Akıllı işaretli Kitaplar +7, +13, +18

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Bir eğitimci olarak çocuk kitaplarını da düzenli okuma programıma alıyorum. Bunu yaparken zaman zaman okul kütüphanelerini de geziyorum. Oradan seçip okuduğum kitaplar da oluyor.

Onun dışında çocuklarıma satın aldığım kitapları ve il-halk kütüphaneleri ile üniversite kütüphanelerinden de aldığım kitaplar oluyor.

Son zamanlarda okul kütüphanelerinden aldığım kitaplarda karşılaştığım ifadeler bu yazıyı kaleme almamda itici bir unsur oldu. Biliyoruz ki toplumumuzda kitap okuma alışkanlığı oldukça düşük seviyelerde seyrediyor. Dolayısıyla da gerek ebeveynler olarak gerekse de eğitimciler olarak çocuklarımızı kitap okumaya teşvik ediyoruz.

İşte tam da bu noktada iyi bir iş çıkaralım derken işi hepten berbat ediyoruz. Nasıl mı?

Daha önce de ifade ettiğim gibi çok okuyan bir toplum değiliz. Bundan sebep okumadığımız için çocuklarımızın okumasını istiyoruz. Ne okuduklarını bilmeden yeter ki okusunlar diyoruz. Çünkü milletçe eksikliğini hissettiğimiz önemli bir konu…

Okumadığımız pek çok kitabı okusunlar diye teşvik ediyoruz. Kimi zaman kitabı sevdirmek ve okutmak için onlara kendimiz de bilmeden satın alıyoruz.

İşin dramatik olan yanı aldığımız çocuklarımızın eline verdiğimiz ve okumadığız pek çok kitabın en az televizyon ve internet mecrası kadar kirli olabildiğini göz ardı etmemiz. Tabi önemli bir meziyet kitap okumak. Hatta diyebilirim kitaplardaki kirlilik televizyondan ve internetten daha çok zarar verebiliyor.

Şimdi aklınıza takılmıştır. Ne tür kirlilikten bahsediyorsunuz diye açıklayayım. Pornografik, erotik, cinsel içerikli kirlilik olabildiği gibi aşırı saldırganlık, nefret, ayrımcılık ve şiddet gibi hatta daha da ötesi siyasi, örgütsel ve dinsel sapkılık türündeki kirlilikleri sayabilirim.

Televizyon ve internette nasıl ki her içerik bir takım insanlara hitap edip yasal olan ve olmayan yollarla yayınlanabiliyorsa yazın dünyasında da bu şekilde yayımlanabiliyor. Toplum olarak internet ve televizyon kullanımı gibi kitap okumadığımızdan bu türden kirliliği fark edemiyoruz. Ya da okuyorsak bile belli türler arasında sıkışıp kalıyoruz.

Aslında iyi bir kitap okuyucusu dakikada iki sayfa okuyabiliyor. Biraz televizyon ve internetten zaman bulup okuma faaliyetini gündelik rutinlerimiz arasına alabilirsek kısa bir zamanda bu okuma hızına erişebiliriz. Dolayısıyla 300 sayfalık bir kitabı 150 dakikada okuyabileceğiz. Bu da ortalama bir Türk dizileri kadar bir zaman demektir.

Yani anlayacağınız kitap okumak öyle zaman alan zor ve meşakkatli bir iş değil. Aksine alışınca müthiş keyif verici bir yaşam tarzı haline geliyor. Kimse internete girmek ve televizyon izlemek için kendini zorlayıp kasmıyor dimi? Çünkü gündelik yaşamımızı bir parçası oluyor. Tıpkı yemek yemek ve uyumak gibi…

Zararlı ve kirli kitaplar konusuna geri dönenecek olursak ebeveynlerin ve eğitimcilerin en azından çocuk kitaplarını sonuna kadar okumak gibi bir niyeti yoksa da çocuklarımızın okuduğu kitapların yorumlarını, yazarını ve yayınevini internetten araştırabilir. Ya da kitabın belli birkaç yerinden rastgele beş on sayfayı da okuyabilirler. Bunlar kitap hakkında okumak kadar olmasa da önemli ipuçları verebiliyor.

En etkili çözüm olarak bence kitapların kapağına TV kanalları ve sinema filmlerinde olduğu gibi akıllı işaretler, semboller ve uyarılar yerleştirilebilir. Bu kitapta cinsellik, şiddet, ayrımcılık vb. içerikli ifadeler bulunur ya da +7, +13 +18 gibi ifadeler de olabilir.

Sonuçta herkesin okuma kültürüne sahip olacağını veya her çocuk kitabını okumak için zaman ayırabileceğini varsayıp beklemek de gerçekçi bir yaklaşım olmaz.

Alıntı: Vedat DEMİR / Eğitimci Yazar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber