Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Suyun yararlarıyla ilgili konuların ciddi bir şekilde dünya gündemine gelmesiyle BM Genel Kurulu 1993 yılı Aralık ayında aldığı bir kararla her yılın 22 Mart gününün ” Dünya Su Günü” olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 1992 yılında Rio de Janerio’da düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda dünyada suyun giderek artan öneminden dolayı her yıl 22 Mart gününün “Dünya Su Günü” olarak kutlanmasına karar vermiştir.
Ortaya çıkışı BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nın sonuç metni olan Agenda21’in su kaynaklarının gelişimi ile ilgili 18. bölümüne dayanan Dünya Su Günü, suyun önemi ile ilgili bilincin geliştirilmesi ve Agenda21’de sunulan önerilerin uygulanmasının sağlanması için, bütün ülkelerin ulusal düzeyde konferans, seminer, sergi, yayın ve doküman dağıtımı gibi bir dizi etkinlik yapmasını teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
22 Mart Dünya Su Günü ile ilgili ilk çalışmalar Birleşmiş Milletler Genel Asamblesi tarafından 1993′te başlatıldı.
Dünya Su Günü 22 Mart 1993 tarihinden bu yana ve her yıl farklı temalarla kutlanmaktadır. Geçen yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) düzenlediği Dünya Su Günü’nün teması “Su ve Sağlık” idi. Dünyada 1.2 milyar insanın güvenli su kaynaklarına ulaşamadığı ve az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan hastalıkların %10‘nun yetersiz ya da sağlıksız su kaynaklarından kaynaklandığı gerçeği gözönünde bulundurulduğunda, bu temanın önemi daha iyi anlaşılabilecektir. Dünya Su Günü’nün bu yılki teması ise “Su ve Kalkınma” dır. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) öncülük ettiği bu yıl ki Dünya Su Günü’nün önemi, sadece bu önemli olayın 10. yıldönümü olmasından değil, aynı zamanda BM Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nın da bu yıl yapılacak olmasından kaynaklanmaktadır. Ulusal düzeyde yapılacak 2002 Dünya Su Günü kutlamaları bu tema ile ilgili kamuoyu duyarlılığını artırarak Zirve hazırlıklarını destekleyecektir. 2003 yılı kutlamaları için öngörülen tema ise “Su ve Felaketler”dir. Bu tema çerçevesinde 2003 Dünya Su Günü, sel ve kuraklık gibi doğal afetlerin önemi ve nedenleri ile ilgili bilgi birikimini artırmaya ve bu felaketlerle nasıl başa çıkılabileceği konusunda çözümler aramaya yönelik bir dizi faaliyetlere sahne olacaktır.
Yeryüzündeki suyun %97’si tuzludur. Geriye kalan ve büyük bir bölümü Kuzey ve Güney Kutuplarında buzullar içinde donmuş olan %3’lük tatlı su kaynakları için insanlar, bitkiler, yaban hayat, tarım ve sanayi rekabet etme durumundadırlar. Son 10 yılda bu kısıtlı su arzı üzerindeki küresel su talebi 6 – 7 kat artmıştır; bu oran dünya nüfusu artış oranının iki katından fazladır. Öte yandan, dünya nüfusunun 2025’de 8.3 milyara, 2050’de ise 10-12 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Halen, yoksullar başta olmak üzere, dünyada 2.4 milyar insan yetersiz ve kalitesiz su nedeniyle sağlıksız koşullarda yaşamaktadır.
Dünyanın birçok bölgesinde yaşanmakta olana kırsal alanlardan kentlere göç, çok sayıda insanın yeterli sağlık hizmetlerinden, güvenli içme suyundan, çevresel olarak güvenli yaşam koşullarından yoksun alanlarda yaşamalarına sebep olmaktadır.
Uluslararası kuruluşlar, yukarıda bir kısmı sözüedilen sorunlara çözüm arayışları çerçevesinde insan sağlığı, gıda güvenliği, endüstriyel gelişme ve eko-sistemlerin korunması için su kaynaklarının daha etkin bir biçimde kullanılması ve yönetilmesinin gerekliliğine dikkat çekmiştir.
BM sistemi içinde yer alan birçok uzman kuruluşun (UNDP, FAO, UNICEF, UNESCO, WHO, WMO) girişimi ile bir seri uluslararası konferans çerçevesinde etkin ve adil su kaynakları kullanımı tartışılmış ve gözden geçirilmiştir.Hami TUĞYAN – ELAZIĞ 22 Mart 2007 Dünya Su Günü Afiş Yarışması Üçüncüsü
Bu konferanslar arasında: 1972 Stockholm BM İnsan ve Çevre Konferansı, 1977 Mar del Plata BM Su Konferansı, 1991 Delft BM Kalkınma Programı Sempozyumu: Su Sektöründe Kapasite Geliştirme, 1992 Dublin Su ve Çevre Uluslararası Konferansı, 1992 BM Çevre ve Kalkınma Konferansı sayılabilir. Birbirini takip eden tüm bu konferansların sonucunda su kaynaklarının etkin ve adil kullanımına ilişkin bir dizi ilke ve normlar ortaya çıkmıştır.