Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
TÜRKİYENİN İLK KADIN ARKEOLOGU JALE İNAN’IN OKUL HAYATI
Antik çağları bizimle buluşturan arkeolog Jale İnan 1 Şubat 1914 yılında İstanbul’da doğmuştur. Jale İnan Türkiye’ deki ilk kadın arkeolog olmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzeleri müdürü Aziz Oğan’ın kızıdır. 1934’te İstanbul’da liseyi bitirdikten sonra Almanya’da arkeoloji eğitimine devam etmiştir. 1939’da, İkinci Dünya Savaşı gerçekleşirken, Almanya’yı terk etmemiş, bitirme tezine devam etmiştir.
Bunun üzerine, savaş esnasında sığınakta çalışıyorken Alman bir kadın Jale İnan’ın soğukkanlılığına isyan ederek : ‘’Nasıl bir insansın sen ? Böyle bir durumda nasıl ders çalışabiliyorsun ?’’ demiştir. Jale İnan ise buna cevap olarak : ‘’Hanımefendi sizin gibi bağırmakla bombaların yer değiştireceğine inansaydım, şuan en çok bağıran ben bağırırdım.’’ demiştir.
1943’te Münih Üniversitesi’nde ünlü bilim adamı Gerhard Rodenwalt’ın yanında doktorasını tamamlamıştır. Daha sonrasında ise İstanbul’a dönmüştür. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde 1946 yılında kurulmaya başlanan Klasik Arkeoloji Kürsüsü’ne Arif Müfit Mansel’in asistanı olarak katkı sağlamıştır. Yine 1946 yılında başlayan Perge ve Side kazılarında Arif Müfit Mansel ile birlikte çalışmıştır. 1975 yılında Arif Müfit Mansel’in ölümünden sonra da kazı çalışmalarını devam ettirmiştir.
1975-1987 yılları arasında kazı çalışmalarının başkanlığını yapmış, Perge Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını ise1992 yılına kadar sürdürmüştür. Planlı bir şekilde yürüttüğü kazı çalışmalarından bulunan eserler sayesinde Antalya Müzesi iki kez genişletilmiştir. Kazıda bulduğu kabartmaları günümüzde de Antalya Müzesi’nde görebiliriz.
Aynı zamanda, Perge Tiyatrosu çalışmalarında belden yukarısı olmayan bir Herakles heykeli bulmuşlardır. Ancak heykelin belden yukarısı bulunamamıştır. Eserin bulunan kısmı Antalya Müzesi’nde sergilenmiştir ve eserin adı ‘’ Yorgun Herkül’’ olarak da bilinir. Heykelin belden yukarısının ABD’de olduğunu 1990 yılında Özge Acar yayınladığı haberle duyurmuştur. Eserin belden yukarısının 1970’lerde Türkiye’den kaçırıldığı düşünülmektedir ancak kanıtlanamamaktadır. Bunun üzerine Jale İnan ,Boston Güzel Sanatlar Müzesi’ndeki parça ile Antalya müzesindeki parçanın aynı esere ait olduğunu, mükemmel belleği, inatçılığı ve aynı zamanda da azmi sayesinde 1990 yılında kanıtlamıştır. Heykelin üst kısmı 2011 yılında Türkiye’ye getirilmiştir.
Jale İnan hayatı boyunca topladığı kitapları Antalya Müzesi’ne hibe etmiş ve böylece orada çalışan meslektaşlarının faydalanmasını ve kaynak bulmasını sağlamıştır. Aynı zamanda bu yıllar içerisinde bir çok kazı çalışmasına katkı sağlamıştır.
1972-1979 YILLARI ARASI
1972’den 1979’a kadar Antalya, Manavgat’ta Lyrbe-Seleukeia Antik Kenti’nde kurtarma kazıları yapmıştır ve Side’deki antik hamamın müze olarak onarılması ardından da ziyarete açılmasını sağlamıştır. Tekrar Side’de Apollon Tapınağı’nda onarım çalışmalarının başkanlığını yapmış böylece de Türkiye arkeolojisine eşsiz bir restorasyon uygulaması kazandırmıştır.
Roma Dönemi heykelciliği konusuna ilgilidir ve çeşitli araştırmalar yapmıştır. Araştırmaları ile arkeoloji dünyasında önemli bir yere sahip olmuştur.
Antik heykeltıraşlık sanatı üzerine yazdığı ilk kitap olan ‘’Antalya Bölgesi Roma Devri Portreleri ‘’ 1965 yılında TTK tarafından Türkçe ve Almanca olarak basılmıştır. Öğrencilik hayatından beri süren Antik heykeltıraşlık sanatı üzerine bir çok önemli eser vermiştir.
E.Alföldi-Rosenbaum ile beraber 1966 yılında, British Academy tarafından “Roman and Early Byzantine Portrait Sculpture in Asia Minor” ve ardından 1979’da Alman Arkeoloji Enstitüsü’nce Römüsche und Frühbyzantinisch Portratplastik aus der Türkei (Neue Funde) yayınladı.
1975 yılında ise TTK tarafından Türkçe ve İngilizce olarak basılan ‘’Side’nin Roma Devri Heylektraşlığı’’ çalışmasında, Side Müzesi’nde bulunan eserlerin ve antik heykellerin, aynı zamanda bu eserlerin Roma devri kopyalarının da yardımıyla , orijinallerine ait birçok bilimsel sorunu çözmüştür.
Aynı yıl içerisinde, Türk Tarih Kurumu asil üyeliğine seçilmiştir. Berlin Arkeoloji Derneği’nin ve Enstitüsü’nün aynı zamanda da Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün de üyesidir.
1995 yılında Türkiye Bilimler Akademisi’nin şeref üyesi olmuştur.
ÖZEL HAYATI
Jale İnan, Almanya’dan döndükten hemen sonra, 1944 yılında önde gelen bilim insanlarından olan Mustafa İnan ile evlenmiştir. Bu evlilikten Hüseyin İnan doğmuştur ve tek çocuklarıdır. Jale İnan 1967 yılında eşi Mustafa İnan’ı kaybetmiştir ve sonrasında Mustafa İnan’ın hayatını anlatan ‘’Bir Bilim Adamının Romanı’’ Oğuz Atay tarafından yazılmış ve Jale İnan’la ilişkisinin nasıl başladığı da kitapta anlatılmıştır.
Ömrünün 35 yılını Side ve Perge çalışmalarıyla geçirmiştir. Bu yüzden de Pamfilya yani Antalya’da bulunan Likya ve Kilikya antik kentleri arasını kapsayan bölgede uzun süre kazı ve onarım çalışması yapmıştır. Antik çağdaki pek çok ulusa ait eserleri bulmuştur ve günümüze taşınmasını sağlamıştır.
Jale İnan ise son yıllarını Parkinson hastalığı ile mücadele ederek geçirmiş ve 2001 yılında, çabalarıyla ve çalışmalarıyla çeşitli başarılar elde ettiği hayatına veda etmiştir.
Antalya Tanıtım Vakfı’nın sahibi olduğu Antalya Kadın Müzesi etkinliği kapsamında verilen ödülün adı ‘’Jale İnan Antalya Yılın Kadını Ödülü’’ konmuştur.
Bir Arkadaş
Kitabı okumayanlar veyahut merak edenler için,
Jale İnan ve Mustafa İnan’ın tanışma hikayesi:
Mustafa İnan üniversite yıllarında giderlerini karşılayabilmek için lise öğrencilerine matematik dersleri vermeye başlamıştır. Bu özel dersler ileride hayatını birlikte kuracağı Jale İnan ile onu bir araya getirmiş ve tanışmalarına vesile olmuştur. Ardından İsviçre, Zürih’te doktora yapmaya giden Mustafa İnan hocalarının ısrarına rağmen Türkiye’ye geri dönmüş ve Jale İnan’ın da eğitimini tamamlayıp Almanya’dan Türkiye’ye dönmesinden sonra evlenmişlerdir.
KAYNAKÇA :
http://edebiyat.istanbul.edu.tr/klasikarkeoloji/?p=6987
http://www.nkfu.com/jale-inan-kimdir/