Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
pabuç: ayakkabı, kundura,
padişah: hükümdar, hakan, sultan.
paha: değer, fiyat, eder, karşılık,
pak: temiz, an.
pakt: antlaşma,
palavra: uydurma, yalan söz.
palazlanmak: 1. irileşmek. 2.gelişmek,
panayır: fuar.
panel: açık oturum,
panik: korku, ürkü.
paralamak: parçalamak,
paralel: koşut, müvazi, enlem,
paralı: zengin,
paramparça: hurdahaş,
parantez: ayraç,
parasız: 1. fakir, yoksul. 2.bedava,
paratoner: yıldırımlık,
parazit: 1. asalak. 2. cızırtı.
Parça: 1. bölüm. 2. tane. 3. kısım.
parçalamak: bölmek,
parıltı: parlaklık,
pas: aktarma,
pasaj: bölüm, parça,
pasak: kir.
pasaklı: kirli, dağınık, düzensiz,
pasif: eylemsiz, edilgin,
patak: dayak,
patika: keçiyolu.
patlama: infilâk,
patron: işveren,
pay: hisse,
paydaş: hissedar,
paye: aşama.
payidar: kalımlı, ölümsüz,
paylamak: azarlamak,
payitaht: başkent,
paylaşmak: üleşmek, taksim etmek,
pedagog: eğitimci,
peder: baba.
pehlivan: güreşçi,
pejmürde: 1. eski püskü, yırtık. 2. dağınık.
pek az: ender, nadir,
pek çok: 1. gayet. 2. çok fazla.
pekiştirmek: 1. sertleştirmek, katılaştırmak. 2. sağlamlaştırmak,
perişan: 1. zavallı. 2. dağınık,
perva: korku, çekinme,
pervasız: korkusuz, çekinmez, sakınmaz,
peşkir: havlu,
peşinen: önceden,
peşin hüküm: önyargı,
petrol: yeryağı.
peyda: belli, açık.
Peygamber: Yalvaç, Resul.
Peygamberler: Enbiya,
peyk: uydu.
peyzaj: görünüm,
pınar: kaynak,
pırtı: 1. değersiz, eskice. 2. eşya.
pısırık: tutuk, utangaç, çekingen, uyuşuk,
pikap: 1. plakçalar. 2. kamyonet,
pingpong: masatopu.
pinti: cimri, eli sıkı.
pir: 1. yaşlı. 2. iyice.
pirelenmek: huylanmak, kuşkulanmak, tasalanmak, işkillenmek,
pirüpak: tertemiz, lekesiz,
pis: kirli,
pisboğaz: obur.
pişdar: öncü.
pişman: nadim,
piştov: tabanca,
piyes: oyun.
plâj: kumsal.
plân: düşünce, tasan, düzenek.
plânlı: hesaplı, ölçülü,
plâto: 1. düzlük. 2. yayla,
pohpohlamak: kompliman,
koltuklamak, övmek, politika: siyaset.
Polonez: Polonyalı,
pomat: merhem,
portatif: taşınabilir,
posa: artık, poz: duruş.
pozisyon: durum, konum,
pozitif: artı, olumlu,
pozitivizm: olguculuk,
pratik: uygulamalı,
prensip: ilke.
pres: sıkıştırıcı, mengene,
prestij: itibar,
problem: sorun,
prodüksiyon: üretim, yapım, üretme,
prodüktör: yapımcı,
projeksiyon: izdüşüm, gösterim,
projektör: ışıldak,
proleter: emekçi,
prospektüs: tarife,
protesto: ihtarname, reddetme.
prova: deneme,
psikoloji: ruhbilim.
puan: 1. sayı. 2. benek,
puanlı: benekli,
punt: fırsat,
pus: buğu, sis.
puslu: kapalı, bulanık, donuk,
pusmak: sinmek,
putatapar: putperest,
püre: ezme.
pürtük: çıkıntı, kabarcık,
pürüz: 1. engel, güçlük. 2. kabarcık, çıkıntı.