Yaradan vermiş Mehmet Ağa’ya. O da yaradanın verdiğini esirgememiş yaradılandan. Gönlünde pişirmiş, gönüllü yedirmiş. Tahtını, herkes gibi mülküne değil gönüllere kurmuş.
Günün modası, sarı çizmeyi giyen Mehmet Ağa’yı da tespit etmek zormuş ki Aydın da, patronun talimatını yerine getirememiş görev verdiği kişi.
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, gönüller fetheden gizli bir kahraman mı ya da herkes mi sarı çizmeli?
Şarkının rivayet edilen hikayeleri bunlar. Bize ilham oldu diyelim. Yeni yılın Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’sına kulak verelim.
Hesaplar çok birikmiş. Ağa olan Mehmet uğramayalı epey olmuş anlaşılan. Abad olunacağı sanılan zulümler dağla yarışırken mazlumların ahı arşa dayanmış.
Toplumun hakkı “hani nerede?” dedirtecek noktaya gelmiş. Sanırsın deniz sanmışlar.
Batılmış, çıkılmaz da zannımca. Kangren olmuş, kesmek şifa olacaktır. Teknoloji ilerledi, protezler daha iyi olabilir, yenilemek gerek artık.
Nerden tutsam da bi tamire falan götürsem diyorum. İşin içinden çıkamıyorum. Grift olmuş. Olayın (!) birini götürsem ötekinin hatrı kalır gibi.
Ben, Mehmet Ağa. Geldim. Hesaplar önümde ama yekünü hesaplayamadım, hala borçlar da geliyor. “Ye-KÜN” için biraz bekleyeceğiz sanırım. Ama endişeye mahal yok. Hesaplar! Bende.
Hepsi mi aynı olur? Hep mi aynı şeyler olur?
Yapan kişi değişince sonuç değişmiyor oysa. Kişi değiştiğini, saklandığını mı sanıyor ya da tam tersi gözlerin kendisinde olduğunu mu?
Sarı çizmeyi giyince diyorum. Gerçekten ne farkediyor? Modaya uymuş oluyorsun tamam da ya gerisi?
Ya da şöyle moda olunca herkes giyiyorsa? Ayırt etmek zor.
Ama sorun değil “sarı çizmlelileri” “YE-KÜN” deriz.
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” nın tek kişi olmama ihtimalini de bi okuyun derim.
Ben Mehmet AĞAyım ama sarı çizmem yok herkes değilim. Ben, Sarı ÇizmeliLERE Mehmet AĞAyım
Gülay ÇETKİN
Eğitim Gücü Sendikası Denizli İl Temsilcisi