Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Alevi ve Sünni arasındaki başlıca farklar
- İkisi de İslam dini mezhebidir.
- İkisinin de peygamberi Hz. Muhammed tir.
- Hz. Ali aleviliğin piri olarak kabul görür.
- Sünniler ibadetlerini camiler yapar. Aleviler ise ibadetlerini cemevlerinde gerçekleştirir.
- Camilerde ibadet dili Arapçadır. Cemevlerinde ise Türk dilinde ibadet edilir.
- Sünniler saf namazı kılarlar. Aleviler halka namazı ( cem ayini ve semah ) kılıp niyaz ederler.
- Sünnilerin namazdaki kıblesi Kabedir. Alevilerin kıblesi insandır.
- Sünniler Ramazan’da bir ay süreyle oruç tutarlar. Aleviler, Muharrem ayında 12 gün süreyle matem orucu tutarlar.
- Sünnilikte birden fazla eşle evlenmeye cevaz vardır. Alevilikte ise tek eşlilik esastır.
Alevilik;
”Alevi” Ali’yi seven, Ali’nin yolundan giden anlamına gelmektedir. HZ. Ali’nin taraftarlarına Alevi denmiştir. Aleviler günümüzde en çok Suriye, Irak, İran, Türkiye ve Lübnan’da yaşamaktadır.
HZ. Ali, HZ. Muhammed’in hem amcasının oğlu hem de damadıdır. HZ. Ali, HZ. Fatma’dan sonra İslam’a inanan 2. insandır. Aleviliğin ortaya çıkışı HZ. Ali’nin halife olmasından sonra başlamıştır.
Muaviye ve taraftarları onun halifeliğini tanımadılar ve kargaşa ortamı ortaya çıktı. Sorun büyüdü ve bu sorunu çözmek için savaş yapılması kararlaştırıldı. Muaviye, Sıffin Savaşı’nda (657) yenilmek üzere olan askerlerinin mızraklarına Kuran yapraklarını taktırdı ve böylece Ali’nin ordusunu durdurdu. Hakemlerin karar vermesi kararlaştırıldı. Hakemler kararını verirken Muaviye ve hakemi hileyle Muaviye’nin lehine karar verdirtti. Böylece HZ. Ali’nin tarafını tutanlar ile Muaviye’nin tarafını tutanlar arasında uçurum oldu ve İslam 3 mezhebe ayrıldı: HZ. Ali’nin tarafını tutan Aleviler; Muaviye’nin tarafını tutan Sünniler; taraf tutmayan Hariciler.
Alevilik, Hâkk-Muhammed-Ali üçlemesiyle,Ehl-i Beyt ve 12 İmam’ı önemseyen bir yoldur. Alevilik insanları özgür bırakır ancak yine de yapılması istenilen ibadetler vardır. Aleviler namaz kılmayı camide yapmaz. Bunun nedeni HZ. Ali’nin bir mescitte suikaste uğramasıdır. Cemevlerinde yapılan ibadete kadınlar da katılabilir.Alevilerin bir kısmına göre niyet ve kalp önemlidir.
Türkiye’de Aleviler en fazla doğu taraflarında bulunmaktadır. Türkiye’de Türk Alevileri, Kürt Alevileri, Arap Alevileri gibi etnik Alevilikler bulunmaktadır. Aleviler Türkiye’de en çok Hatay, İstanbul, Sivas, Çorum, Malatya, Kahramanmaraş, Tunceli, Amasya, Yozgat, Adıyaman, Bingöl, Erzurum, Balıkesir, Kars, Manisa, Aydın, Adana, Mersin, Muğla, Erzincan gibi yerlerde bulunur.
Sunnilik
Sünni fıkıh mezhepleri Hanefi, Şafiî, Maliki ve Hanbelî mezheplerinden oluşur. Bu dört mezhepten ilki olan Hanefî mezhebi Mâtûridîlik’e bağlı iken Şâfiî ve Mâlikîler Eş’ârîye bağlıdırlar. Ehl-i Sünnet’in İtikadi mezhepleri olan Eş’ârî ve Mâtûridî mezhepleri arasında inançsal açıdan önemli bir farklılık yoktur. İtîkât düzeyindeki farklılıklar sadece teferruattan ibârettir; ama fıkhi konularda yani uygulama ve ibadetlerde dört fıkhi mezhep arasında bazı farklılıklar görülür.
Hanbelî mezhebinden ayrılan İbn-i Teymiyye ve İbni Kayyım el Cevziyye gibi alimlerin fıkhi görüşleri günümüzde, 18. yüzyılda Arabistan’da dinsel ve siyasal bir hareket olarak ortaya çıkan Vahhâbîlik çerçevesinde yorumlanmış biçimiyle varlığını sürdürmektedir. İbn-i Teymiyye’nin görüşlerini daha aşırı yola sokan Suudi Arabistan Vahhabileri’dir. Vahhabiler’in bazı itîkâdî inançları Ehl-i Sünnet’ten farklıdır. Bu sebeple Sünniler, Vahhabileri Ehli Sünnet’ten saymazlar.
Sünni mezhepler (fıkıh okulları) dört tanedir:
- Hanefi mezhebi
- Şâfiî mezhebi
- Maliki mezhebi
- Hanbeli mezhebi
Bu dört Sünni fıkıh okulu dışında da fıkıh okulları olmasına karşın daha az sayıda izdeşe sahip olmuş ve diğer dört mezhep dışında daha az tanınmışlar ve zamanla yok olmuşlar ve izdeşleri tarafından kayıt altına alınamamışlardır.
Şii ile Sünni arasındaki bölünme nereden geliyor?
Hz. Muhammed’in vefatıyla Müslümanlar iki ayrı ana parçaya bölündü: Sünniler ve Şialar.
Bölünme Hz. Muhammed’in ölümünden hemen sonra Müslümanları kimin yöneteceği anlaşmazlığından çıktı.
“Sünni ile Şii mezhepleri arasındaki farklılıklar her iki mezhebin doktrinlerinin etki alanında, ritüellerinde, hukukta, inanışta ve dini organizasyonlarında kendini gösterir.
Sünniler Kimlerdir?
Sünni kelimesi, peygamberin yapmış olduğu davranışları izleyen, takip eden ve hayatına uygulayan anlamına gelen “Ehli Sünnet” kelimesinden geliyor. Günümüz Müslümanların büyük bir çoğunluğu Sünni. Sünni Müslüman oranının %85 ile %90 arasında olduğu tahmin ediliyor.
“Sünni” aynı zamanda kelime olarak ayrıca “Gelenek insanı” anlamını taşır. Buradaki gelenek kelimesi peygamberin günlük yaşamda yapmış olduğu davranış ve hareketleri temsil eder. Sünniler Kuran’da bahsi geçen tüm peygamberlere saygı duyar ve Hz. Muhammed’i son peygamber olarak görür.
Mısır Sünni İslam’ın en eski merkezlerinden biridir.
Şiilerin aksine, Sünni din önderleri ve liderleri tarihsel olarak hep devletlerin kontrolü altında olmuştur. Sünni İslam ayrıca yazılı İslam hukukunu ve dört mezhebi (Hanefi, Şafii, Hanbeli, Maliki) pratiğe döker.
Şiiler Kimlerdir?
“Şia” terimi “takipçiler” veya “izdeşler” anlamına gelen Arapça شيعة kelimesinden gelmektedir. Tarihteki kullanım “Şiat-ı Ali” yani “Ali’nin takipçileri” anlamına gelen kısaltılmış şeklidir.
“Şiilik” veya “Şia” mezhebi mensuplarına “Şii” denir. Dünya geneli toplam Şii nüfusun 120 ile 170 milyon arasında olduğuna inanılır. Her 10 Müslümandan 1’i Şia inanışına sahiptir. İran, Irak, Azerbaycan, Yemen, Bahreyn, Katar, Türkmenistan ve Lübnan’da yaygındır. Ayrıca Suudi Arabistan’ın %15’i ,Pakistan’ın %25’i ve Afganistan’ın %27’si Şiidir. Türkiye ve Suriye’deki Aleviler Şii nüfusun çoğunu oluştururlar. Türkiye Şii’lerinin yaklaşık 95’i Alevidir. Bu nedenle Türkiye’de Alevi kelimesi hatalı olarak tüm Şiileri tanımlamak amacıyla kullanılır.
Erken dönem İslam tarihinde Şia politik bir gruptu. Şiiler Peygamberin damadı Hz. Ali’nin ve onun torunlarının ve ailesinin peygamberin ölümünden sonra İslam dünyasının başına geçmesi gereken kişiler olduğuna inanır.
Hz. Muhammed’in ölümünün ardından peygamberin yakın arkadaşı Hz. Ebubekir başa geçti. Şiiler peygamberin ölümünden sonra Hz. Ali’nin başa geçmesi gerektiğine inanır ve Ebubekir’in ve diğerlerinin halifeliğini kabul etmez. Şiiler imam çizgisinde gider ve bu imamların peygamber ve Allah tarafından seçildiğine inanır.
Sünniler ve şiiler arasındaki farklılıklar:
İki mezhebin temel inanışları aynı olsa da politik anlamda birbirlerinden ayrılır. Fakat yüzyıllar boyunca devam eden bu politik ayrılıklar neticesinde pek çok dini pratik farklılığı da doğmuştur. Politik olarak birbirinden ayrılmaları nedeniyle bir çok Müslüman ülkede İran ve Suudi Arabistan çekişmesi yaşanıyor. Mezhepsel kavgalar rengini en çok Yemen, Suriye ve Irak’ta gösteriyor.
Ramazan’ı yaşamada Şii ve Sunniler arasında fark var mı?
Sunniler güneşin batmaya başladığı akşam vaktinde oruçlarını açarken Şiiler güneşin tamamen batmasını bekliyor. Şiilere göre güneşin gözden kayboluşuyla birlikte, ufukta güneşin ışınlarının oluşturduğu parıltı ve kızıllığın da kaybolması gerekir.
Ayrıca Şiiler Ramazan ayının 19, 20 ve 21. günlerini Hz Ali’yi anma etkinliklerine ayırıyor. Ramazan ayının 19. günü bir kılıç darbesiyle yaralanan Hz Ali, iki gün sonra Ramazan ayının 21. günü vefat etti. İran’da Hz Ali’nin anma etkinlikleri için bir gün resmi tatil kabul ediliyor.
Sünniler, her Müslümanın bu mezheplerden birini benimseyip, uygulamalarını seçtikleri bu mezhebe göre yapmaları gerektiğine inanırlar ve mezheplerin birleştirilmesi denen Telfik-i Mezahib’i uygun (caiz) görmezler.
Müslümanlar Hz. Peygamber'in (sav) vefatından sonra Sunni ve Şii (Şia) olarak ikiye bölünmüşlerdir. Hz. Peygamber (sav) vefat ettikten sonra Müslümanların başına kimin geçeceği konusunda anlaşmazlık çıkmış ve bu anlaşmazlıkta bölünmeye neden olmuştur. Hz. Ebubekir'i (ra) kabul eden ve 4 halifeyede uyan müslümanlara Sünni; Hz. Ali'nin ilk halife olmasını isteyenlere ve diğer halifelere uymayan müslümanlara da Şii (Şia) denir. Sünni ve Şii arasındaki farklar sadece bu değildir.
Sünniler ve Şiiler; ibadetlerde, dualarda, inançlarda çok büyük farklılık göstermiştir. Bu farklar özellikle Şiilerin bazı guruplarında çok daha fazla gözlenmektedir. Günümüzde de halen uygulanan farklılıkları sıralamaya çalıştık.
- En büyük fark yazımızın başında yazdığımız gibi ayrılma noktaları olmuştur. Yani Sünnilere göre Hz. Ebu Bekir’in (ra) ilk halife olması doğrudur. Şiiler ise Hz. Ebubekir'i kabul etmemişler, ilk halifenin Hz. Ali'nin (ra) olması gerektiğine inanmışlar.
- Sünniler 4 halifeyide (Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali) kabul ederek onların önderliğinde yürürler. Şiiler ise Hz. Ali haricindeki halifelerin hiçbirinin önderliğini kabul etmezler.
- Kelime-i Tevhid söyleyişleri farklıdır. Sunniler; "La İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah" olarak söyler. (Allah'tan başka İlah yoktur. Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah'ın Peygamberidir)
Şiiler; "Lailaheillallah Muhammedun Resulullah ve Aliyyun Veliyyu Hamiyetullahi ve Huccetullah!" olarak söyler. (Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed onun elçisidir ve Ali Allah’ın dostudur. Allah’ın resulünün varisi ve onun ilk halifesidir.)
- Ramazan ayında Sünniler güneşin batmaya başladığı akşam vaktinde oruçlarını açarken, Şiiler ise güneşin tamamen batmasını beklerler.
- Sunniler Hz. Ali'yi (ra) 4. sırada halife olarak imam kabul etmişlerdir. Şiiler ise ilk halifeyi yani ilk imamı Hz. Ali (ra), ikinci imamı Hz. Ali'nin oğlu Hasan ve üçüncü imamıda yine Hz. Ali'nin oğlu Hüseyin olarak kabul ederler.
Sünni ve Şii namazı
- Sünniler namazda secde ederken alınlarını yere koyarlar. Şiiler ise namazda secde yaparken kilden yapılmış bir tahta veya bir taş kullanarak alınlarını buna değdirirler. Şiilerin Kerbela’dan getirilen bu taşa secde etmeleri ise Kerbela olayından sonra ortaya çıkmıştır. Özellikle Şiilerin Caferi mezhebi camilerde ve evlerde namaz kılarken secde edecekleri yere bir taş parçası koyarak taşın üzerine secde ederler. Bu taşı möhür taşıda denmektedir.
- Sünniler namazda kıyamdayken (ayakta dururken) kollarını birleştirirken, Şiiler kolları birleştirmezler.
- Bir günde namaz beş vakittir ve Sünniler bunu kabul eder. Şii grupların bazıları özellike İran'da ki şiiler günde üç vakit namaz kılarlar.
- Sunniler namazda Fatiha suresinde sonra amin derler. Şiiler ise amin kelimesini kullanmazlar.