Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Rengi yeşil çubukta etişir hem tazeyken hemde kuruyken yenir (fasülye)
Yer altında turuncu minare (havuç)
Yer altında sakallı dede (pırasa)
Bir kızım var kat kat çeyizi var (lahana)
Yer altında sarı top (patates)
Hanım içerde saçı dışarda (mısır)
Kat kat katmer değil yenir ama meyve değil (soğan)
Alçacık dallı kırmızı renkli yemişi ballı hoş kokulu (çilek)
Serilir hasır gibi sürünür esir gibi (dut)
Finifini küçük sini (mercimek)
Çıt çıt çalışır kurulunca bağrışır. (Çalar saat)
Fırında pişer Mideye düşer (Ekmek)
Yedim yeşil küçük bir külah Ağzım yandı ah. ah ah. (Biber)
1. Ayağımla basınca kırt kırt eder, Güneşi görünce eriyip gider. (Kar)
2. Şekere benzer tadı yok,gökte uçar kanadı yok. (Kar)
3. Kıştan kaçmaz,yaprağı uçmaz. (Çam ağacı)
4. Ne kanı var ne canı,beş tanedir parmağı. (Eldiven)
5. Duruşu ömür, gözleri kömür Soğuk dondurur sıcak öldürür. (Kardan adam)
6. Kışın yatar,yazın kalkar. (Soba)
7. Ne ağzı var ne dili konuşur insan gibi. (Mektup)
8. Biz onu görürüz o bizi görmez, O konuşur dinleriz. biz konuşuruz dinlemez (Televizyon)
9. Konuş deyince konuşur,sus deyince susar. (Radyo)
10. Burda bağırsak,orda duysak. (Telefon)
11. Her gün yeniden doğar,dünyaya haber yayar. (Gazete)
12. Kulağını büktükçe ağzı sulanır. (Musluk)
13. Ağzı var odun yutar,bacası var duman tüter. (Soba)
14. Dört ayağı var canı yok, ayağını kessen kanı yok. (Masa)
15. Bakınca görünürsün,kaçınca silinirsin. (Ayna)
16. Çıt der,ateş çıkar. (Kibrit)
17. Aşağı iner tıkır tıkır,yukarı çıkar şıpır şıpır. (Kova)
18. Küçük küçük dişleri var ne de büyük işleri var. (Tarak)
19. Dışı var içi yok,dayak yer suçu yok. (Top)
20. Çarşıdan aldım kapkara,evde kırmızılaştı maskara. (Kömür)
21. Kışın yatar,yazın kalkar. (Soba)
22. Açarsam dünya olur yakarsam kül olur [ Harita ]
23. Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz. [ Akarsu ]
24. Ak saray içinde sarı sultan [ Yumurta ]
25. Al yastık içine un bastık? [ İğde ]
26. Alçacık boyları. Kadife donlu. [ Patlıcan ]
27. Alçacık dalı,yemesi ballı [ Çilek ]
28. Altı adam bir şemsiyenin altında ıslanmadan nasıl durabilir? [ Yağmur yağmazsa ]
29. Altı göl üstü gül. [ Gaz Lambası ]
30. Ankara neden soğuktur ? [ 06 olduğu için ]
31. Anne kırkayağın en çok yorulduğu gün hangisidir? [ Yavrularının ayaklarını yıkadığı gün ]
32. Arılar hangi kovana bal yapamazlar? [ Mermi kovanına ]
33. Ayakkabıcıların en çok sevdiği hayvan hangisidir ? [ Kırkayak ]
34. Ayakta yetişen bitki nedir? [ Mantar ]
35. Başımda saç yok, içimde tat çok. [ Kabak ]
36. Belgeli su baskınına ne denir? [ Belgesel ]
37. Ben giderim o kalır [ Ayak izi ]
38. Ben giderim, O gider,Güneşte Beni İzler [ Gölge ]
39. Ben iki hasretlinin arasında dururum. Onları konuştururum. [ Telefon ]
40. Ben varmadan o varır,Her şeyden çok o yol alır [ Işık ]
41. Bir arı ile eşek arasında ne fark vardır ? [ Arının eşeği vardır ancak eşeğin arısı yoktur. ]
42. Bir küçücük fıçıcık,içi dolu turşucuk [ Limon ]
43. Bir sihirli fenerim, kibritsiz de yanarım [ Ampul ]
44. Bozulduğu halde tamir edilmeyen şey nedir [ Hava ]
45. Buzdolabına giren sineğe ne olur? [ Yazık olur ]
46. Buzdolabından çıksa bile yakan şey nedir ? [ Acı biber ]
47. Büyük baca küçük bacaya ne demiş? [ Büyüklerin yanında sigara içmeye utanmıyor musun? ]
48. Çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir ? [ Hapse girmek ]
49. Çat orda, çat burada, çat kapı arkasında [ Süpürge ]
50. Çok hızlı giden bir tırı kim durdurur? [ Trafik Polisi ]
51. Deniz niçin tuzlu olur? [ Balıklar kokmasın diye ]
52. Denizler gerçekte mavi boya olsaydı ne olurdu? [ Mavi boya sudan ucuz olurdu ]
53. Direksiyona oturan şoföre ne demişler ? [ Direksiyondan in,koltuğa otur ]
54. Dişim var ağzım yok. [ Tarak ]
55. Domates nasıl kızarır ? [ Utanınca ]
56. Dört ayaklı ayı üstünde kabadayı [ Sandalye ]
57. Duvara çarpan araba ne olur ? [ Durur ]
58. Dünyanın en küçük bebeği kimdir ? [ Gözbebeği ]
59. Düşünen file ne denir? [ Filozof ]
60. Eğri oturalım, doğru konuşalım. [ Deve ]
61. Elmayı yerken kurt bulmaktan daha kötü olan nedir? [ Yarım kurt bulmak ]
62. Elsiz ayaksız kapı açar [ Anahtar ]
63. Demir mıknatısa ne demiş? [ Pek çekicisin ]
64. En çok hap nerede satılır? [ Ağrı ]
65. En temiz böcek hangisidir ? [ Hamamböceği ]
66. Et dedim met dedim git şuraya yat dedim. [ Süpürge ]
67. Etlice, metlice ortası tatlıca? [ Karpuz ]
68. Eve bitişik odada ,Yemek pişer orada [ Mutfak ]
69. Gece gündüz yufka açar! [ Deniz ]
70. Geceleri fener, gündüzleri söner [ Yıldız ]
71. Geldi mi gelir, gitti mi gelmez? [ Gençlik ]
72. Gökte gördüm köprü. Rengi yedi türlü. [ Gökkuşağı ]
73. Hangi adam hamama girmez? [ Kardan adam ]
74. Hangi Atanın sözüne inanılmaz [ Salatanın ]
75. Hangi bacalardan duman tütmez ? [ Peri bacalarından ]
76. Hangi devlet dairesinde "işi olmayan giremez" diye yazı yoktur? [ İş ve işçi bulma kurumunda ]
77. Hangi kalemle yazı yazılmaz? [ Kontrol kalemiyle ]
78. Hangi karnede zayıf olmaz ? [ Sağlık karnesinde ]
79. Hangi köy kılavuz istemez? [ Görünen köy ]
80. Hangi macun yenir? [ Lahmacun ]
81. Hangi maymunlar ağaca çıkamaz? [ Yükseklik korkusu olan ]
82. Hangi memeden süt akmaz ? [ Kulak memesi ]
83. Hangi on tatlıdır? [ Balon ]
84. Hangi piller patlar? [ Torpiller ]
85. Hangi saatte çay içilmez ? [ Duvar saatinde ]
86. Hangi tasla su içilmez? [ Kafatasıyla ]
87. Hangi tene krem sürülmez? [ Antene ]
88. Hanım içerde,saçı dışarıda [ Mısır ]
89. Hem açar,hem de kapar [ Anahtar ]
90. Her gün yeniden doğar, dünyaya haber yayar [ Gazete ]
91. Hiç kimsenin gitmek istemediği köy hangisidir? [ Tahtalıköy ]
92. İçimde akrep var, zarar vermeden turlar. [ Saat ]
93. İçini boşaltınca büyüyen şey nedir? [ Çukur]
94. İncecik beli, elimin eli [ Çatal ]
95. İnsan ne kırınca sevinir ? [ Rekor ]
96. İnsan ne yerse orucu bozulmaz ? [ Dayak ]
97. İstanbul da süt pişti kokusu buraya düştü [ Mektup ]
98. İz eder dizi dizi,alır götürür bizi [ Ayak ]
99. Kahramanmaraş a niçin kahraman unvanı verilmiştir? [ Şanlıurfa'yı kıskandığı için ]
100. Kaplumbağanın en çok nefret ettiği şey nedir? [ Sırtının kaşınması ]
101. Kedi ile kaleci arasında ne fark vardır? [ Biri tuttuğunu diğeri tutamadığını yer
102. Kediler niçin dört ayakları üzerine düşerler ? [ Beş ayakları olmadığı için ]
103. Kekemeler ne zaman kekelemez ? [ Konuşmadıkları zaman ]
104. Kıştan korkmaz,yaprağını uçurmaz [ Çam ]
105. Kime hayırsever denir ? [ Hayır demeyi alışkanlık haline getirene ]
106. Kimin önünde herkes şapka çıkarır? [ Berberin ]
107. Kirpiler nasıl oyun oynarlar? [ Çok dikkatli ]
108. Kolu var bacağı yok, dikdörtgeni var karesi yok [ Kapı ]
109. Kolu var, eli yok, karnı yarık karnı yok [ Ceket ]
110. Kral tacına ne demiş? [ Başımın üstünde yerin var ]
111. Kurbağalar niçin mayo giymez? [ Zıplayınca düşüp ayıp olmasın diye ]
112. Kutuplara giden zenci ne olur? [ Donar ]
113. Kuyruğu var ,canlı değil.Konuşur, ama insan değil.Camı var,pencere değil [ Televizyon ]
114. Küçük kare kutu, içi insan dolu [ Televizyon ]
115. Mantarlar niçin şemsiye şeklindedir? [ Yağmurlu yerde yetiştikleri için ]
116. Matematik kitabı Türkçe kitabına ne demiş ? [ Çok problemim var. ]
117. Minareye çıkan fil ne demiş? [ Minareden aşağı at beni, in aşağı tut beni ]
118. Mini mini kuşlar her yeri taşlar [ Dolu ]
119. Musluk neden damlar ? [ Burnunu çekmediği için ]
120. Nerede cuma perşembeden önce gelir ? [ Sözlükte ]
121. Okur-yazar olmayan zenciye ne denir? [ Kara cahil ]
122. Pazardan aldım bir tane,Eve geldim bin tane [ Nar ]
123. Penguenler niçin koltuğa oturmazlar? [ Smokinleri buruşmasın diye ]
124. Saat niçin tehlikelidir? [ Akrebi olduğu için ]
125. Sarıdır sallanır, dalında ballanır. [ Portakal ]
126. Savaşta ölene şehit dendiğine göre, yaralanana ne denir ? [ Geçmiş olsun ]
127. Servis yapıldığı halde yenmeyen şey nedir? [ Teniz topu ]
128. Sesi var canı yok, Konuşur ağzı yok [ Radyo ]
129. Sıcağa koyma kurur,suya koyma köpürür [ Sabun ]
130. Su yutmuş toprağa ne denir? [ Çamur ]
131. Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem. [ Yol ]
132. Tarlada biter, makine büker, sabah akşam yüzümü öper [ Havlu ]
133. Tavuklar en çok hangi ülkeyi severler ? [ Mısır ]
134. Temel her şimşek çaktığında saçını, başını düzeltiyormuş. Niçin? [ Fotoğraf çekildiğini sanıyormuş ]
135. Termometrenin düşmesi neyi gösterir? [ Askısının sağlam olmadığını ]
136. Trenler ne zaman üşürler? [ Haydutlar soyduğu zaman ]
137. Ufacık sandık içine un bastık [ İğde ]
138. Uzaktan baktım bir karataş yanına gittim dört ayak bir baş. [ Kaplumbağa ]
139. Uzaktan baktım hiç yok yakından baktım pek çok [ Karınca ]
140. Uzun yoldan kuş gelir, ne söylerse hoş gelir [ Mektup ]
141. Uzun yoldan kuş gelir,Ne söylese hoş gelir [ Mektup ]
142. Yangın dolabını açarsan ne olur ? [ Yang gelir kapatır. ]
143. Yaş ağaçta kuru budak [ Boynuz ]
144. Yattım yumuşak,Uyudum yumuşak [ Yatak ]
145. Yazın giyinir, kışın soyunur. [ Ağaç ]
146. Yazın yaşını,kışın başını yeriz. [ Soğan ]
147. Yedi delikli tokmak bunu bilmeyen ahmak. [ Baş]
148. Yer altında civcivli tavuk [ Patates ]
149. Yer altında yağlı kayış. [ Yılan ]
150. Yeraltında kırmızı pancar. [ Turp ]
151. Yerin altında kırmızı minare [ Havuç ]
152. Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli. [ Karpuz ]
153. Yeter Çektiğim! diye yakınır [ Fotoğraf makinesi ]
154. Yılanın dişi olup olmadığını nasıl anlarsın ? [ yılanın dişi varsa dişidir yoksa dişi değildir. ]
155. Yol üstünde durur,gelene geçene buyurur [ Trafik Polisi ]
156. Yumurta kime dokunur ? [ Yumurtaya dokunana ]
157. Yuvarlağız, altındanız, bir kolda toplanırız [ Bilezik ]
158. Zilim var, kapım yok. [ Telefon ]
159. Hayvanların yuvası, ağaç doludur orası. Orman
Okul Öncesi Anasınıfı Bilmeceleri ve Cevapları
¨ İki uzun kulağı, küçük top gibi bir kuyruğu var, zıp zıp zıplar, havuç yiyip ormanda yaşar. (TAVŞAN)
¨ Hızlı koşar havuç yerim, top gibi kuyruğum, bembeyaz tüylerim. (TAVŞAN)
¨ Yumuşacıktı tüyleri, kırmızı gözleri herkesi büyüledi, sesini duyan hiç olmadı, havucu en hızlı o yedi. (TAVŞAN)
¨ Koşarken tozu dumana katar, kızdırırsan çifte atar, yavrusu tayı ararken, yelelerini sallar. (AT)
¨ Dörtnal üstünde duran bu hayvan, bazen yük taşır, bazen insan. (AT)
¨ Koşarken uçuşur boynundaki yeleleri, yavrusu tay ile gezinir çayırdaki her yeri. (AT)
¨ Aa i, aa i, diyerek dolaşırım, ağır yükleri taşırım. (EŞEK)
¨ Aa i, aa i, der, dört ayağının üzerinde ne güzel gezer, bir ses duyunca kulaklarını diker. (EŞEK)
¨ En ağır yükleri ben taşırım, bir ses duyunca kulaklarımı oynatırım, azıcık saman yerim, aa i, aa i, derim. (EŞEK)
¨ Otu, samanı yer, sütümden çocuklar içsin der, mö mö diyerek kırda gezer. (İNEK)
¨ Etim sütüm insanlara, çok önemli iki besindir, mööö diye yankılanan ses, ahırda benim sesimdir. (İNEK)
¨ Çayırda otlarım, yavrum buzağıyı ararım, yazın taze ot kışın saman yerim, beni okşayanlara möö mööö derim. (İNEK)
¨ Herkesi taklit eder, ormanda daldan dala gezer, muzu en çok o sever. (MAYMUN)
¨ Ormanda yaşar, yavrusuna kucağında bir bebek gibi bakar, muzu çok sever, ağaçların üstünde hoplayarak gezer. (MAYMUN)
¨ Önce tırtıldı sonra koza döndü, kozadan çıkınca herkes rengârenk kanatlarını gördü. (KELEBEK)
¨ Tırtıldan sonra onu uçarken görmek ne hoştur, rengârenk kanatları sanki bir fiyonktur. (KELEBEK)
¨ Rengârenk kanatlarını çırpar, çiçekten çiçeğe süzülerek uçar. (KELEBEK)
¨ Vak vak der, derede gölde yüzer. (ÖRDEK)
¨ Hem salınarak hem de paytak paytak gider, vak vak der, bazen yürür bazen de yüzer. (ÖRDEK)
¨ Üürü üüüü diyerek, her sabah bizi uyandırır. (HOROZ)
¨ Köyde benim sesimle uyanırlar, üürü üüüü deyince, bütün kümes ayağa kalkar. (HOROZ)
¨ Sabahları en erken ben kalkarım, tünerim çitin üstüne, bağırırım uyuyan herkese, haydi uyanın üürü üüüüüü diye. (HOROZ)
¨ Gıt gıt gıdak der, hergün bize yumurta vermek ister. (TAVUK)
¨ Yumurtayı ben yaparım, gıt gıt gıdaklarım, civcivlerimi korumak için, kara kediyi ben kovalarım. (TAVUK)
¨ Kuş değildir kanadı var, gıt gıt gıdak diyerek yem arar, yumurtlamak için folluğa koşar. (TAVUK)
¨ Cik cik cik der, bahçede dolaşırım, annem tavuğu ararım. (CİVCİV)
¨ Cik cik cik kümeste en minicik, babası erken kalkar, annesi yumurta yumurtlar. (CİVCİV)
¨ Küçük sarıkanatlı, anne tavuğun minik yavrusu, cik cik der gezer, buğday yemeyi çok sever. (CİVCİV)
¨ Kuşların konuşan tek türüdür, konuşması ile bütün insanları güldürür. (PAPAĞAN)
¨ Çok büyüktü vücudu, kalın derisi onu güneşten korudu, yelpaze gibi kulaklarıyla sesleri duydu, hortumu ile yavrusunu sulamak en sevdiği oyundu. (FİL)
¨ O en ağır, o en yelken kulak, o en küçük kuyruk, peki kimdir o? (FİL)
¨ Küçük kuyruğumla kovalarım böcekleri, kocaman kulaklarımla duyarım her sesi, upuzun hortumumla sularım her yeri. (FİL)
¨ Dağda gezer bal arar, kışın uykuya o yatar. (AYI)
¨ Kış gelince uyumak için mağarasına çekilir, kocaman büyük bedeniyle ormanda gezinir, balı görünce yemek için pençeleriyle girişir. (AYI)
¨ Kışın en çok uykuyu, yazın ise armudu ve balı severim, yumuşacık tüylerimle, ben iri bir hayvanım. (AYI)
¨ Kediler onu çok sever, her gün kovalasam der, o peyniri çok sever, her gün yesem der. (FARE)
¨ Gri, beyaz, siyah renkte, minicik bir hayvan hızla koşar evde, bir yandan da gözleriyle peynir arar her yerde. (FARE)
¨ En yüksek daldaki yaprakları o yer, en uzun boylu benim der. (ZÜRAFA)
¨ Upuzun boynu kahverengi benekleriyle, en yüksekteki yaprakları o yer, küçük boynuzları ile ne ineğe ne de geyiğe benzer. (ZÜRAFA)
¨ Kuyruğu büyüktür kendinden, korkunca ağaca tırmanır hemen, en çok fındığı ve cevizi o sever, saklar yuvasına kış gelmeden. (SİNCAP)
¨ Ağaç gövdesindeki kovukta yaşar, cevizi fındığı çok sever, tüylü kıvrık kuyruğu ile çabuk çabuk gider. (SİNCAP)
¨ Minicik bir hayvanım, ormanda yaşarım, kuyruğumdur en belirgin yanım, cevizi çok sevdiğimi söyleyince, hemen ortaya çıkar adım. (SİNCAP)
¨ Duvarda dolaşırım sekiz küçük ayağımla, durmadan ağ örerim bilin bakalım ben hangi böceğim? (ÖRÜMCEK)
¨ Ağ örer balıkçı değil, sekiz ayağı var ahtapot değil, duvarda yürür yavaş yavaş, ağına yakalanan sinekler olu aş. (ÖRÜMCEK)
¨ Sürünerek yürürüm, tıss diyerek seslenirim, boğa, engerek, çıngıraklı, derim pullu ve farklı. (YILAN)
¨ Yerde kıvrım kıvrım kıvrılır, tıss diye ses çıkarır, sürünerek yol alır, kobra, çıngıraklı, piton gibi türleri vardır. (YILAN)
¨ Yerde sürünür, tıss tıss eder, bazen daire olur, bazen kıvrıla kıvrıla gider. (YILAN)
¨ Kabuğunu sırtında taşır, ağır ağır yol alır, pırıl pırıl iz bırakır. (SALYANGOZ)
¨ Kabuğunun içinde yaşar, her fırsatta doğaya koşar, dolaşırken etrafta, o yürür izi parlar. (SALYANGOZ)
¨ Yağmur yağınca ortaya çıkarım, yolda yürürken iz bırakırım, taze yaprak yemeye bayılırım, kabuğumu sırtımda taşırım. (SALYANGOZ)
¨ Bataklık ve sulak yerlerde yaşarım, ayaklarım yere çok yakın, kuyruğum gövdemden uzundur, üzerim pütürlü bir deri ile kaplıdır, Afrika benim yuvamdır. (TİMSAH)
¨ Lale, gül, nergis gibi birçok çeşidim vardır. Balkon ve bahçelerde özel bir yerim vardır. (ÇİÇEK)
¨ Mis kokuları ile süslerler doğayı, sevdiklerimize özel günlerde, hediye ederiz onları. (ÇİÇEK)
¨ Konulunca vazoya, şenlenir evimizin her yeri, mis kokar her biri, papatya gül lale ne güzeldir demeti. (ÇİÇEK)
¨ Dalda durur yemyeşil, sonbaharda sararıp dökülür, rüzgâr onu savurur, yere düşenleri çöpçü süpürür. (YAPRAK)
¨ Her ağacın dalında, farklı şekil ve büyüklükte bulunurum, yazın size gölge yapar, bazen böceklere yem olurum. (YAPRAK)
¨ Ağaçta dal dalın ucunda ben varım, ilkbaharda yeşil sonbaharda sarıyım, bilin bakalım nedir adım. (YAPRAK)
¨ Baharda yeşerir çiçek açar, yazın dallarından meyve sarkar, sonbaharda sararır dökülür yapraklar, kışın dalları kar dolar. (AĞAÇ)
¨ Çeşit çeşit yaprakları var, sincap kuş onun üstüne yuva yapar, hele çeşit çeşit meyveler verdiğinde, dalları yere sarkar. (AĞAÇ)
¨ Çeşit çeşit yapraklar, gövdesini saran dallar, bazıları meyve verir, hepsi doğayı korurlar. (AĞAÇ)
¨ Kökleri var çiçek değil, dalları var kol değil, yaprakları gölge eder, bilin bakalım ben kimim der. (AĞAÇ)
¨ Sadece yağmurdan sonra çıkar, dünyayı yedi rengi ile sarar, sanki gökyüzünde asılı durur, iyi düşünen onun adını bulur. (GÖKKUŞAĞI)
¨ Yağmurdan sonra onu gökyüzünde görebilirsiniz, gökyüzünü saran yedi renkli çizgiyi izleyebilirsiniz. (GÖKKUŞAĞI)
¨ Yaz yağmurunun ardından, beni görürsünüz gökyüzünde, iyice bakarsınız bana, size gülümserim yedi rengimle. (GÖKKUŞAĞI)
¨ Gökyüzünde bulunur, doğayı ısıtır. (GÜNEŞ)
¨ Isıtınca dünyayı, aydınlanır her yer, bitkiler büyümek için, suyu topraktan ışığı ondan ister. (GÜNEŞ)
¨ Yazın bizi ısıtır kışın başka yerleri, gündüz kendini gösterir gece saklar kendini, gökyüzünde farklı yerlerde bulunur, batarken yavaş yavaş yok olur. (GÜNEŞ)
¨ Yağar gökten tıp tıp, yürürken yolda şıp şıp. (YAĞMUR)
¨ Her mevsim yağabilirim, ama en çok ilkbaharda, ıslatmamam için seni, şemsiyeni unutma. (YAĞMUR)
¨ Ben esince saçların uçuşur, balkondaki çamaşırlar çabucak kurur, vuu sıkı tut şapkanı, hızla esince onu yakalamak zor olur. (RÜZGÂR)
¨ Kış gelince yağarım, etrafı bembeyaz yaparım. (KAR)
¨ Yağar lapa lapa, o yağınca kuşlar saklanır saçakta, her tarafı kaplar bembeyaz, kışın keyfi onsuz çıkmaz. (KAR)
¨ Gökyüzünden lapa lapa toplar dökülür, onlar toplanır adam yapılır, top yapıp oynanır, onun üzerinden kızakla kayılır. (KAR)
¨ Kartopunu yuvarlayalım, büyük iki top hazırlayalım, kömürden göz şapka atkı, aman havuçtan burnunu unutmayalım. (KARDANADAM)
¨ Küçük kar tanelerini yuvarlar kocaman bir top yaparız, bir tane daha yapıp üzerine koyarız, burnuna havuç gözüne kömür koyar, başına şapka boynuna atkı takarız. (KARDANADAM)
¨ Kardan yapılan iki koca top, üst üste konur hoop, kömürden gözlerim, havuçtan burnum vardır, güneş beni eritince, benden geriye su kalır. (KARDANADAM)
¨ Açar altına girersin, yağmur yağsa ıslanmazsın, güneş çok olsa da yanmazsın, onunla yağmurdan güneşten korkmazsın. (ŞEMSİYE)
¨ Yağmur yağıyor seller akıyor, onun altında hiç ıslanmadan geziliyor. (ŞEMSİYE)
¨ Yağmur yağınca aç beni, tut başına beni kullanarak koru kendini. (ŞEMSİYE)
¨ Büyük küçük her boyu, güneşten soğuktan başımızı korur, onu takınca kıyafetimiz tam olur. (ŞAPKA)
¨ Onu takarsan başına, ne yağmur ne kar ne de güneş, artık zarar veremez sana, kumaştan yünden hasırdan yapılır, kenarına arma bazen de kurdele takılır. (ŞAPKA)
¨ Başımızı sıcak ve soğuktan onu giyersek koruruz, fötr kasket bere gibi birçok çeşidini giyeriz. (ŞAPKA)
¨ Onu giyince ayakların üşümez ve kirlenmez, o ne çoraptır ne de terlik, onu dışarıda giyeriz, eve girince çıkarmayı unutmamalıyız. (AYAKKABI)
¨ Sütten yapılır kaşar tulum lor, annem ekmeğin arasına kor, domatesle birlikte yenir, tadını sen bana sor. (PEYNİR)
¨ Beyaz krem lor gibi çeşitlerim vardır, her sabah kahvaltıda tadıma bakılır. (PEYNİR)
¨ Kalsiyum almak için süt ve yoğurttan başka, en çok beni yemelisin, kaşar beyaz tulum, içlerinden birini seçmelisin, kahvaltı sofrandan beni eksik etmemelisin. (PEYNİR)
¨ Sarıyım limon değil, soy kabuğumu ye beni, sen yemezsen maymun yer, bir daha yok mu der. (MUZ)
¨ Maymunlar onu yemeyi çok sever, sarı renkli kabuğu parça parça soyup yer. (MUZ)
¨ En çok maymun sever beni, sarıdır kabuğumun rengi, tatlımı tatlı bir meyveyim, kabuğumu soymadan yemeyin. (MUZ)
¨ Çiçekler üretti, arılar kovana taşıdı, birlikte çok çalışıp, tatlı bir yiyecek yaptı. (BAL)
¨ Çiçekten çiçeğe konar, arılar onu toplar, topladıklarını vız vız uçup, kanat çırparak kovanına koyar, petekte üretilir kavanozda sofraya gelir. (BAL)
¨ Çiçekten çiçeğe konarak, arılar yapar beni, tatlıyım şeker değil, ekmeğe sür ye beni. (BAL)
¨ Annem kurabiye ve pastaya koyar, sincap kış için yuvasında saklar, kabuğu serttir içi çıtır çıtır, ye onu kıtır kıtır. (CEVİZ)
¨ Fındıktan daha büyüktür, üstündeki kabuğu kırınca, içindeki yemişi görünür. (CEVİZ)
¨ Beni göremezsiniz kabuğumu kırmadan, baklavanın tadı olmaz ben için de olmadan. (CEVİZ)
¨ Turuncu renkli, toprağın altındadır yeri, tavşanlar ve çocuklar onu çok severek yedi. (HAVUÇ)
¨ Kıtır kıtır yemesi ne hoştur, turuncu rengi ile tavşanın yemek dostudur. (HAVUÇ)
¨ Turuncu renkli sebze diyince, önce beni düşünün, daha iyi görebilmek için, beni yiyin suyumu için. (HAVUÇ)
¨ Dedem kaymaklısını sever, sen çileklisini, ister kaşıkla ister yalayarak ye beni. (DONDURMA)
¨ Vanilyalısı çikolatalısı top top külaha konur, sıcakta erirken onu yemesi pek hoştur. (DONDURMA)
¨ Yaz sıcağında insanlar, onu yiyince ferahlar, soğuk sütlü bir tatlıdır, meyvelisi çikolatalısı, onu yiyenler hemen adını hatırlar. (DONDURMA)
¨ Karanlığı aydınlık yaparım, bir kibritle yanarım, istersen doğum günü pastanda, herkese kaç yaşında olduğunu hatırlatırım. (MUM)
¨ Çeşit çeşit renklerde, çeşit çeşit şekillerde, yanınca etrafına ışık verir, yandıkça küçülür yavaş yavaş erir. (MUM)
¨ Lamba değil aydınlatır, doğum günün de yaşını hatırlatır. (MUM)
¨ Muzlu çilekli çikolatalı, kremanın tadına bir çatalla bakmalı, dilimleri tabağa dikkatle koymalı. (PASTA)
¨ Doğum günü onsuz olmaz, çikolatalı meyveli birçok çeşidiyle, öyle lezzetli ki tadına doyulmaz. (PASTA)
¨ Üzerinde mumları, ne güzeldir onunla, eğlenceli doğum günleri. (PASTA)
¨ Dört tekerlek bir direksiyon, çalar düt düt düt klakson, teker teker binelim, kurallara uygun gidelim. (OTOMOBİL)
¨ Ona binersin, düt düt diye gidersin, ne güzeldir direksiyona oturmak, vitese takıp yola koyulmak. (OTOMOBİL)
¨ Uzak yerlere gitmek için, mutlaka ona binmeliyiz, direksiyon vites fren gaz, dört tekerlek sayesinde istediğimiz yere gideriz. (OTOMOBİL)
¨ Kimi iki kimi üç tekerlek, pedalları ayaklarla çevirerek, dolaşırsın her yeri üstüne binerek. (BİSİKLET)
¨ Üç ve iki tekerleklisi vardır, üstüne binince gitmesi ne hoştur, haydi çevir pedalı çevir, hızlı hızlı daha hızlı. (BİSİKLET)
¨ İki tekerlek gidon ve sele, çevir pedalımı çık yola, eğer yeni öğreniyorsan, bin üç tekerlekli olanıma. (BİSİKLET)
¨ Tahtadan yapar balıkçılar, onunla balık avına çıkarlar, plastikten olanı hava ile şişirilir, çok dikkatle kürekleri çekilir. (SANDAL)
¨ Fış fış kayıkçı diyerek kürekleri çekeriz, suyun üstünde onunla ne güzel gezeriz. (SANDAL)
¨ Denizde bir gezinti için, tut kürekleri daldır suya, önce birini sonra diğerini, hareket ettir durma. (SANDAL)
¨ Kar yağınca buz da tutunca, hemen üstüne atla kay aşağı hızla. (KIZAK)
¨ Haydi, bin üzerime, karın üstünde çıkalım gezintiye. (KIZAK)
¨ Karın üstünde ona binip kayılır, çok kısa sürede çok hızlı yol alınır. (KIZAK)
¨ Karda benimle kaymak, en güzel kış eğlencesi, neyim diye sorarsanız, arabanın tekerleksizi. (KIZAK)
¨ Beş çıta sana yeter, renkli kâğıdı üstüne ger, rengarenk kuyruğunu tak, ipinden çek onu rüzgara bırak. (UÇURTMA)
¨ Uzun kâğıttan kuyruğu, ne güzel uçuşur bulutların üzerinde, onunla koşması ne hoştur, havalandıkça o gökyüzünde. (UÇURTMA)
¨ İpimden tutup rüzgâra bırakırsan, rengârenk kuyruğumla, süzülürüm gökyüzünde. (UÇURTMA)
¨ Çok büyük bir kaşığa benzer, ama içine toprak ve kum girer. (KÜREK)
¨ Onunla toprağı istediğimiz yere atarız, kuyular açıp çiçeklerimizi eker, köklerine onunla toprak atarız. (KÜREK)
¨ İçini su ile doldur, sapından tut, kurumasın bitkiler, üstlerine dikkatle tut. (SÜZGEÇLİ KOVA)
¨ Sapı var çanta değil, içine su doldur, bitkileri sula onunla, işte görevi budur. (SÜZGEÇLİ KOVA)
¨ Kumları onunla doldur içine, onun çevir tersini yere, görelim şeklini bizde, kumdan kale yapmak için hangi oyuncaklar gerekir, söyleyin sizde. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)
¨ Bazen parkta bazen deniz kenarında, oynarız onlarla çamurda toprakta kumda, biri ile doldurulur diğeri içine alır, çocuklar bu oyuncaklara bayılır. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)
¨ Parkta plajda sokakta içine kum doldurursun, alır taşır döker yine onlarla doldurursun. (OYUNCAK KOVA VE KÜREK)
¨ Bütün çocuklar beni sever, bazen havaya atarlar, bazen yerde yuvarlarlar, kaleye girince gooolll diye bağırırlar. (TOP)
¨ Yuvarlanır yerde, zıplar her yerde, büyük küçük her boyu, bulunur çocuklarda. (TOP)
¨ Zıp zıp zıplarım, hop hop hoplarım, futbol basketbol ve istopta, gerekli bir aracım. (TOP)
¨ Sen bana at ben sana, haydi benimle oynasana, yere at zıplasın, havaya at arkadaşın yakalasın. (TOP)
¨ Üstüne oturulur sıkıca tutunulur, sallanırken sanki bulutlara dokunulur. (SALINCAK)
¨ Ne zevklidir ona binmek, sallanıp göklere çıkmak. (SALINCAK)
¨ Oyun parkıdır yerim, çocuklar en çok beni sever derim, bana binip sallanınca, onları eğlendiririm. (SALINCAK)
¨ Şişir onu, uçur onu, ipinden tutmazsan, gökyüzüne kaçır onu. (BALON)
¨ İçine üflemesi ne zordur, ama şişip uçunca eğlencesi çok hoştur. (BALON)
¨ Şişir beni, uçur beni, top gibi fırlat beni. (BALON)
¨ Sarı saçlı kiraz dudaklı, onu bana teyzem aldı, sallayınca kapandı gözleri, arkasına basınca ınga ınga dedi. (OYUNCAK BEBEK)
¨ Rengârenk saçlıdır, çocukların en sevdiği oyuncaktır, karnını doyurması onu uyutması çok eğlencelidir. (OYUNCAK BEBEK)
¨ Evcilik oynarken, kızlar annem olur, erkekler babam, kucaktan kucağa gezerim her an. (OYUNCAK BEBEK)
¨ Bebek sallayınca şıkır şıkır sesi gelir, sesi duyan bebek, artık ağlamaz gülücükler gönderir. (ÇINGIRAK)
¨ Küçük bebekler onu çok sever, şıkır şıkır sallanınca, ellerini uzatıp onu almak isterler. (ÇINGIRAK)
¨ Beni en çok bebekler sever, sapından tutup sallarım der, salladığında ses çıkınca, kıkır kıkır gülerler. (ÇINGIRAK)
¨ Bebeklere sorun onu, içi bazen süt bazen meyve suyu dolu, içer bebek ondan cuk cuk, karnı acıkmış verelim ağlamasın çabuk çabuk. (BİBERON)
¨ Hadi içine süt ya da mama koyalım, bebeğin ağzına verip karnını doyuralım. (BİBERON)
¨ Cam bir şişenin ağzında emzik, eğer o olmazsa bebeğe sütü nasıl verirdik, bebekler genellikle onunla mama yer, sütümü ondan içmeliyim der. (BİBERON)
¨ Onlarla kule yap, köprü yap, boz tekrar tekrar yap. (KÜPLER)
¨ Tahta ya da plastikten yapılır, onlardan ister üst üste dizip kule, ister yan yana dizip köprü yapılır. (KÜPLER)
¨ Küçük kutucuklar dizilir üst üste, aman çarpma devrilirler yere, topla onları diz tekrar yan yana üst üste. (KÜPLER)
¨ Dört ayak bir oturak, sırtını yasla etrafına keyifle bak. (SANDALYE)
¨ Anne baba ve çocuk üstüne oturur, yemek saatinde masanın etrafında hep onlar olur. (SANDALYE)
¨ Masada yemek yemek için, mutlaka bana oturmalısınız, eğer ben olmasaydım, ayakta yemek zorunda kalırdınız. (SANDALYE)
¨ Bazen düz bazen desenli, sereriz yere seni, yumuşacık üstünde, oyun oynamak çok zevkli. (HALI)
¨ Her evde beni görebilirsiniz, yerlere serilir eşyaları üstümde taşırım, aman üstüme bir şey damlatma, annen beni silerek gıdıklar sonra (HALI)
¨ Evde yere serilir, benim adım nedir, bazılarımız düz bazılarımız desenli, evinizde olmam sizin için önemli. (HALI)
¨ Denize girmek için giydiğimiz giysidir. (MAYO)
¨ Hava çok sıcak haydi denize girelim, sakın palto elbise çorap giymeyelim, bizi görenleri güldürmeyelim, pekiyi o zaman biz ne giyelim. (MAYO)
¨ Denize havuza girmeden önce onu mutlaka giyeriz, yazın sıcak günlerinde onu giymeden yüzmeyiz. (MAYO)
¨ Denize giren çocukların belindedir, sanki simit gibidir, aman sakın ısırma o bir yiyecek değildir. (DENİZ SİMİDİ)
¨ Denizde havuzda bizi boğulmaktan kurtarır, bu yuvarlak halkanın içine girerek yüzmek ne hoştur. (DENİZ SİMİDİ)
¨ Çocuklar yüzme öğrenirlerken, mutlaka onu kullanmalı, denize girmende önce, şişirip çocukların beline takmalı. (DENİZ SİMİDİ)
¨ İçimden geçince su, kıvrım kıvrım olurum doğrusu, benimle sularsınız bitkileri, işiniz bitince kıvırıp saklayın beni. (BAHÇE HORTUMU)
¨ Çimen çiçek ve ağaçlar hep onunla sulanır, bazen uzar ip olur, bazen de yılan gibi kıvrılır. (BAHÇE HORTUMU)
¨ İçimden su geçer, bahçedeki bitkiler benden su içer, içi boş kalın bir ip gibiyim, musluktaki suyu bitkilere içiririm. (BAHÇE HORTUMU)
¨ Kâğıt ve kumaş kesmez, o çok özeldir, otları çiçekleri onunla kesmek daha kolay ve güzeldir. (BAHÇE MAKASI)
¨ Çimen ve çiçek onunla kolay kesilir, ağaçların dalları onunla budanır, bahçıvan amcanın ayrılmaz en yakın dostudur. (BAHÇE MAKASI)
¨ Ağaçlar ve çiçekler, ancak benimle budanır, kurumuş dallar ve yapraklar, benim yardımımla kesilir. (BAHÇE MAKASI)
¨ Annem babam okur, ben resimlerine bakarım, ondan okunan hikâyeleri, hiç unutmam hemen hatırlarım. (KİTAP)
¨ İçimde pek çok bilgi saklarım, hikâyelerimle hepinizi etrafımda toplarım, sayfa sayfa açılır kütüphanede saklanırım. (KİTAP)
¨ Onların sayesinde biz, yeni şeyler öğreniriz, ama okumayı bilmediğimiz için, öğretmen okur biz dinleriz. (KİTAP)