuttum
Kestin mi?
Kestim
Tuzladım mı?
Tuzladım
Pişirdin mi?
Pişirdim
Bana ayırdın mı?
Ayırdım
Hangi dolaba koydun?
Çık çık dolaba koydum
Haydi, al getir
Getiremem
Neden getiremezsin?
Kara kediler yemiş.
Vay vay, miyav
TEK TEK TEKERLEME
Tek tek tekerleme,üstü kaymak şekerleme,
Dereye düşme çok soğuk, söyle bana çarçabuk.
TEKİR
Bir iki tombul tekir
Camdan bakar
Başına takar
Hop hop, altın top
TOP
Bir iki üç
Söylemesi güç
Sana verdim bir elma
Adını koydum Fatma
Hop hop hop
Bir büyük altın top
ÜŞÜDÜM
Üşüdüm üşüdüm,daldan elma düşürdüm,
Elmamı yediler,bana cüce dediler
Cücelikten çıktım,ablama vardım,ablam hasta,çorbası tasta
alçık balçık sen bu oyundan çık.
YAĞMUR
Yağ yağ yağmur,
Teknede hamur,
Bahçede çamur,
Ver Allah’ım ver,
Sicim gibi yağmur.
Sayışmacalar ve Oyun Tekerlemeleri
Okulöncesi eğitim süreçleri, çocuklar arasında sıcak bir etkileşim ortamı yaratan oyun tekerlemeleri ve sayışmacalarla desteklenmelidir. Çocukların eğlenme, gülme gereksinmelerini karşılama ve dil gelişimlerine katkıda bulunma amacıyla, eğitim ortamları oyun tekerlemeleri ve sayışmacaların da kullanıldığı uygulamalarla çeşitlendirilmelidir. Aşağıda yalnızca birkaç örneği sunulan dilsel ürünlerin, çocukları diğer anlatıların (masal, öykü vb.) düşsel ve düşünsel iletilerine hazırlama gibi önemli bir işlevi yerine getireceği de bilinmelidir.
Çıtpıt
Nerden geldin
Oradan çık
Kız saçların kıvırcık
Sen bu oyundan çık
* ****
A, a asma
Bebeğime basma
S, s sümbül
Menekşe gül
* ****
Türkü mürkü
Ninemin eski kürkü
Bir çektim yırtıldı
Ninem dikmekten kurtuldu
* ****
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi
On yedi
O, o, o
îğne miğne
Ucu ince
Filfillice
Kuş dillice
Laka luka
Pirinç
Turunç
(Nail Tan, Çocuklarımıza Folklor Hazinemizden Seçmeler)
Leylek leylek havada,
Yumurtası tavada.
Çağırın gelsin, et yesin.
Et yemezse ot yesin
* ****
- Çan çan çikolata.
- Hani bana limonata?
- Limonata bitti.
- Hanım kızı gitti.
- Nereye gitti?
- İstanbul'a gitti.
- İstanbul'da ne yapacak?
- Terlik, pabuç alacak.
- Terlik, pabucu ne yapacak?
- Düğünlerde şıngır mıngır giyecek.
* ****
İğne iğne üç düğme
Filfilince
Kuş dilince
Horoz öttü
Tavuk tepti
Kadı kıza selâm etti
Alcık morcuk
Sana dedim: "Çık!"
* ****
Ebe, ebe!
Gel bize,
Uzaktan vur elimize.
Eğer vurmazsan, ebesin ebe!
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi.
On yedi,
Yağlı böreği kim yedi?
(Fuat Baymur ve Kemal Demiray, Çocuk Edebiyatı Antolojisi)
Çeşitli etkinliklerde, tekerlemeler önce öğretmen tarafından vurgu ve tonlama gibi söyleyiş özellikleri de göz önünde bulundurularak seslendirilmelidir. Gerekirse, ilkelere uygun olarak sürdürülen tekerleme söyleme alıştırmalarına, öğrencilere söyleyiş rahatlığı ve alışkanlığı kazandırmaya yönelik uygulamalarla devam edilmelidir. Bu çalışmalarda temel amaç, öğrencileri eğlendirmeye ve güldürmeye yönelik doğal öğrenme ortamlarında, seslerin ve sözcüklerin doğru boğumlandı-rılmasını (telâffuzunu) kavratmak olmalıdır.
Masal Tekerlemeleri
Masalların başında yer alan giriş tekerlemeleri, çocuğu masal dinlemeye çağıran, masalın gövde ya da gelişme bölümündeki olağanüstü anlatılara hazırlayan bir işlev üstlenir. Çocukların dinleme becerisini canlı tutar. Bu nedenle, masal anlatıcısının giriş tekerlemelerini söylemedeki ustalığı, çocuğun düş gücünü masaldaki serüven dolu anlatılara hazırlamak ya da yönlendirmek için itici bir güç olur.
Bir Göze Bir Gül
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde; develer top oynarken eski harman içinde; babamın dokuz arısı vardı; dünyalar başına dardı. Sayar alırdı içeri, sayar ederdi dışarı. Ben de göz kulak olurdum az çok. Bir gün baktım ki biri yok! Gayri unuttum gazı, tuzu; çıkardım kümesten çil horozu; boynuna vurdum kıldan başlığı, ne kayalığı düşündüm, ne taşlığı; derelerden sel gibi, tepelerden yel gibi sürdüm dolu dizgin, ben ondan üzgünüm, o benden bezgin... Ne ise, yıldızları saya saya, ulaştık bir gün güneşe, aya! Bir de baktım ki, ne bakayım: Bizim arı! Neylemişler, etmişler, Sarı öküze eş etmişler; koşmuşlar çifte çubuğa, dayanır mı böyle bir boyunduruğa; boynu boğazı yaralar içinde kalmış, yüzü gözü al kanlar içinde kalmış. Açtım ağzımı, yumdum gözümü; söyledim adama son sözümü. İster maval deyin, ister masal.
Gelincik Günü
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; cinler cirit oynarken, eski hamam içinde... Bir birim, gölgede kilim, kilimde bir kız, ağzında sakız; gözleri boncuk boncuk, gül dalında bir tomurcuk... Bu kıza Güllü derler, her tarafta ünlü derler... Oturttu beni yanına, canlar feda canına; tuttu beni okuttu, sırma saçlar dokuttu... Sonra da alladı, pulladi; İstanbul'a yolladı. İstanbul'un atları, dizim dizim dizilir; martıların kanatları, süzüm süzüm süzülür...
(Eflâtun Cem Güney, Masallar)
Örneklerde de görüleceği gibi ses tekrarları, uyaklı yapılar, ikilemeler ve sıfatlarla zenginleştirilen anlatım, çocukları masalların çekim alanına girmeye isteklen-dirir. Masal anlatıcısının yorumu; ses ve sözcükler arasındaki uyumla bütünleştirildiğinde, çocuk için renkli, eğlenceli ve devingen bir dünyanın kapıları da aralanmaya başlar.
Masalların giriş bölümündeki tekerlemeler, olağanüstü kurgu yapısıyla çocuğun görsel ve işitsel algısını ve imgesel dil becerisini geliştirmesi için bir uyaran görevi üstlenir.
"Bir Göze Bir Gül" ve "Gelincik Günü" adlı masalların giriş (döşeme) bölümü tekerlemelerine bakıldığında, Türkçemizin söz varlığım oluşturan ögelerle de karşılaşılır. Bu bölümde, deyimler, ikilemeler, söz kalıplarıyla nükteli, eğlenceli ve etkili bir anlatım yaratılmıştır.
Çocukların bir dilin söz varlığını tanıma ve kavramalarında, dinleme ve okuma etkinliklerinin önemli bir yeri vardır. Okulöncesi eğitim süreçlerinde, düzeylerine uygun olarak, çocuklarımıza dilimizin kavramlar dünyası da tanıtılmalıdır. Bu sorumluluğu yaşama geçirebilmek için kullanılacak araçlardan biri de tekerlemelerdir.
Çalışmaya örnek olarak alınan masal tekerlemeleri incelendiğinde, özgün anlatım örnekleriyle karşılaşılmaktadır: "Korunması gereken bir kişiyi gözetmek, görme ve işitme yoluyla bilgi edinmeye çalışmak" gibi anlamlarda kullandığımız, göz kulak olmak; "dizginini gevşetip atı son hızla koşturmak" anlamına gelen dolu dizgin; "kızarak çok ağır sözler söylemek" anlamım çağrıştıran açtım ağzımı yumdum gözümü; iki sözcükten oluşmasına karşın, "süslemek, kötü görünüşünü kapatmak için süslü şeylerle donatmak" anlamlarım içinde barındıran allayıp puflamak deyimleri masalı dinleme etkinliğinin başında, çocukların duyacakları onlarca deyimden yalnızca birkaçıdır. Tekerlemelerde, yel gibi sürmek betimlemesinden yararlanılarak oluşturulan benzetme ve yüzü gözü al kanlar içinde kalmak sözcükleriyle biçimlendirilen ilgi çekici dilsel yapılar, tekerlemelerin Türkçemizin anlam inceliklerini yansıtmadaki başarısını göstermektedir.
Tekerlemelerde, anlatıma güç ve renk katmak amacıyla ikilemelerden de yararlanılmıştır. Gözleri boncuk boncuk, dizim dizim dizilmek, süzüm süzüm süzülmek gibi ikilemeler, sesleri birbirini andıran sözcüklerin yan yana kullanılmasıyla oluşturulmuş olup benzetme ögeleriyle de anlatıma görsel bir boyut katmıştır (Geniş bilgi için bak. Doğan Aksan, Türkçenin Gücü, 1990, s. 175-181).
Masal tekerlemelerinde, yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere, söz varlığımızın önemli bir değeri olan deyimler sıkça kullanılır. Deyimler, duygu ve düşünceleri kısa, ancak özgün ve etkili anlatan sözlerdir. Dilimizin anlatım gücünü, halkımızın ince zekâsını ve gözlem yeteneğini yansıtırlar. Aksan deyimlerin önemini şöyle anlatır: "Bir dili konuşan toplumun dünya görüşünü, yaşam biçimini, çevre koşullarını, gelenek, görenek ve inançlarını, önem verdiği varlık ve kavramları, kısacası, maddî ve manevî kültürünü yansıtan, o toplumun düşünme biçimini, hatta nükte ve buluşlarını ortaya koyan, dilbilim açısından olduğu kadar yazın ve halkbilim açısından da önemli olan sözlerdir. Ayrıca, bu öğeler her dilin iç yapısını, anlam özelliklerini de yansıtır. Bu nitelikleriyle deyimler, her dilin kendine özgü, başkalarından ayrılan bir yönünü oluşturur; bir dilin gerçekleri dile getirmedeki anlayış ve anlatış biçimini gösterir. Dilci ve halkbilimciler, yalnızca deyimlerine dayanarak bir toplumun bütün kültürünü inceleyebilir, önemli sonuçlar çıkarabilirler."
İyi planlanmış eğitim ortamlarında oyun, masal tekerlemeleri ve sayışmacalar-la, karşılaşma olanağı bulan çocuklar için, Türkçemizdeki sözcüksel birimlerin ço-kanlamlılığına ilişkin ilk yaşantıları edinme olanağı da yaratılmış olur. Ayrıca, bu süreç, çocukları ilköğretim çağındaki edebiyat-okur etkileşimine hazırlar. Bu amaca ulaşmak için de öğretmen masal okuma etkinliklerinden sonra, deyim ve ikilemelerin anlamları ve anlatıma kattıkları güzellikler hakkında kısa ve özlü açıklamalar yapabilir. Çocukların (varsa) konuyla ilgili duygu ve düşüncelerini aktarmalarım isteyebilir. Anılan tüm etkinliklerin oyun, oyunlaştırma çalışmalarıyla iç içe-lik göstermesi beklenir. Bu nedenle, giriş tekerlemelerinden sonra anlatılan-okunan masalların da dilimizin anlatım gücünü yansıtmasına ve çocuğun doğasına uygun olmasına özen gösterilmelidir.
Tekerlemelere ilişkin söyleyeceklerimize başka bir örnekle devam edelim:
İşini Bilir Çiftçinin Masalı
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, deve tellâl pire berber iken, ben küçük teyzemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken,Ali baba bum bum, kanadına kondum. Beş para aldı, çarşıya saldı. Baktım çarşı yok. Eve döndüm, ev yok. Çorba taşar, kaşık yok. Ambara vurdum bir tekme, ambarın kapısı açıldı. Sürahiler saçıldı. Limonu böyle keserler, çamaşırı böyle yıkarlar, suyunu da böyle sıkarlar. Benim bir zurnam var: Açılınca açılır, çalınınca çalınır. Dedem gider mahalleye, babam gider kahveye. Oturur kahve söyler, yudumlar yudum içer. Neyse efendim, başınızı şişirmeyeyim, masalıma başlayayım. (Dursun K., Tarık, Deve Tellâl Pire Berber İken)
"İşini Bilir Çiftçinin Masalı"nın giriş tekerlemelerindeki dilsel yapılar incelendiğinde, duyuları devindiren bir anlatımla karşılaşılır. Sözgelimi, "... teyzemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken" sözüyle çocukların işitme duyusuna seslenilmiş; tümcelerde yer alan "vurdum, saçıldı, keserler, yıkarlar, sıkarlar, açılır, çalınır, yudumlar" eylemleriyle de işitme, dokunma, görme, tatma algılarım harekete geçirecek bir anlatım yeğlenmiştir. Ayrıca, "Neyse efendim, başınızı şişirmeyeyim" belirlemesiyle de masalı dinleyen ya da okuyana, gereksiz konuşmalardan sakınmasına yönelik bir örtük ileti sunulmuştur.
Tekerlemelerde devenin tellâl, pirenin berber yapılması;teyzenin beşikte tıngır mıngır sallanması, Ali Baba'ya kanat takılması gibi olağanüstü olaylar çocukların merak duygusunu devindirir; düş kurma, düşsel serüvenler oluşturma gereksinmelerine de yanıt verir. Bu nedenle, masal okuma etkinliklerine, giriş tekerlemeleriyle başlanılması yeğlenen bir yol olmalıdır.
Bağımsız Tekerlemeler
Türkçedeki seslerin, hecelerin ve sözcüklerin tam değeriyle söylenmesine katkı sağlayacak dilsel gereçlerden biri de bağımsız tekerlemelerdir. Okulöncesi dönemden başlayarak çocukların, birden fazla sözcüğü aynı anda doğru ve akıcı bir biçimde söyleme alışkanlığı kazanmalarında bağımsız tekerlemelerden de yararlanılabilir. Çocukların, Türkçemizdeki ünlü ve ünsüzleri doğru boğumlandırabilme-leri için, konuşma örgenlerine işleklik kazandırmak bu çalışmaların temel amacı olmalıdır. Çalışmalar, oyun etkinliklerini bütünleyen bir parça olarak algılanmalı, tekerlemeler oyunlarda kullanılan bir gereç olarak düşünülmelidir. Şimdi de bağımsız tekerleme örneklerinden bazılarım tanıyalım:
- Gece, penceredeki tekir kedi kendi tenceresindeki eti yedi.
- İbibiklerin ibiklerini iyileştirmek için ibibikçiye götürdüm.
- Bizde bize biz derler sizde size ne derler.
- Üç tunç tas has kayısı hoşafı.
- Siyah sineklerle sivri sinekler sihirli sinemada sivilceli sipahileri sinirlendirdiler.
- Şu köşe yaz köşesi şu köşe kış köşesi ortada boş su şişesi.
- Kırk kırık küp, kırkının da kulpu kırık kara küp.
- Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek.
- Bu yoğurdu sarmısaklasak da mı saklasak, sarmısaklamasak da mı saklasak?
- İbiş ile Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemeleşmiş mi gelmiş, mahkemeleşme-miş mi gelmiş?
- Ocak kıvılcımlandırıcılarından mısın, kapı gıcırdatıcılarından mısın? Ne ocak kıvılcımlandırıcılardanım, ne kapı gıcırdatıcılarındanım.
- Değirmene girdi köpek, değirmenci çaldı kötek; hem kepek yedi köpek, hem kötek yedi köpek.
- Şu karşıda bir dal, dalda bir kartal;dal sarkar, kartal kalkar;kartal kalkar, dal sarkar. Dal kalkar, kartal sarkar, kantar tartar.
- Bu yoğurdu mayalamak da mı saklamak, mayalamamak da mı saklamak?
- Elâlem bir aladana aldı aladanalandı da biz bir aladana alıp aladanalanamadık.
- Al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamam derse, takatukacıdan takatukaları takatukalatmadan al gel.
Bağımsız tekerlemeler, çocukların eğlenmesi için fırsatlar yarattığı gibi, dağarcıklarına yeni sözcükler de ekler. Tekerlemelerin çocuklar tarafından sürekli yinelenmesi, sözcüklerin doğru söylenişlerini kalıcı davranışlara dönüştürür. Çalışmalarda, öncelikle çocukların kolayca söyleyebilecekleri tekerlemeler seçilmelidir. Çocuklardan, tekerlemeleri hızlı seslendirmesinden çok, tekerlemelerdeki ses ve sözcükleri tam ve doğru olarak söylemesi beklenmelidir; ancak, tekerlemeleri söyleme isteksizliği gösteren çocuklara karşı ısrarcı davranılmamalıdır.
Tekerlemelerin Davranışlar Üzerine Etkisi
Tekerlemeler, çocuklara bilişsel, duyuşsal ve devinişsel boyutlu davranışların kazandırılması için uygun fırsatlar yaratabilir:
Oyun etkinliklerinde kullanılan tekerlemeler, çocuklarda birlikte eğlenme, gülme ve iş görme bilincini geliştirir. Onların, toplumsallaşma anlayışım geliştirir. Birlikte yaşamanın bazı kurallara uymayı gerektirdiğini sezinlettirir.
Tekerlemelerin çocuklar tarafından söylenmesi, onlara anadillerini kullanma becerisi kazandırır. Türkçemizdeki, ünlü ve ünsüzlerin doğru boğumlandırıl-masına; özellikle de sözcüklerin doğru ve akıcı söylenilmesine yönelik bir deneyim edindirir.
Çocukların sözcük dağarcıklarının gelişmesine katkı sağlar. Onların, düş gücünü devindirir, anadili sevgisini besler. İlköğretimin sürecinde, çocukların yazılı kültüre yönlendirilmesi, okuma alışkanlığı kazanması için bir uyaran işlevini yerine getirir. Öte yandan, tekerlemeleri söyleme çalışmaları, öğretmenlere ve ailelere çocukların konuşma becerilerinin sınanmasına için dönüt sunar.
Uygulamalı çalışmalar çocukların güven duygusunu geliştirir, toplum karşısında konuşma cesareti kazanmalarına yardımcı olur.
Tekerleme Çalışmalarında Göz Önünde Bulundurulması Gereken Temel İlkeler
Öğretmen, tekerlemeleri söyleyiş ilkelerine uygun olarak seslendirmeli. Bunun için de bu sözleri okurken nasıl bir ses kullanacağı, genel ton ve temponun nasıl olacağı, bunların giderek nasıl değişiklik göstereceği, vurgu ve durakların nerelerde nasıl yapılacağını belirlemek amacıyla önceden bir hazırlık yapmalıdır.
Tekerleme çalışmalarında, söyleyişe canlılık katmak amacıyla, jest, mimik ve bedensel devinimden yararlanılmalıdır. Çalışmalarda bedensel devinimi de gerektiren etkinlikler, çocukların devinişsel becerilerinin geliştirilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Özellikle, tekerleme söyleme çalışmaları, beden dilinin kullanılmasına olanak sağlayacak etkinliklerle zenginleştirilmelidir.
Tekerlemelerin, çocukların düzeyine uygun olmasına ve bellekte kalıcı özellikler taşımasına özen gösterilmelidir. Seçilen tekerlemelerde, argo sözler, eskimiş ve yabancı sözcüklerin bulunmamasına dikkat edilmelidir.
Tekerlemeler, oluşturulacak grup/lar tarafından söylenebileceği gibi her çocuğa ayrı ayrı da söyletilebilir. Önemli olan, bu çalışmaların çocukların istekle katıldıkları etkinliklere dönüştürülmesidir.
Eğitim uygulamalarında, düzenlenecek tekerleme söyleme yarışmalarında, istenilen sayıdaki tekerlemeyi, belirtilen sürede dili sürçmeden ve duraksamadan söylemeyi başaran çocuklara, grup tarafından saptanan küçük armağanlar sunulmalıdır. Öğretmen, katılımı sağlamak amacıyla, çocukların ses ve sözcükleri boğumlandırma becerilerini göz önünde bulundurmalıdır. Özellikle, başlangıç aşamasında, öğrencileri, kısa süreli denemelerle başarılı olabilecekleri tekerleme söyleme çalışmalarına özendirmelidir.
BİLMECELER
Ali Püsküllüoğlu'na göre bilmece, "Bir şeyin adını anmadan, kimi belirgin niteliklerini üstü kapalı bir biçimde söyleyerek ya da belirterek o şeyin ne olduğunu bilmeyi dinleyene ya da okuyana bırakan oyun" olarak tanımlanabilir.
Bilmecelerdeki sözcüklerin yan yana gelerek oluşturduğu anlamsal özellikler, şiirsel bir anlatım dilini çağrıştırır. Uyak, ölçü ve ses yinelemeleri bu dilin oluşmasını sağlayan anlatım özellikleridir.
Bilmecelerde sunulan ipuçlarının anlamsal çağrışımlarından yararlanarak saklı anlama ulaşma, temel amaçtır. Okulöncesi eğitim uygulamalarında da çocukların, birtakım önermeleri birbiriyle ilişkilendirerek yeni bir sonuca, çözüme erişmesi için bilmecelerden yararlanılmalıdır.
Bilmecelerdeki gizli anlama ulaşma süreci, her şeyden önce usavurma becerisini de işleten bir etkinliktir. Bilmeceler, çocuğun, oynama ve eğlenme gereksinmelerini de karşılayan ortamlarda çıkarımlar yapma, kestirimlerde bulunma gibi bilişsel yetilerini sınamasına olanak sağlar.
Bilmecelerde yiyecek ve içecekler, hayvanlar, organlar, insan yaşamında yeri olan her türlü araç gereç ve nesneler konu edilir (Geniş bilgi için bak. Suat Taşer, Konuşma Eğitimi, 1987, s. 173-210; Emin Özdemir, Güzel ve Etkili Konuşma Sanatı, 1996, s. 45-77).
Çarşıdan aldım bir tane
Eve geldim, bin tane. (Nar)
Küçücük çay taşı
İçinde beyler aşı.
Pişirirsen aş olur,
Pişirmezsen kuş olur. (Yumurta)
Fırında pişer, bin tane.
Mideye düşer. (Ekmek)
Küçük fıçıcık,
İçi dolu turşucuk.(Limon)
(Fuat Baymur ve Kemal Demiray, Çocuk Edebiyatı Antolojisi)
Yukarıdaki bilmece örnekleri incelendiğinde, ses yinelemeleri (dım/dim, sen/sen), uyaklar (tane/tane, taşı/aşı gibi) ve bazı ölçülü yapılar (5+5 gibi) dikkat çekmektedir. Bilmecelerin amlan özellikleri, onlara şiirsel bir zenginlik katar. İstekle ve severek söylenilmesi (sorulması) ve bellekte tutularak kolayca anımsanmasına katkı sağlar. Bilmeceleri oluşturan sözcüklerin çarpıcı benzetme ve ilginç buluşları yansıtmasijdilimizin anlatım, halkımızın da yaratıcı gücünü örneklendirir. Nitekim, yumurtanın küçücük çay taşına benzetilmesi ve bu küçük taşın pişirilmezse kuş olacağı yargısı, çocukların yaşamında en çok karşılaştıkları yiyeceklerden biri olan yumurtanın öyküsünü, özgün bir kurgu içinde on iki sözcükle özetler.
Nail Tan, Çocuklarımıza Folklor Hazinemizden Seçmeler adlı kitabında, bilmeceleri konu alanlarına göre sınıflandırır. însan ve organları, eşyalar, doğa ve doğa olayları, meyveler, sebzeler, diğer bitkiler, yiyecekler, içecekler, hayvanlar ve diğer konular bu sınıflandırmada yer alır. Okulöncesi eğitim programının bir gereği olarak işlenecek olan ünitelerde de içeriğin kavratılmasına katkı sağlamak amacıyla ilgili bilmecelerden yararlanılabilir.
Altı mermer, üstü mermer İçinde bülbül öter. (Ağız, dil)
Parmağı var, canı yok, Damarı var, kanı yok. (Eldiven)
Kapıyı acar, Kapamadan kaçar. (Rüzgar)
Ak tavuğum, ak tavuğum Yumurtası çok tavuğum. (Sarımsak)
Karşıdan baktım hiç yok, Yanına vardım pek çok. (Karınca)
İki küçük mil taşı, Dolanır dağı taşı. (Gözler)
Kat ekmek kat ekmek İçi dolu bal ekmek. (Kitap)
Açıldı sandık, Döküldü fındık. (Nar)
Tohumsuz biter, Dünyaya yeter. (Tuz)
Kanadı var kaz değil, Boynuzu var koç değil. (Kelebek)
Bilmece örnekleri incelendiğinde, çocuğun ilişkide olduğu çevrede sıkça duyduğu sözcükler ve anlamları, dilin anlatım inceliği ile çocuğun anlam evrenine yeniden sunulmaktadır. Bilmecelerdeki, bellekte görsel imgeler oluşturmaya dönük anlatım dili, çocuğun soyut içerikli kavramlara anlamlar yüklemesi için bir alıştırma ortamı yaratır. Özellikle, bilmecelerin sorulmasından sonra, yanıtı buldurmaya yönelik olarak verilen bazı ipuçları, kavramlar arasındaki karşıtlık ilişkisini de kavratabilecek özellikler içerir. Sözgelimi, bilmecenin niteliğine uygun olarak yöneltilen, büyük mü küçük mü; uzak mı yakın mı; sert mi yumuşak mı; dar mı geniş mi; kısa mı uzun mu; canlı mı cansız mı gibi yönlendirici sorular, çocukların çevrelerindeki varlıkları ve nesneleri nitelikleriyle tanımalarına, belirgin özelliklerini kavramalarına yardımcı olur. Çevrelerini daha dikkatle inceleme ve gördüklerini bellekte tutma (saklama) gibi bilişsel nitelikli davranışlar edinmelerine fırsat yaratır.
Halkımızın yaratıcı gücünün somut örnekleri olan, halk yaratımı ya da halk edebiyatı ürünü olarak değerlendirdiğimiz ve adlandırdığımız bilmeceler yanında, günümüzde, çocuk duyarlılığını anlayan ve kavrayan sanatçılar tarafından da bilmeceler oluşturulmaktadır.
Erol Büyükmeriç'in, Emece Memece Çizgili Bilmece adlı yapıtında çocuklara sunulan çizgili bilmeceler, hem görsel hem de dilsel özellikleriyle, çocukların görme, duyumsama, sezme ve düşünme becerilerini geliştirebilecek niteliktedir. Şiirsel bir anlatımla çocuğu düşünmeye, imge oluşturmaya yönelten bilmeceler, çiz-gisel iletileriyle de kavram ve nesneleri çocukların belleklerinde somutlaştıracak özellikler taşımaktadır.