Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
İnsanoğlu güneş sisteminde yer alan gezegen ve uydulardan sadece bir tanesine ayak basabilmiş durumda. Şimdiye kadar sadece Ay’a ayak basmayı başaran insanlık, ikinci sırada ayak basmayı planladığı gezegen ise Mars gezegenidir.
Yapılan araştırmalara göre yaşanabilir gezegenler;
Titan, Mars, Gliese, Jüpiter, Satürn, Venüs, Enseladus, Europa
Titan, (Satürn VI);
Satürn'ün en büyük uydusudur, yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydudur.
Dünya dışında, yüzeyinde kararlı sıvı bulundurduğu kanıtlanan 2. gökcismidir. Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen bu okyanusların, metan gazının sıvı hali olduğu görülmüştür.
Satürn'ün uydusu olan Titan, Güneş Sistemi’ndeki ikinci en büyük uydudur. Titan da, Ganymede gibi Merkür’den biraz daha büyüktür.
Titan’ın büyük oranda azottan oluşan ve Güneş sistemindeki öteki uyduların hiçbirinde böylesine kalın olmayan atmosferinin, Dünya’nın ilk zamanlarındaki atmosferine benzediği düşünülmektedir.Son gönderilen NASA'nın uzay aracında Titan'da canlıların olabileceği olasılığını arttıran izler görülmüştür. Titan'daki su kütlelerinde ise (metan sıvısı/okyanuslar-göller-denizler)deniz canlıların bulunma ihtimali araştırılmaktadır. Daha önce yapılan araştırma verilerince Titan'ın okyanuslarında bakterilerin var olabileceği bir ortam olduğu düşünülmektedir.
Gliese;
581 c Gliese 581 adlı bir "kırmızı cüce" sisteminde yer alan gezegendir. Gliese 581 yıldızı, 20,3 ışık yılı mesafesiyle Dünya'ya en yakın yıldızlardan birisidir ve Gliese 581 c, bu çok küçük yıldızın etrafında 13 günde bir dönmektedir. Yapılan ölçümler Gliese 581 c'nin yüzey sıcaklığının dünyadaki gibi 0 ile 40 derece arasında değiştiğini gösteriyor.
Gliese 581 c gezegeninin yarıçapı Dünya'dan 1,5 kat, kütlesi ise en az 5 kat daha büyüktür. Yıldızına olan uygun uzaklığı, yüzeyinin katılaşmış olması ve sıvı su için uygun sıcaklığa sahip olması, onu ilk "Dünya benzeri gezegen" yapmaktadır. Keşfi yapan gökbilimcilere göre sıvı suyun varlığı, Gliese 581 c'de yaşamın da var olabileceğinin bir işaretidir.
Ancak, Stéphane Udry yaşam konusunda fazla iyimserliğe karşı bir uyarı da yapıyor.
Europa;
Jüpiter'in yörüngesinde bulunan dört Galilei uydusunun en küçüğüdür. 8 Ocak 1610 tarihinde Galileo Galilei tarafından bulunan dört büyük uydudan gezegene yakınlık açısından ikinci sırada bulunur, bu nedenle Jüpiter'in 'II' numaralı uydusu olarak adlandırılmıştır.
3000 kilometre çaplı uydunun yüzeyi buzla kaplıdır. Europa'nın kalın buz tabakasının altında bütün uyduyu kaplayan bir okyanus olduğu ve bu sebeple Europa'da yaşamın mümkün olabileceği düşünülmektedir. Son yapılan keşiflerde buz katmanlarının altında büyük göllerin izlerine rastlanmıştır.
Enceladus;
Satürn'ün en büyük altıncı uydusudur. Yaklaşık 500 kilometre çapında olan Enceladus[3] Satürn'ün en büyük uydusu olan Titan'ın onda biri büyüklüğündedir. Yüzeyinin büyük oranda temiz buzla kaplı olması sonucunda Enceladus güneş sisteminde ışığı en fazla yansıtan gök cisimlerinden biri konumundadır.
NASA bilim adamlarına göre sütunların bileşimi kuyruklu yıldızların bileşimi ile benzerlik göstermektedir. 2014'te NASA Cassini uzay aracının Enceladus'ta sıvı sudan oluşan 10 km derinlikte bir yüzeyaltı okyanusunun varlığına dair kanıt bulduğunu duyurdu.
Venüs;
482 Celsius derecede, işlerin pek güzel olmayacağını zaten bilirsiniz. “Bu arada Venüs, Dünya ile yaklaşık aynı yerçekimine sahip. Bu yüzden, etrafta gezinmek çok tanıdık gelecektir; ta ki buharlaşıncaya kadar. Burada kalma süresi şu saniyelerle ölçülüyor.
Mars: “Mars çok soğuk ve havası da çok seyrek” diyor Tyson. “Bu yüzden soğuğun şiddeti, o sıcaklıkta Dünya’da olduğu kadar sert olmayacaktır.”
Çok ama çok sıcak tutan bazı kıyafetlerle beraber, muhtemelen nefesinizi daha fazla tutamayana kadar gezinebilirsiniz.
Satürn (eski adı ile Zühal);
Güneş Sisteminin Güneş'e yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir. Yaşamın olabileceği gezegenlerden önemlisi. Büyüklük açısından Jüpiter'den sonra ikinci sırada gelir. Adını Yunan mitolojisindeki Kronos'tan alır.
Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri, Merkür, Venüs, Mars ve Jüpiter) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir.