Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Matbaa, yazıların, şekillerin ya da resimlerin çeşitli kağıt, kumaş, deri ve buna benzer malzemelere basılarak çıkartılmasına ve istenen miktarda çoğaltılmasına yarayan sistemdir. Bir diğer isimle basım evi olarak da adlandırılmakta ve matbaa nedir sorusuna cevap vermektedir.
Matbaacılık günümüzde meslek olarak yapılmaktadır. Yaşamın her alanında basılı malzemeler ve ürünlerle karşılaşılmaktadır.
Dergiler, gazeteler, poşetler, romanlar, broşürler, kataloglar, ambalajlar, ambalajlar üzerine yerleştirilen etiketler, kartvizitler ve bunlara benzer hür türlü ürün matbaalarda basılmaktadır.
1 Matbaa İcadı
2 Türkiye’de Matbaanın Tarihçesi ve Gelişimi
Johann Gutenborg matbaa tarihçesini ele alındığında çok büyük çabalarla katkı sağlamıştır. Bunun dışında matbaa kim tarafından bulundu sorusunun cevabı olarak, teknik olarak çok fazla gelişmemiş olan ilk matbaa makinesi MS 593 yılında Çin ülkesinde icat edilmiştir.
Matbaa ile ilgili makineyi ilk olarak icat eden ve ilk bulan kişi Johann Gutenborg olmuştur.
Matbaa bulan kişi
Gelişmemiş bir yöntem olan bu yöntem, ağaç oyma tekniğinden ibarettir. Ayrıca harflerin tek tek yazılması ile ilgili teknik Çinli Pi Sheng tarafından 1040 senesinde bulunmuştur. Bunun yanında 9.ve 10. Yüzyılda Uygurlar ve Mısırlılar tarafından Arapça metinlerin yazımında ve basımında kullanılmıştır.
Ülkemizde Osmanlı döneminde Lale Devri zamanında İbrahim Müteferrika tarafından oldukça geliştirilmiştir. İbrahim Müteferrika 1726 yılında bu başarıyı elde etmiştir.
Türk topraklarına matbaanın icadı sürecini takip eden dönemden çok sonra gelmesinin sebeplerinden bazıları şu şekildedir;
Matbaaya henüz ihtiyaç olmadığının düşünülmesi,
Dönemin dinsel tutucuları tarafından matbaanın kullanılmasına karşı çıkılması,
Dönemde okuryazar sayısının az olması,
Hattatların ve hattatlığın yaygın olarak yapılması,
Kullanımı için gereken alt yapının yetersiz olması.
İbrahim Müteferrika yaşamı süresince on yedi eser çıkarmıştır. O dönemde kitap basım maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle eserleri çoğaltılamamış ve dağıtılmamıştır. Türk topraklarında matbaanın gelişmesi ancak 1990’lü yıllardan sonra artmaya başlamıştır.
Matbaa tarihi - Matbaanın tarihçesi
Matbaada basılan ilk kitap unvanı 500 adet ile basımı yapılan Vankulu lügati (1729) eseridir. İkinci kitap Tuhfet-ül Kibar fi Esfar ül-Bihar (1729) eseri. Üçüncü kitap ise Tarih-i Seyyah (1729) olarak tarihe geçmiştir.
Türkiye’de Matbaanın Tarihçesi ve Gelişimi
1976 – Abdurrahman Efendi isimli şahıs tarafından Mühendishane Matbaası isminde bir matbaa kurulmuştur.
1802 – Bu yılda kurulan Üsküdar Matbaası’nın kurucusu bilinmemektedir.
1831 – Yine bu yılda Takvimhane-i Amire Matbaası kurulmuş ve kurucusu bilinmemektedir.
Osmanlı zamanında, Mısır’da Ali Paşa önderliğinde bir matbaa kurulmuştur. Bu matbaanın adı ise Bulak Matbaası olarak bilinmektedir.
1822 – Bu yıldan başlayarak yaklaşık on bir yıl boyunca yaklaşık 54 tane kurulmuştur.
1948 – Bu yıl içerisinde yaklaşık olarak 510 tane kurulmuş ve işletilmiştir.
1983 – Bu süreçte Türkiye’de toplam olarak 3537 adet matbaa sayısına ulaşılmıştır.
Günümüzde Türkiye’de matbaacılık ve basım alanında ciddi teknolojik gelişmeler yaşanmış ve sayısız miktarda matbaaya ulaşılmıştır. Günümüzde sadece kitap basımı alanında değil, farklı uygulamalarda da matbaacılık çalışmalarına rastlanmaktadır.
Özellikle teknolojinin ve dijitalleşmenin gelişmesiyle dijital baskı alanında önemli gelişmeler mevcuttur ve ülkemizde de yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.
Artık bilgisayarlardan kontrol edilen, otomatik bir şekilde çalışan makineler mevcuttur. İstenen kalite ve özelliklerde her türlü baskı yapılması mümkün hale gelmiştir.