1923’ten Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Mustafa Kemal Atatürk

İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi 29 Ekim 1923’te, Atatürk’ün hazırladığı anayasa teklifi değişikliğini kabul etti ve böylelikle yönetim şeklinin cumhuriyet olduğu meclis tarafından belirlenmiş oldu. “Yaşasın Cumhuriyet” sesleriyle yankılanan mecliste sıra, bu geçişle beraber oluşturulan cumhurbaşkanlığı makamına bir ismi atamaya gelmişti. Mustafa Kemal’in Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçildiği oylamanın sonucunu İsmet Paşa şu sözlerle bildirdi:

“Türkiye Cumhurbaşkanlığı için yapılan oylamaya yüz elli sekiz kişi katılmış ve Cumhurbaşkanlığına yüz elli sekiz üye, oybirliği ile Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ni seçmişlerdir.”

1923’teki bu rejim değişikliği ve cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından dörder yıl arayla üç kez daha cumhurbaşkanı olarak seçilen Atatürk, 10 Kasım 1938’deki vefatına kadar bu görevi sürdürdü.

İsmet İnönü

Milli Mücadele’de Mustafa Kemal’in en yakın silah arkadaşı ve cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’nin ilk başbakanı olan İnönü, Atatürk’ün vefatının üzerine ikinci cumhurbaşkanı seçildi.

İlk başbakan oluşu, 1924’teki istifası ve sonrasında hükümeti yeniden kuruşunun ardından 1937’ye kadar başbakan olarak aralıksız görev yaptı. 10 Kasım 1938’de Atatürk öldüğünde başbakanlık koltuğunda oturan Celal Bayar, haberi aldığında meclise geldi ve Bakanlar Kurulu toplandı. 11 Kasım 1938 günü toplantıya çağrılan 387 vekilden seçime katılan 348’inin oylarının tamamı İnönü’yeydi.

Böylelikle ikinci cumhurbaşkanı olarak seçilen ve bu görevi 22 Mayıs 1950’ye kadar sürdüren İnönü aynı zamanda CHP genel başkanı, 26 Kasım 1938’deki kurultayda ise partinin değişmez başkanı oldu. 1950 seçimlerinde iktidarın değişmesiyle birlikte 1960 yılına kadar ana muhalefete önderlik yaptı.

Celal Bayar


1950 seçimleriyle birlikte iktidar ilk kez el değiştirdi. Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü’nün kurduğu Demokrat Parti oyların yüzde 53’ünü alarak hükümeti kurma görevini üstlendi. Bu yeni hükümetin cumhurbaşkanı ise Atatürk’ün son başbakanı, iktisat vekili ve İş Bankası’nın kurucusu Celal Bayar oldu. Böylelikle Çankaya’nın asker kökenli olmayan ilk cumhurbaşkanı olan Bayar, 1954 ve 1957 seçimlerinde yeniden seçilerek bu görevi 10 yıl boyunca sürdürdü.

Cemal Gürsel


27 Mayıs 1960’a gelindiğinde Türkiye bir darbe sabahına uyandı. Gidişattan bir süredir rahatsız olan gruplar bu darbeyle Demokrat Parti iktidarını alaşağı etmişti.

Darbede aktif rol alan subaylardan, idareyi elinde tutacak bir Milli Birlik Komitesi oluşturuldu ve Orgeneral Cemal Gürsel “Milli Birlik Komitesi Başkanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı” oldu. Yassıada yargılamaları, yeni anayasanın hazırlanıp referanduma sunulması derken ülkede tekrar bir seçimin yapılması bir buçuk yıl sonraya kaldı. Yeni kurulan siyasi partilerle yapılan Ekim 1961 seçimleriyle, darbe sonrasında olağan siyasal hayata dönüş yaşanmış oldu. Yeni parlamento ilk iş olarak cumhurbaşkanlığı seçimine gitti.

Askeri kanadın baskısının hissedildiği seçimlerde Cemal Gürsel daha ilk turda 607 oy alarak cumhurbaşkanlığına seçildi. Hükümeti kurma görevini CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye vermesiyle İnönü, 1950’de cumhurbaşkanı olarak yitirdiği koltuğa başbakan olarak döndü.

6 yıl görev yapan Gürsel’in cumhurbaşkanlığına sağlık sorunları nedeniyle meclis kararıyla son verildi. Görevini bırakmasının ardından çok geçmeden 14 Eylül 1966’da hayata gözlerini yumdu.

Cevdet Sunay


Türkiye’nin en krizli dönemlerinin cumhurbaşkanı

1965 seçimleri ve 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in görevini bırakmasıyla Türkiye yeniden cumhurbaşkanlığı seçimine gitti. Seçimin galibi Adalet Partisi için en uygun aday olarak gözüken Cevdet Sunay, 28 Mart 1966’daki seçimde 461 oy alarak 5. Cumhurbaşkanı oldu.

Sunay’ın cumhurbaşkanlığı dönemi Türkiye’de solun, örgütlenme ve sendikal mücadelelerin hızlandığı, aşırı sağ hareketin geliştiği ve bunlara bağlı olarak siyasal ayrışmaların derinleştiği bir dönemdi. 27 Mayıs’ın etkileri yavaş yavaş silinirken 12 Mart Muhtırasıyla darbe günlerine yeniden dönüldü.

28 Mart 1973’te 7 yıllık görev süresini tamamlamasıyla Sunay’ın cumhurbaşkanlığı sona erdi ve senato lağvedilinceye kadar tabii senatör olarak Cumhuriyet Senatosu’nda görev yapmaya devam etti.

Fahri Korutürk

1973 yılındaki yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi için seçilmesi muhtemel olan isim ordunun desteklediği Faruk Gürler’di. Ancak hem CHP’nin bu konudaki tereddütleri hem de silahlı kuvvetlerin desteğini azaltmasıyla yeni bir isim düşünüldü ve AP ile CHP ortak bir kararla Fahri Korutürk’ü cumhurbaşkanı seçmeye karar verdi.

6 Nisan 1973’te oldukça çekişmeli geçen seçim sonucunda on beşinci turda 365 oy alarak seçilen Fahri Korutürk, Türkiye’nin 6. Cumhurbaşkanı oldu ve 6 Nisan 1980’de süresini tamamlayıncaya dek bu görevde kaldı.

Kenan Evren

12 Eylül 1980 günü dönemin siyasi liderleri Demirel, Ecevit ve Erbakan’ın eline bir mektup ulaştı:

“Yapılan tüm uyarılara rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Yasası’nın kendisine tevdi ettiği Cumhuriyet’i kollama ve koruma yetkisine dayanarak, yüce Türk milleti adına ülke yönetimine el koymuştur.”

Mektubun altındaki imza ise “Orgeneral, Genelkurmay Başkanı ve Millî Güvenlik Konseyi Başkanı” Kenan Evren’e aitti.

Gözaltılar, siyasal yasaklar ve sıkıyönetimle geçen sonraki süreçte Evren, “Devlet Başkanı” unvanıyla yasama ve yürütme faaliyetlerini yürüttü. 7 Kasım 1982’de yapılması kararlaştırılan halk oylaması hem yeni anayasayı hem de Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığını halkın onayına sunuyordu. Sonuçta yüzde 91,4 evet oyuyla 7. Cumhurbaşkanı olan Kenan Evren, 9 Kasım 1989’da görev süresi dolana kadar bu görevi sürdürdü.

Turgut Özal

80’li yıllara Turgut Özal ve 1983 yılında kurduğu Anavatan Partisi damgasını vurdu. Henüz yeni kurulmuş olan bu partiyle 1983 seçimlerinden yüzde 45,1 oy alarak galip çıkan Özal, iki genel seçim kazanarak 90’lara kadar Türkiye siyasetine yön verdi.

1989 yerel seçimleri, gittikçe güçsüzleşen ANAP’ın ve ANAP’lı günlerin sonuna gelindiğini kanıtlıyordu. Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı süresinin sonuna gelinmesiyle Turgut Özal, bu gerileyiş döneminden Çankaya’ya yerleşerek çıkmış oldu. Muhalefetin boykot ettiği seçimin üçüncü turunda 263 oy alarak Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı seçildi ve 1993’teki ani ölümüne dek bu görevde kaldı.

Süleyman Demirel

6 Eylül 1987’de yapılan halk oylamasıyla siyasal yasaklar kalkınca Süleyman Demirel 24 Eylül’de Doğru Yol Partisi genel başkanlığına seçildi ve 1987 seçimleriyle birlikte yeniden meclise girdi. 1991 genel seçimleri sonrasında SHP ile beraber hükümeti kuran Demirel, 1993’te cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacağını açıkladığında koalisyon ortağı SHP’nin de desteğini aldı.

Daha önce birçok kez hükümeti kurma görevini üstlenen ve Fikret Kızılok’un şarkısında “Süleyman hep başbakan” olarak nükteyle anılan Demirel, bu sefer başbakanlık koltuğunu bırakıp Çankaya’ya çıktı ve Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı oldu.

Ahmet Necdet Sezer

Görev süresi dolacak olan Süleyman Demirel’in yerine kimin cumhurbaşkanı seçileceği, DSP, MHP ve ANAP’ın oluşturduğu koalisyonun hangi isimde birleşeceği önemli bir soru ve sorundu. Dönemin başbakanı Ecevit, Süleyman Demirel’in görev süresinin uzatılmasını istiyordu ancak bu çabasında başarısız olunca yeni bir isim öne sürdü: Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer. 5 Mayıs 2000’de yapılan üçüncü tur seçimlerde ortak aday Sezer 314 oy alarak, 10. Cumhurbaşkanı seçildi.

Hukukçu kimliğini ön planda tutan Sezer’in cumhurbaşkanlığı döneminin en ses getiren olaylarından biri, 16 Şubat 2001 tarihli MGK’da Ecevit’le yaşadığı tartışma ve Ecevit’in basın toplantısının ardından patlak veren ekonomik krizdi.

Abdullah Gül

3 Kasım 2002 seçimlerini, 2001 yılında kurulan AKP’nin yüzde 34,2 oy ve 363 milletvekiliyle kazanmasıyla 1991’den bu yana ilk defa tek partinin iktidar olduğu bir hükümet kurulmuş oldu. Bu hükümete başbakanlık yapan Abdullah Gül, Erdoğan’ın siyasi yasağının kalkması ve başbakan olarak yeni bir hükümet kurmasıyla görevine Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak devam etti.

2007 seçimlerinin ardından yeni meclisin bir cumhurbaşkanı seçmesi gerekiyordu. 367 tartışmalarının yaşandığı bu seçimde Abdullah Gül, üçüncü turda 339 oy alarak Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi.

Recep Tayyip Erdoğan

2001 yılında kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurucuları arasında yer alan ve partinin genel başkanı olan Erdoğan, 2002 yılındaki seçimlerde partisi iktidar olduğunda siyasi yasaklı olduğundan meclise giremedi. Bu yasağın kalkmasıyla birlikte 2003 yılında meclise girdi ve 14 Mart 2003’te başbakanlık görevini üstlendi. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı süresinin dolduğu 2014 yılına kadar bu görevi sürdürdü. 2007 yılındaki anayasa değişikliği referandumuyla cumhurbaşkanını halkın seçtiği 2014 seçimlerinde yüzde 51,7 oy alarak 12. Cumhurbaşkanı seçildi.

24 Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 52 oy alarak yeniden cumhurbaşkanı olan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk cumhurbaşkanı olarak görevine devam ediyor.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber