Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Argo Nedir?
ARGO: Bir sosyal sınıfın, bir meslek grubunun ya da bir topluluğun üyelerinin kullandığı, genel dilin sözcüklerine yeni anlamlar yükleyerek ya da yeni sözcükler, deyimler katarak oluşturulan özel dil.
Argo Çeşitleri:
1 Cinsel argo
2 Denizcilik argosu
3 Dilenci argosu
4 Eğlence yerleri argosu
5 Esnaf argosu
6 Eşcinsel argosu
7 Fuhuş argosu
8 Göçmen argosu
9 Hapishane, tutukevi argosu
10 Hırsız, dolandırıcı, yankesici argosu
11 Kabadayı argosu
12 Kışla, asker argosu
13 Kumar argosu
14 Manga argosu
15 Spor argosu
16 Şoför argosu
17 Uyuşturucu argosu
18 Yatılı okul, okul, öğrenci argosu
19 Sanayi argosu
Entel
Bir konu hakkında çok bilgisi olan anlamına geliyor, ingilizcedeki intellectual‘dan aparmadır. Lümpen anlamında da kullanılır ama çok alakasızdır.
Puşt
Farsça’da “arka, kıç” anlamına geliyor. Pek masum bir laf…
Yavşak
Aslında ayıp bir şey değil, bit yavrusu anlamına geliyor.
Orospu
Farsçada ruspi sözcüğünden türer ve gelir. Gerçek anlamının ise, “Toplumda yüzü ak, gururla dolaşabilen kadın” olması ne kadar enteresan geliyor?
Pezevenk
Farsça’daki pejavend sözcüğünden gelir. Kapı arkasında bekleyen, kapıyı açan anlamına gelir.
Kokona
Yunanca “kokkona”dan geliyor ve gerçek anlamı “Hristiyan kadın”dır. Bizde kullanıldığı anlam tamamen yozüstü yoz.
Karyola
Ayaklı mobilya ya da İtalyan gemicilerin kullandığı taşınabilir ve tekerlekli sandıklara deniyormuş. Eh, hadi bu yedi.
Gebermek
Bekleyen ölülerin şişmesinden bağlanmış olacak, gebermek şişmek anlamına geliyor.
Aptal
Arapça Abdaldan türemiştir, alim ya da aşık anlamına da gelir
Bellemek
Gövdenin orta bölümü olan ve eski türkçe zamanından beri kullanılan bel sözünden türemiş olması muhtemeldir. belirti anlamına gelen (yine eski türkçe) bel sözünden türeyen ve ezberlemek anlamına gelen bellemek ile alakası yoktur. bir de farsça kürek anlamına gelen bel vardır, toprağı bellemek denen şeyin kökenini bu bel oluşturur.
Deyyus
Arapça aynı sözcükten dilimize girmiştir ve bu dildeki anlamı "karısını satan veya karısı tarafından aldatılan erkek"tir.
Dürzü
Suriye ve Lübnan'da yaşayan bir dinî topluluğun adı olan dürzîden gelmektedir. Kurucuları olan muhammed ismail el derezi'nin adıyla anılan dürzîlerin birinci dünya savaşı sırasında yaralı osmanlı askerlerini katlettikleri rivayet edilir. bu nedenle dürzü, güvenilmez, kalleş anlamında kullanılır. (bir iddiaya göre, terzi de dürzîden gelmektedir, konfeksiyon işiyle bir dönem uğraşanlar dürzîler olduğundan.)
Embesil
Fransızca imbécile'den türkçe'ye girmiştir. kökeni, latince sakat, topal anlamına gelen imbecillus'tur.
Fahişe
Arapça fahişe'den dilimize girmiş olup, arapça'daki anlamı "bir şeyi aşırı derecede yapan, azgın (kadın)" biçimindedir. (aynı kökten gelen fahiş fiyat meselesini düşünelim, aşırı anlamında.)
Göt
Eski Türkçe'de de köt biçiminde arka anlamında kullanılmıştır. kötü sözünün de kökenidir (kötü ve geri sözleri arasındaki anlam alakası zorlanarak da olsa sezilebilir.)
İbne
Bir iddiaya göre, arapça oğlancılık anlamına gelen übneden türkçe'ye girmiştir, ancak sıfat olarak kullanımı Türkçe'ye özgüdür. ibn, oğul/oğlan demektir. örneğin ibn haldun haldun'un oğlu anlamına gelir. (hulki aktunç kaynaklı) bir diğer iddiaya göre ise ibne, arapça yapılmaktan hoşlanan anlamına gelen ubundan gelmektedir.
Kaltak
Eski Türkçe'de "semerin altına konan keçe" anlamına gelir. alakayı kurmak pek kolay değildir.
Kancık
Eski Türkçe'de dişi köpek anlamına gelen kançık'tan türemiştir. hint avrupa dillerinde köpek anlamına gelen sözcükler düşünüldüğünde (sanskritçe: kanyi, latince: canis, eski yunanca: kyon), oralardan bir alıntı olan kan (köpek) sözünün küçültülmüş hâli olduğu düşünülebilir. (bu arada, bitch'in de dişi köpek anlamına geldiğini hatırlatalım.)
Kulampara
Farsça gulamperestten gelmektedir. gulam arapça oğlan, perest de farsça tapan/seven anlamına gelir. perestiden fiilinden (tapmak) türemiştir. oğlancı demektir yani. (bkz: putperest) (bkz: maceraperest)
Lezbiyen
Fransızca lésbienne'den türkçe'ye girmiştir. orijinal anlamı "lesbos (midilli) adası'nda oturan"dır. lesbos'lu kadın şair sappho (mö 6. yy) nedeniyle eşcinsel kadın anlamı kazanmıştır.
Salak
Muhtemelen daha önce sallak olarak geçen sözcüğün bugünkü hâlidir. sallak ise sallanan, adam gibi duramayan gibi bir anlama sahiptir. yunanca "geminin dalgayla sallanması" anlamına gelen salos, bulunabilecek nihaî kök gibi görünmektedir.
Taşak
Taşan şey gibi bir anlamdan türemiş olabilir. eskiden beri türkçe'de bildiğimiz anlamıyla kullanılmaktadır.
Zampara
Farsça zenperest sözünden türkçe'ye girmiştir. zen farsça kadın demektir (bkz: zenne). perest ise seven.
Argo Sözlüğü -A-
abondone : pes etmek
abanmak : birine yük olarak onun sırtından geçinmeye bakmak
abtestini vermek : azarlamak
afi : gösteriş
afi kesmek :gösteriş yapmak
aftos : metres,oynaş
aklına tükürmek : birinin düşüncesini beğenmemek
akmak : çabucak savuşmak,ortadan kaybolmak
alabandayı yemek : adamakıllı azarlamak
alarga : uzaktan,açıktan
alarga etmek : geri çekilmek,uzaklaşmak
alay geçmek : alay etmek
alengirli :gösterişli,yakışıklı
anam avradım olsun : birini kesin olarak inandırmak için söylenen söz
anam babam :teklifsiz bir seslenme
ananın örekesi : saçma bir söze karşı verilen karşılık
anasının gözü : çok kurnaz,çok açıkgöz
anafordan :yolsuz veya emeksiz olarak
anaforcu : yolsuz veya emeksiz kazanç peşinde olan
anaforlamak : yolsuz veya emeksiz kazanç elde etmek
anahtarcı :kapı,kasa gibi yerlere anahtar uydurarak hırsızlık yapan kimse
andaval : aptal,ahmak,beceriksiz
andavallı :görgüsüz,beceriksiz
anlamak : sahip olmayı istemek
anzarot : rakı
aparmak : gizlice çalmak
apiko : hazır,tetik
arakçı : hırsız
armut : fazla aptal,budala
asıntı : sırnaşan,tebelleş olan kimse
asıntı olmak : sırnaşmak,tebelleş olmak
aşıramento :çalma,aşırma
aşmak : görünmeden kaçmak
aşna fişne :gizli dost
atmak : 1.bilmeden,kestirerek söylemek 2.yalan veya abartılı söz söylemek 3.söylemek
atma Recep,din kardeşiyiz : söylediklerin hep yalan,farkındayız
aval : saflığı sersemlik derecesine varan kimse
aval aval :aptal bir biçimde,aptal aptal
avanta : bir kimsenin emek vermeden sağladığı kazanç
avantacı : çıkarcı,beleşçi,bedavacı
avurtlu : çalım satan,yüksekten atan
ayarlamak :kandırmak
ayazda kalmak : boş yere beklemek
ayna : iyi bir durumda,yolunda
aynalı : parlak yüzlü,yakışıklı,güzel
aynasız : hoşa gitmeyen,kötü,yakışıksız,çirkin,ters,biçimsiz
ayran ağızlı : aptal,budala,sersem
ayvayı yemek : kötü duruma düşmek,işi bozulmak
Argo Sözlüğü -B-
babaçko : güçlü ve gösterişli,iri yarı kadın
babalanmak : diklenmek,kabadayıca davranmak
bal kabağı : aptal,beyinsiz
balta olma : direnerek birşey istemek,asılmak,musallat olmak
bamya tarlası : mezarlık
bas git : çekil,yürü git,defol
bayılmak : vermek,ödemek
bayramlık ağzını açmak : kaba konuşmak,küfretmek
becermek : 1.ırzına geçmek,kirletmek 2.birisini öldürmek
beleş : karşılıksız,emeksiz,parasız elde edilen
bıçkın : kabadayı
bilezik : kelepçe
bitirim : 1.çok hoşa giden kimse,yer 2.kahve,kumarhane 3.yaman,zeki,çok beğenilen
bitirmiş : bilgili,açıkgöz
bitmek : 1.çok sevmek,bayılmak,beğemek 2.beklenmedik bir anda ortaya çıkmak
boğuntu : bir şeyi değerinden çok yükseğe satma işi
bozuk çalmak : canı sıkılmış,yüzü asılmış olmak
bozum havası : utangaçlık,mahcupluk
bozum olmak : utanmak,utanacak duruma düşmek
bözük : yüreklilik,cesaret
Argo Sözlüğü -C-
caddeyi tutmak : korkulu bir durumda başını alıp gitmek,uzaklaşmak
caka : gösteriş,çalım,kabadayılık,fiyaka
caka satmak : gösteriş yapmak,çalım satmak
camekan : gözlük
canına ezan okumak : bir kimsenin hakkından gelmek
canını cehenneme göndermek : öldürmek
cart kaba kağıt : yüksekten atana karşı söylenen söz
carta : yellenme
cartayı çekmek : ölmek
cavalacoz : değersiz,önemsiz,derme çatma
cavlamak : ölmek
cebellezi : hakkı olmayan bir şeyi cebine koyma,sahip çıkma
cebellezi etmek : cebine koymak
cızlam : kaçma,savuşma
cızlamı çekmek : kaçmak,savuşup gitmek
cicoz : hiç yok
cicozlamak : kaçamak,uzaklaşmak
cilalamak : neşesini arttırmak
cins : garip,tuhaf
Argo Sözlüğü -Ç-
çaça : sokak kadını
çakal : kurnaz,yalancı,düzenci,aşağılık kimse
çakmak : 1.kabul edilmeyecek birşeyi kurnazlıkla kabul ettirmek 2.içki içmek
çakar almaz : işe yaramayacak durumda olan
çarık : para cüzdanı
çarkına etmek : birine büyük kötülük yapmak
çekmek : içki içmek
çeyrek : alman markı
çıkmak : vermeye katlanmak
çıngar : kavga,gürültü
çifte dikiş : bir sınıfta iki yıl okuma
çuvallamak : başaramamak
Argo Sözlüğü -D-
dalga : 1.gizli iş,dalavere 2.dalgınlık 3.geçici sevgili
dalgaya gelmek : yanılmak,dalgınlıkla unutmak
dalgaya getirmek : birinin dalgınlığından yararlanmak
dalgıç : birinden habersiz birşeyi almakhuyunda olan kimse
dam : tutuk evi
damlamak : biryere çağrılmadan birdenbire gitmek
dava : sevgili
davul tozu : gerçekleşmesi imkansız olan durumlar için kullanulan söz
dehlemek : kovmak
delik : cezaevi
demirhindi : pinti,hasis
deve olmak : kaybolmak
dik alası : genellikle hoş karşılanmayan birşeyin aşırılığını anlatır
dikiz : bakma,gözetleme
dikizlemek : sezdirmeden bakmak,gözetlemek
dinine yandığım : öfk,kızgınlık gibi duyguları belirtmek için kullanılan ilenme sözü
diskur çekmek : nutuk verir gibi konuşmak
dolma : yaln hile,dalavere
dolma yutmak : kanıp aldanmak
dubara : oyun,düzen
dubaracı : oyunla,düzenle iş gören,düzenci
duman : 1.kötü,yaman 2.esrar
duman attırmak : kötü duruma düşürmek,geride bırakma,birini yıldırma
duman etmek : dağıtmak,bozmak,yoketmek
duman olmak : işi,durumu berbet olmak
dut gibi olmak : çok sarhoş olmak,utanmak,mahçup olmak
düdük : akılsız,boş kafalı
düdük makarnası : aptal,anlayışsız
düdüklemek : cinsel ilişkide bulunmak,aldatmak,kandırmak
dükkan : kumarhane
dümen : dalavere,hile
dümen kullanmak : bir işi kurnazca yönetmek
dümen yapmak : dalavere,hile ile birini kandırmak,aldatmaya çalışmak
dümeni kırmak : çekip gitmek,uzaklaşmak,kaçmak
dümenci : 1.en geride olan,sonuncu,en tembel 2.dalavereci,hileci,düzenbaz
dümencilik : 1.en geride olama durumu,sonuncu olma durumu 2.dalaverecilik,hilecilik,düzenbazlık
Argo Sözlüğü -E-
ekmek : 1.birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek,atlatmak 2.boşuna harcamak,ziyan etmek 3.yarışta geçmek
ekmeklik : oyunda hep yenilerek kendisinden para kazanılan kimse
ekişmek : 1.utanmak,mahçup olmak 2.sırnaşmak,ısrar etmek
elden gel : ver
emmek : uzun süre yararlanmak
enayi : fazla bön,avanak
enayi dümbeleği : çok enayi
ense yapmak : hiç çalışmadan rahatça yaşamak
enselemek : yakalamak
enselenmek : yakalanmak
erteke : dikiz
esnaf : kötü yola sapmış kadın
eşek cenneti : öbür dünya
eşekten düşmüş karpuza dönmek : 1.çok sarsılmak 2.kötü bir duruma düşmek
ezmek : harcamak
Argo Sözlüğü -F-
faça : 1.yüz,çehre,surat 2.giysi 3.iskambil destesinin en altındaki kağıt
façasını almak : birini mahçup etmek,bozmak
fasarya : boş anlamsız söz
fayrap(fire up) : açma,çıkarma
fayrap etmek : 1.herhangi bir işi veya şeyi hızlandırmak 2.açmak,çıkarmak
fertik çekmek : kaçmak
fır : piç,fırlama
fırlama : piç
filinta : yakışıklı,güzel
film çevirmek : eğlenmek hoş vakit geçirmek
filo : bit
fino : esrar
fişek atmak : cinsel ilişkide bulunmak
fit olmak : ödeşmek,razı olmak
fiyaka satmak : gösteriş yapmak
fora etmek : çekip çıkarmak
fos : çürük,boş,kof
fos çıkmak : bir işin sonu gelmemek
foslatmak : utandırmak
frigo : sevimsiz soğuk kimse
frikik : eteğin açılmasıyla bacağın görülmesi
frikik yakalamak : açık bacak görmek
Argo Sözlüğü -G-
gaco : kadın,dost,sevgili,metres
gaga : ağız
gazlamak : kaçmak
gazla : defol,git
gazoz ağacı : bir sözün çok saçma olduğunu bildirmek için söylenen söz
gebeş : aptal,sersem
geçmişi kınalı : sövgü yerine söylenen bir söz
gerzek : gerizekalı
gevşemek : sevmek,hoşlanmak
geyik : karısının veya bir kadının ihanetine uğramış erkek
gıcık : sözleriyle,davranışlarıyla karşısındakini kızdıran,sinirlendiren,sıkan kimse
gıcık kapmak : bir davranışa veya bir kimseye sinirlenmek
gıcık etmek : sinirlendirmek,öfkelendirmek
gıcır : yeni
gır : 1.söz,lakırdı 2.yalan,uydurma
gır atmak : konuşmak,laf atmak
gır geçmek : bol bol konuşmak,çene çalmak
gır gır geçmek : alay etmek
gır kaynatmak : işlerini bırakıp yarenlik etmek
gümlemek : sınıfta kalmak
güneşe karşı işemek : saygı gösterilmesi gereken şeylere saygısızlık etmek
Argo Sözlüğü -H-
hacamat : hafif yaralama
hacamat etmek : hafifçe yaralamak
hacamatlamak : hafifçe yaralamak
hafız : 1.aptal,ahmak,bön 2.birşeyi anlamadan ezberleyen kimse
hafızlık : aptallık,ahmaklık
hali duman olmak : kötü duruma düşmek
hallenmek : birşeye karşı istek duymak
hamamcı olmak : güsul aptesi alması gerekmek
hanım evladı : piç
hap : bir içimlik afyon
harcamak : yokolmasına,ölmesine sebep olmak
hasbi geçmek : önem vermemek,ilgi göstermemek,kısa kesmek
hasta : parasız,züğürt
haşatı çıkmak : bozulmak,işe yaramaz hale gelmek,çok yorulmak,bitkin düşmek
hava almak : umduğunu bulamamak,hiçbirşey kazanamamak
hava basmak : büyüklenmek,gururlanmak
hava gazı : boş laf,önemsiz şey
havyar kesmek : vaktini boşa geçirmek
haybe : boş,işe yaramaz,anlamsız
haybeci : işsiz güçsüz,bedavadan geçinen
haydamak : kovmak,defetmek
haza : etkisiz,kusursuz
hırbo : 1.iri yarı kimse 2.sersem,salak ve kaba saba
hırboluk : sersemlik,salaklık
hırt : sersem,budala,ahmak
hırtapoz : sersem,aptal,şaşkın
hırtapozluk : hırtapoz olma durumu
hırtlık : sersemlik,budalalık,ahmaklık
hışır : aptal,sersem
hıyar : kaba saba,görgüsüz,budala
hıyarlaşmak : kaba saba,budalaca davranışlarda bulunma
hoşur : şişman,dolgun,güzel kadın
hödük : görgüsüz,kaba,anlayışı kıt kimse
Argo Sözlüğü -I-
ıska : boşa çıkarma,rast getirememe
ıska geçmek : 1.hedefe rast getirememe 2.üzerinde durmamak,önem vermemek
ıskalamak : hedefe rast getirememe
ıslak karga : çok korkak,çekingen
ıslatmak : dayak atmak veya ağır harakette bulunmak
Argo Sözlüğü -İ-
iç etmek : eline geçen birşeyi sahibine bildirmeden kendine mal etmek
içinden okumak : sessiz bir biçimde sövmek
ifadesini almak : üstün gelmek,yenmek
iki seksen uzanmak : bir çarpma,vurma sonucu boylu boyuna serilmek
ilik gibi : çok güzel,istek uyandıran(kadın)
imam kayığı : tabut
imam suyu : rakı
imanım : kardeş,arkadaş anlamında bir sesleniş
inek : 1.çok çalışkan öğrenci 2.ibne
ineklemek : çok çalışmak,çok çalışarak öğrenmek,hafızalamak
inmek : vurmak
iplemek : saygı göstermek,değer vermek
iskandil etmek : gözetlemek,çevreyi kollamak
iskele almak : sarkıntılık etmek
işini görmek : öldürmek
iyi etmek : soymak,parasını ve/veya malını almak
Argo Sözlüğü -K-
kafa ütülemek : çok laf edip tedirgin etmek
kafayı bulmak : sarhoş olup,neşesi keyfi yerine gelmek
kafayı çekmek : içki içmek
kafayı tütsülemek : sarhoş olmak
kafes : hapishane
kafese girmek : aldatılıp kendisinden çıkar sağlanmak
kafese koymak : aldatıp çıkar sağlamak
kakırdamak : ölmek
kalay : sövme,küfür
kalayı basmak : adamakıllı küfür etmek
kaldırmak : çalmak,aşırmak
kalıbını basmak : birşeyi güvenle doğrulamak
kamanço etmek : yüklemek,aktarmak,elden ele geçirmek
kamış koymak : birine oyun etmek,arabozanlık etmek
kandil : çok sarhoş
kantarlı : ağır sövgü,ağır sövmek
kaparoz : yolsuzca veya zorla elde edilen mal
kaput gitmek : hiçbir sınavı verememek
karavana : atış taliminde hedefi vuramama
karga bokunu yemeden : çok erken bir saatte
kaşalot : aptal,budala
kaşar : oyunda açıkgöz,kurnaz olan kimse
kaşkaval : aptal,sersem
katakulli : yalan,dolan,oyun,tuzak,düzen
kayarto : ahlaksız kimse,melun,pezevenk
kayışa çekmek : aldatmak,kandırmak
kaynamak : arada kaybolmak
kaynatmak : 1.belli etmeden almak,unutturmak 2.konuşmak,sohbet etmek
kaypak : sözünde durmayan,dönek
kelek : aptal
kemik atmak : susturmak
kendini fasulye gibi nimetten saymak : kendini çok önemli biri gibi görmek
kepçe kuruk : başkalarının sırtından bedavadan geçinen
keriz : kolayca kandırılabilen kişi
kesilmek : çok beğenmek,çok hoşlanmak
kesişmek : (erkek&kadın)bakışarak anlaşmak
kesmek : uydurmak,yalan söylemek
keş : aptal
kıç atmak : çok istemek
kıkırdamak : ölmek
kırmak : kaçmak,uzaklaşmak
kışlatmak : musallat etmek
kıtıpiyos : değersiz,bayağı,kötü
kıtır : uydurma söz,yalan
kıtır atmak : yalan uydurup söylemek
kıtıra almak : alay etmek
kıtırcı : çok yalan söyleyen kimse
kıyak çakmak : çok uygun düşmek,yakışık almak
kıyakçı : gözüpek
kıytırık : değersiz,bayağı,basit
kirişi kırmak : bulunduğu yerden ayrılmak,kaçıp gitmek
kocakarı : anne
kodes : tutukevi,hapishane,karakol
kokoroz : çirkin kimse
kokoz : parası olmayan,züğürt
koltuk : genelev
kontak : ruh sağlığı yerinde olmayan kimse
kopil : 1.arsız sokak çocuğu 2.piç
kova : futbolda çok gol yiyen kaleci veya takım
koyduğum yerde otluyor : hiçbir ilerleme gösteremeyenler için kullanılır
kuyruğu titremek : ölmek
kül yutmak : kurnazca yapılan bir oyuna düşmek
küp : sarhoş
Argo Sözlüğü -L-
lolo : gösteriş,kabadayılık
lüp : hiç emek vermeden kazanılan şey
Argo Sözlüğü -M-
madara : kötü,sevimsiz
madara etmek : kötü duruma düşürmek
madara olmak : kötü duruma düşmek
madik atmak : dolap çevirmek,hile yapmak
makaraları koyvermek : kendini tutamayarak kahkayla gülmeye başlamak
mandepsi : tuzak,oyun
mandepsiye basmak : tuzağa düşmek,aldatılmak
mangiz : para
mantar : uydurma söz,yalan
mantar atmak : yalan söylemek
mantarlamak : aldatmak,yalan söylemek
mars olmak : söz söyleyemeyecek duruma düşmek
mastor : çok sarhoş
matiz olmak : sarhoşluktan sızacak duruma gelmek
matrak : eğlenceli,gülünç,hoş
maval : yalan,uydurma söz
maya : arsız,utanmaz kimse
mayası bozuk : kötü yaradılışlı,karaktersiz
mehterhane : hapishane
mektep çocuğu : acemi,toy
mıhsıçtı : cimri,elisıkı
mortlamak : ölmek
mortoyu çekmek : ölmek
mortocu : imam
mostra olmak : kendini gülünç bir duruma sokmak
mostralık : kötü veya yersiz davranışlarıyla göze batan kimse
mum olmak : razı olmak
Argo Sözlüğü -N-
nağme yapmak : bildiği bir şeyi bilmez görünmek
nalları dikmek : ölmek
nallamak : öldürmek
nanay : yok
ne çiçektir,biliriz : ne mal olduğunu biliriz
Argo Sözlüğü -O-
okumak : sövmek,küfretmek
okutmak : satarak elinden çıkarmak
oltayı yutmak : aldanmak
omuzlamak : alıp götürmek,sırtlayıp kaçırmak,aşırmak
orostopolluk : kurnazca iş,dalavere,dolap
ortaya balgam atmak : bir iş kıvamında iken herkesin zihnini bulandıracak bir söz söylemek
ot : esrar
Argo Sözlüğü -Ö-
öküz : cıvalı zar
ölüsü kınalı : iyi gitmeyen bir iş için sövgü yerine kullanılır
ördek : uzun yolculuklarda sürücülerin yollardan aldıkları yolcu
ötmek : 1.anlamsız,boş konuşmak 2.kusmak
Argo Sözlüğü -P-
paçoz : fahişe,orospu
palas : 1.rahat,kolay 2.kolaylık gösteren,hoşa giden
pantuflacı : dolandırıcı,yankesici
papaz uçurmak : içkili eğlence düzenlemek
parlak : yüzü güzel oğlan
parlatmak : içki içmek
pas vermek : kadının,bakışı ve davranışı ile erkeğe cesaret vermesi
paspal : kötü cins esrar
pata çakmak : askerce selam vermek
payandaları çözmek : ayrılmak,kaçmak,uzaklaşmak
perdahlamak : 1.birini asılsız sözlerle kandırmaya çalışmak 2.sövmek,küfretmek
pestil : hasta
peygamber öküzü : aptal,ahmak,budala
pırpırı : uçarı,hovarda
piç etmek : yapayım derken bozmak,tadını kaçırmak
pilaki : aptal,ahmak
piliç gibi : güzel ve sevimli kız
pinpon : yaşlı,çökmüş
piyaz : bir çıkar sağlamak için söylenen övücü söz
piyazcı : yüze gülücü,içten olmayan davranışlarda bulunma
piyazlamak : bir çıkar sağlamak için birini aşırı övmek
plak bozulmak : can sıkmak
postu deldirmek : kurşunla vurulmak
puluç : ibne
Argo Sözlüğü -R-
racon : 1.yol,yöntem,usul 2.gösteriş,fiyaka
racon kesmek : 1.görünüşe göre hüküm vermek 2.gösteriş yapmak
rampa etmek : birinin içki masasına çağrılmadığı halde oturmak
röntgenci : kadınları gizlice gözetleme alışkanlığı olan erkek
röntgenlemek : kadınları gizlice gözetlemek
Argo Sözlüğü -S-
sağmak : aldatarak parasını çekmek
sağmal inek : aptal yerine konularak kendisinden sürekli çıkar sağlanan
saksı : baş,kafa
sallamak : vurmak,tokatlamak
sallamamak : önem vermemek
saloz : salak
salozlaşmak : salak durumuna düşmek
saraka : alay istihza
sarakaya almak : alay etmek
sepet havası çalmak : işinden çıkarmak,sepetlemek
sigortası atmak : çığrından çıkmak,kötüleşmek
sinek avlamak : işi veya müşterisi olmamak,boş oturmak
sivil : çıplak
sökmek : çıkagelmek
su kaçırmak : baş ağrıtmak,can sıkmak
su koyuvermek : cıvıtmak,sözünde durmamak
sulamak : ödemek,vermek,harcamak
sulanmak : imrendiğini açığa vurmak
süt : benzin,mazot
süzme : kötü,aşağılık,malın gözü
Argo Sözlüğü -Ş-
şaban : aptal,alık,saf,şaşkın,budala
şapa oturmak : içinden çıkılması güç bir duruma düşmek
şarj etmek : bir şeyi anlamaya,kavramaya çalışmak
şaşkoloz : şaşı veya şaşkın kimselere hakaret yollu söylenir
şavalak : aptal,alık,sersem,budala
şinanay : yok
şişlemek : kama,çakı gibi bir araçla yaralamak
şişmek : bozulmak,bozum olmak,utanmak
şorolap : yalan
Argo Sözlüğü -T-
takmak : 1.önemsememek 2.borç bırakmak 3.sınavını başaramamak
tayfa : bir adamın yanında bulunan yardakçıları
tekke : esrar içilen üstü kapalı yer
teklemek : kekelemek
temize havale etmek : kısa yoldan çözümlemek
tıkır : para
tıngır : para
traş : yalan,asılsız,bıktırıcı söz
tırtıklamak : aşırmak,çalmak
tiye almak : biryle alay etmek,eğlenmek
toka etmek : vermek
topu atmak : sınıfta kalmak
torpillemek : sınıfta kalmak
toslamak : para vermek
tuzlayalım da kokmasın : birine,düşüncesinde aldandığını ve aklının bir şeye ermediğini anlatmak için kullanılır
tünel geçmek : aklını yaptığı işe vermemek
tütsü : içki
tütsülemek : içki içmek,sarhoş olmak
tütsülü : sarhoş
Argo Sözlüğü -U-
uçlanmak : vermek
uçurmak : gizlice alıp gitmek
uydu : birşeye bağımlılığı olan
uydulaşmak : uydu durumuna gelmek
uydurmak : cinsel birleşmede bulunmak
Argo Sözlüğü -Ü-
üç buçuk atmak : çok korkmak
üstünden geçmek : ırzına geçmek
üşütmek : delirmek,saçmalamak
üşütük : aklını yitirmiş,saçmalayan kimse
Argo Sözlüğü -V-
vamp : erkek peşinde koşan kadın
vardakosta : iri yarı ve gösterişli kadın
varta : tehlikeli durum
vartayı atlatmak : tehlikeden kurtulmak
veledi zina : piç
voli : vurgun,kazanç,kar
voli çevirmek : tuzağa düşürmek
voli vurmak : vurgun vurmak
volta : aşağı yukarı gidip gelme
volta atmak : bir aşağı,bir yukarı dolaşmak
volta vurmak : bir aşağı bir yukarı dolaşmak
voltasını almak : kaçmak,çekilmek,gitmek
voyvo : alay ederek sataşmak için söylenir
vurmak : 1.yolsuzca para almak,soymak 2.içki içmek
Argo Sözlüğü -Y-
yağcı : dalkavuk
yahudi : cimri
yaş : kötü,korkulu,zor
yaylanmak : çekilip gitmek
yemlik : kumarda kandırılıp parası alınan kimse
yeşermek : çok beklemek
yeşillenmek : 1.birine karşı duyduğu cinsel isteği kendisine sezdirmek,sarkıntılık yapmak 2.başkasının malında gözü olmak,elde etmeye çalışmak
yırtık : utanması çekinmesi olmayan
yolunu bulmak : yasal olmayan yollardan kazanç sağlamak
yollu : kolayca elde edilen kadın
yutmak : iyice eksiksiz olarak öğrenmek
yüklü : 1.çok sarhoş 2.varlıklı,paralı
yürümek : ölmek
yürütmek : habersiz almak,çalmak
Argo Sözlüğü -Z-
zamazingo : dost,metres
zamkinos : 1.adı birden hatırlanamayan küçük,değersiz şeyler için kullanılır 2.dost,metres 3.kaçma
zamkinos etmek : kaçmak
zarta : yellenme
zartayı çekmek : ölmek
zemzem kuyusuna işemek : adı anılsın diye herkesi iğrendirip kızdıran kötü bir iş yapmak
zımbalamak : bıçaklamak,öldürmek
zırtapoz : zıpır,utanmaz,saygısız,hayta
zırtapozluk : haytalık
zirzop : aklına eseni yapan
zirzopluk etmek : uygunsuz,yakışıksız davranışlarda bulunmak
zokayı yutmak : aldatılıp zarara sokulmak
zom : 1.olgun kimse 2.çok sarhoş olan
zom olmak : çok sarhoş olmak
zula : kaçak ve yasak şeylerin saklandığı gizli yer
zula etmek : çalmak,aşırmak
Kaynak: sözlerin soyağacı, sevan nişanyan.