Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Koskocaman üç kıtaya yayılan, Almanya içlerine girip karşısında savaşacak ordu bulamayan zamanın süpergücü olan Osmanlı Devleti acaba neden yıkıldı. Sebep sadece Coğrafi keşifler sonucu Avrupa'nın yeni yerler bulmasımı, varolan yerleri sömürüp zenginleşmesimi, Sanayi Devrimi sonunda sanayileşmeye geri kalmasımı, vs. vs. bir sürü benzer nedenler. Hepsi doğruda, gözden kaçan başka birşey var. O gözden kaçan şeyi anlamak için çok çok eskilere taa antikçağa gidelim.
Pisagor, eski Yunan'da kurduğu okulda öğrencilerine dini bilimlerin yanında pozitif bilimlerde ögretiyordu ancak halk tarafından büyük tepkiler alıyordu. Milattan önce 495 yılında okulu ateşe verilen Pisagor öğrencileri ile beraber diri diri yanarak can verdi. Pisagor'un öldürülmesi Milattan önce bilimin yükselişinin önüne çekilen bir settir.
Miladi yıllarda Hz. İsa'nın getirdiği dini öğreti ilk yüzyıl içinde bozulmaya başlayıp paganizm benzeri bir din haline geldi. Adinada İsa'nın Latince ismi olan Hristo'ua nispeten Hristiyanlık dendi.
Hypatia (370-415) yıllarında yaşamış filozof, matematikçi ve astronomide başarılı bir bilim insanıdır. Dönemin ünlü matematikçisi Theon’un kızıdır. Hypatia, Atina’da eğitimini aldıktan sonra 400 yılına doğru İskenderiye’ye dönmüş ve İskenderiye Kütüphanesi’ndeki Platon Okulu’nda dersler vermeye başlamıştır. Hypatia bu okulda, içerisinde Hristiyanlık, Paganizm ve Musevilik gibi birçok inanca sahip öğrencisine Platon ve Aristo’nun öğretilerini kazandırmıştır.
Hypatia, Roma’nın yavaş yavaş çökmeye başladığı, karmaşık bir dönemde yaşamıştır. Bu dönemde genel eğitim seviyesi çok düşüktür, bilgiye ulaşmak zahmetlidir, mesafeleri aşmak çok zordur. Kısacası bu dönem ortaçağın göbeğidir ve Hypatia bilime yaptığı katkılarla o döneme ışık olmuştur. Doğayı mantık, matematik ve deney ile açıklamaya çalışmıştır.
Hypatia, matematik ve astronomi ilgili kitaplar da yazmıştır. Bu eserlerinden birinin adı “Astronomik Kanun”’dur. O, eski olarak adlandırılan bilgileri yeniden açığa çıkarmış ve bunları yeniden sunmuştur.Yıldız aralıklarını, yıldızların yüksekliğini ve dolayısıyla açılarını ölçmeye yarayan usturlap ve sıvıların göreceli yoğunluğunu belirlemeye yarayan hidrometre gibi tarihi bilimsel aletler icat etmiştir. Hatta Kopernik’in güneş merkezli evren modelini ortaya koyarken Hypatia’nın varsayımlarından ilham aldığı söylenmektedir.
İskenderiye piskoposu Cyril tarafından şeytan veya cadı olduğu ilan edilmiş ve İncil’den ayetler gösterilerek halk Hypatia’ya karşı kışkırtılmıştır. Savunmasız bir halde okulun kapısında yakalanıp, taşlanıp, işkence ve linç edilerek 45 yaşında öldürülmüştür.
Hypatia'nın dinci yobazlar tarafından öldürülmesi bilimin gelişmeyi durdurmuş uzun süreli bir karanlık çağa sokmuştur. Ta ki 8. yy'da müslüman bilimadamlari çıkana kadar yaklaşık 300-400 sene bilim karanlık bir çağ yaşamıştır. Müslüman bilim adamları bugün bile dünyaca tanınan, İbni Sina, Farabi, Harezmi, İbni Rüşd, Cezeri, Ömer Hayyam gibi onlarca biliminsani çıkarmıştır.
Bu kadar müslüman bilim insanının çıkması İslam'ın bilime verdiği önemden kaynaklanmaktadır. Peki sonra ne oldu. Yavaş yavaş İslam'ın içine hurafeler, israiliyat mesihiyat, mecusiyat, hindiyat vs. dolmaya başladı ve İslam özünden saptirildi.
Osmanlı Devletine gelince; ilk 250 yılı incelediğimizde Osmanlı'da bilime teknolojiye verilen değer bariz bir şekilde göze çarpar. Fatih, zamanıni dönemin ünlü astronom ve matematikçisi Ali Kuşçu'yu İstanbul'a getirmiştir. Tıp alanında Akşemsettin, denizcilikte Piri Reis, yine astronomide Mirim Çelebi o dönemin ünlü biliminsanlaridir. Ancak en önemlisi Takiyyuddin'dir.
Takiyüddin Mehmet, yasamış olduğu dönemin en büyük matematikçi ve de astronomudur. Trigonometri üzerine özellikle bir çok çalışma yapmıştır. 16. Yüzyılda yaşamış olan başka bir astronom olan Copernicus sinüs fonksiyonunu hiç kullanmamış ve de tanjant ile kotanjanttan da hiç bahsetmemiştir. Ancak Takiyüddin Mehmet, bunların hepsinin de tanımlarını verip, kanıtlarını yapmış ve aynı zamanda cetvellerini de hazırlamıştır.
Takiyyuddin 1574 yılında Galata Kulesi'nde gözlem çalışmalarına başlamıştır. Hoca Saadettin ve Sokullu Mehmet Paşa'nın desteği ve padişah III. Murat'ın fermanıyla 1577 yılında Tophane sırtlarında Takîyüddîn’in yönetimi altında bir gözlemevi olan Takiyüddin'in Rasathanesi kurulmuştur. 1580 yılında Osmanlı'nın ilk ve tek rasathanesi topa tutularak yıkılmıştır.
Yıkılma sebebi, zamanın devlet erkanı arasında "Rasathanede astronomi ilmine vakıf olunarak istikbali öğrenmeye çalışmanın devlete uğursuzluk getireceği" gerekçesi ve "meleklerin bacaklarına bakmak günahtır" görüşü hakim olmuş, 1580 yılında padişah 3. Murat tarafından Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa'ya emir verilerek topa tutularak yıktırılmıştır.
Bu olay basit bir olay gibi gözükse de aslında hiçte basit değildir. 1699'da ki Karlofca Ankasmasi ile Osmanlı Devleti'nin gerilemeye başladığı genel kabul görsede o anlaşma toprak gerilemesidir. Asıl gerileme din yobazlari tarafından sebep olunan bu rasathane in yikilmasidir. Bu tariften sonra Osmanlı eğitim sistemindede yavaş yavaş pozitif bilimler öğretimi azalmış, uzun bir süre öyle devam etmiştir. Son yüzyılda tekrar pozitif bilimlere ağırlık verilmeye çalışılmışsada artık çok geç kalınmış Avrupa ile bilim ve teknoloji olarak uçurum farklar ortaya çıkmıştır.
Kısaca Osmanlı Devleti'nin yıkılmasındaki önemli bir neden bilimden uzaklaşmak, Avrupa'nın icat ettiği hemen her ürüne, "gavur icadını müslümanın kullanması caiz degildir" anlayışınin hakim kılınmasıdir.
Halbuki İslam'da bu varmiydi gerçekten. İslam daha ilk ayetinde okumayı emretmiyormuydu?
Tarih tekerrürden ibarettir sözü umarım bu şekilde birdaha gerçekleşmez.
Alıntı