Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Dünya Sağlık Örgütü, günümüzde depresyonun dünya genelinde yaklaşık 350 milyon kişiyi etkilediğinin tahmin edildiğini belirtmektedir. 17 ülkede uygulanan Dünya Ruh Sağlığı Araştırması’ nda, 2011 yılında 20 kişiden 1’inin önceki yıl depresif bir epizod geçirdiği saptanmıştır. Depresyon, genellikle genç yaşta başlar, bireyin işlevselliğini azaltır ve yeniden ortaya çıkma olasılığı yüksektir. Bu nedenlerle hastalığa bağlı yaşam boyu kaybedilen yıllar açısından önde gelen nedenlerden biridir. Avrupa bölgesinde ruhsal rahatsızlıklara bağlı olarak ortaya çıkan hastalık yükünün %20’sinden depresyonun sorumlu olduğu, bazı ülkelerde ise bu oranın %26’lara kadar çıktığı belirtilmektedir. Ülkemizde depresyona bağlı kaybedilen yaşam yılları erkeklerde %6.4, kadınlarda ise %10.7 düzeyindedir.
Depresif bozukluğun oluşması biyolojik ve ruhsal çeşitli etkenlerin bir araya gelmesi ile olmaktadır. Depresyon tüm toplumlarda görülmekte, düşük eğitimli ve sosyoekonomik çevrelerde, kadınlarda daha yüksek oranda ortaya çıkmaktadır. Şiddete maruz kalma, çocukluk çağında travmatik yaşantıların depresyon ortaya çıkmasında risk etkenleri olduğu bilinmektedir.
Depresyonu kişiler hem birinci basamak (aile hekimliği), hem de ikinci basamak sağlık kurumlarında (psikiyatri klinikleri) tedavi edilmektedir.
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar ve planlanan hedefler:
2006 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından DSÖ’ nün ruh sağlığı politikaları ile ilgili önerdiği “Ulusal Ruh Sağlığı Politikası” metni yayınlanmıştır. 2011’de Ruh Sağlığı Eylem Planı yayınlanmıştır. Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı’nda yer alan ana başlıklar;
- Ruh sağlığı hizmetlerinde toplum temelli uygulamalara geçilmesi,
- Ağır özürlü durumda olan ruhsal rahatsızlığı olan hastalar için tedavi ve bakım sisteminin kurulması,
- Ülkemizdeki psikiyatri hizmetlerinin kapsam ve kalitesinin arttırılması,
- Önleme ve koruyucu çalışmalar kapsamında çocukluk çağı travmatik yaşantıların önlenmesi, çocukların fiziksel olduğu kadar psikososyal gelişimlerinin desteklenmesi,
- Acil ve afet durumlarında psikososyal destek hizmetlerinin geliştirilmesi,
- İntihar önleme çalışmaları
- Damgalama ile mücadele ve ruh sağlığının teşviki olarak özetlenebilir.
- Ruh sağlığı alanında eğitim, araştırma ve insan gücünün arttırılması.
Genel olarak sağlığın ve ruh sağlığının teşviki, toplumsal müdahaleler, erken tanı, uygun tedaviler ve hepsinden önemlisi damgalama ile mücadele ederek ve ruh sağlığı hizmetlerine ulaşımı kolaylaştırarak tüm hizmet kullanıcılarının hizmetlerden yararlanması temel ruh sağlığı politikalarıdır.
Bu çerçevede ve Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı doğrultusunda tüm psikiyatrik hastalıkların önlenmesi, tedavisi ve rehabilitasyonu konusunda Sağlık Bakanlığı’nın çalışma ve planlamaları devam etmektedir.