Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
“Evlilik berbat bir şey hocam. Bir daha dünyaya gelsem asla evlenmezdim. Kendim öğretmenim, eşim doktor. İki çocuğumuz var. Çocukların tüm sorumluluğu benim üstümde. Eşim çok yoğun çalışıyor. Ben de hayatımdan bezmiş bir durumdayım. Her yere koşmaktan yoruldum. Ölümü özler mi bir insan? Zaman zaman ölümü istediğim oluyor. Üstüne üstelik eşim üçüncü çocuğu istiyor. Çünkü sadece eve geliyor ve uyuyor. Olmaz dediğimde sinirli oluyor. Küçük oğlumu ana sınıfına yetiştirip ancak kendi işime gidebildiğimi söylüyorum. “Bir de bebek olursa hepimiz perişan oluruz, farkında mısın,” diyorum. Sadece susuyor. Bu çocuklar bir şey ister mi, ne yer, ne içer, gününü nasıl geçirir, hiçbirinden haberi yok.
Evlendiğime pişmanım hocam. Belki her erkek böyle değildir. Belki çocuklarıyla ilgilenen babalar vardır. Ama bizim babamız sadece misafir gibi. Evliliğin böyle bir şey olduğunu bilseydim evlenmezdim.”
***
Okumuş olmak mutlu bir evliliğin garantisi mi? Biriyle, yüksek eğitimli diye evlilik tercihini yapmak ne kadar doğru? Yukarıdaki mektupta bu soruların cevaplarını alıyorsunuz.
Evlilik ilişkinizde yaşatacağınız değerler konusunda evlenmeden önce açık seçik bir fikriniz olmalı! Evleneceğiniz kişinin mühendis, doktor gibi eğitimli ya da varlıklı biri olmasından çok, hangi değerleri yaşadığı ve yaşatacağı önemlidir. Değerleri yaşamak kendiyle ilişkisinde, değerleri yaşatmak da diğerleriyle ilişkisinde insanı dürüst yapar.
(Evlenmeden Önce / Sayfa: 182 – 183)
Doğan Cüceloğlu