Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Önceden (1990’larda) okullarda kayıtlar kütük defterlerine yapılırdı.
Her bayram öncesi o defterleri inceler, kimin annesi-babası yok, kim yurtta, kim gurbette öğrenirdim.
Sonra da yaklaşık 200 öğrenciye bayram tebriği yazardım el yazımla.
Her yıl bin öğrenci evimize yemeğe gelirdi ve biz 250 öğrencinin evine ziyarete giderdik.
2010 yılında Şanlıurfa’ya konferans için gittim.
Salonda 550 öğretmen vardı.
Konu, “İlham Veren Öğretmen”.
En ön sırada bir parmak kalktı:
“Siz benim de öğretmenimdiniz, ben de size geldim ve yemeğinizi yedim.”
Duygulandım.
Sahneye davet ettim.
Geldi…
“Bahsettiğiniz kartlardan bana da yazmıştınız”, dedi.
Elini ceketinin cebine sokup bir kart çıkardı.
“Okuyabilir miyim?” dedi.
Mikrofonu aldı ve okudu:
“Merhaba Mehmet,
Sende liderlik özellikleri var.
Eğer içindeki liderlik cevherini ortaya çıkarıp geliştirirsen topluma ilham veren bir lider olursun.
Bayramını bu duygularla kutluyor, gözlerinden öpüyorum.
Sana güveniyorum.
Her zaman yanında olduğumu bilmeni isterim.
Yol Arkadaşın,
Alişan Kapaklıkaya
15 Mart 1990″
Vay be…
Tam 20 yıl olmuş.
Bir kart 20 yıl cepte taşınır mı?
Hem de hiç yıpratılmadan…
Sarıldık Mehmet’le…
Salondaki öğretmenler ağlıyordu.
-“Sen şimdi ne iş yapıyorsun Mehmet?”
-“Şanlıurfa Vali Yardımcısıyım hocam.”
-“Demek bir kart daha yazsaydım kesin vali olacakmışsın.”
Bu defa kahkahalar koptu.
Sonradan duydum;
Mehmet kaymakamlık yaparken öğretmenleri toplayıp o kartı gösteriyormuş.
Ve diyormuş ki:
“Öğrencilere bir şeyler öğretmek için onları zorlamayın.
Onların kendilerini fark etmelerini sağlayın ve yüreklerini tutuşturacak bir hedef oluşturmalarına yardım edin.
Gerisini onlar halleder. Yeter ki siz onlara ilham verin.”
Alıntı: Alişan Kapaklıkaya