Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI İLE İLGİLİ YAZI
23 NİSAN’IN ÖNEMİ
Günümüzde demokrasi değerlerini benimsemiş, halk iradesinin seçimler kanalıyla temsil edildiği devletlerin ilginç tarihi geçmişleri vardır. Toplumlar, İlkel Toplumlar şeklindeki devlet yönetimlerinden sonra sırasıyla, Köleci Toplum ve Feodal Toplum olarak varlığını sürdürmüşlerdir. Bir takım yenileşme ve hakların öncesinde kölelik, toprak ağalığı ve babadan oğula geçen yönetim sistemleri vardır. Bu konuyu derinliğine inmeden özetlemek gerekirse, insanlığın geçmişinde acı, kan ve gözyaşı vardır. Ancak şunu söylemek icap eder ki günümüzde artık insanların hak, adalet ve eşitlik talepleri artmıştır. İşte bizim cumhuriyetimizin kurulduğu yıllarda da özgürlükçü hareketler yaygınlaşmıştı. Milli mücadelemiz bu ateşi fitilleyerek bir çok Asya ülkesinde benzer mücadelelere kaynaklık etmiştir.
23 Nisan 1920 tarihinde kurulan TBMM, bir taraftan kurtuluş mücadelesinin halkla bütünleşmeyi sağlaması, bir taraftan da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun temellerini atan bir yapı olmuştur. İşin özü şu ki bu savaşta halkın kararları esastır. 23 Nisan’ın önemi bu nedenle büyüktür. Cephede savaşan askerler bağımsızlık ve özgürlük için şehit düşerken, zafer gelince bu milletin en iyi şekilde temsilini sağlayacak yönetim de hazır olacaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu süreci dahice yöneten eşsiz bir liderdir. Türk milleti için en iyi yönetim biçimi olan Cumhuriyetin kuruluş temellerini atarken, cephedeki başkomutandır.
23 Nisan 1920 tarihinde TBMM kurulunca kararların alınması, barış görüşmelerinde ve anlaşmalarındaki millet iradesi aktif hale gelmiştir. Bu özelliğiyle meclisimiz sadece seçme iradesinin yansıması değil, kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin de merkez üssü olmuştur.
Ulusal egemenlik nedir? Egemenlik, buyruğunu yürütmek demektir. Buyruğunu yürütme gücü bir kişide bir grupta ya da milletin elinde olabilir. Eğer bir kişi ya da grup dilediği gibi yürütme gücünü kullanıyorsa, toplumun görevi de sadece kendinden istenilen yerine getirmekten ibarettir. Çünkü istemediğini belirtemez, düşüncesini açıklayamaz, eleştiremez. Bunları yapmaya hakkı yoktur.
Türk Milletinin egemenliği, yani buyurma gücü yüzyıllardan beri sultanlar tarafından alınmış ve kullanılmıştır. Sultanlar, diledikleri gibi davranmışlar; ağızlarından çıkan her söz, bir yasa sayılmıştır. Padişah buyruğu ve baskısı yüzyıllarca milletin üzerinde sürüp gitmiştir. Avrupa’nın ilerlemesine ayak uydurulamamış, geri kalınmıştır.
Birinci Dünya Savaşı sonunda, Osmanlı Devletinin yöneticileri çok ağır koşullu Mondros Silah Bırakışmasını(Mondros ateşkes antlaşması) imzalamışlardı. Dev gemileriyle Çanakkale Boğazı’nı aşamayan düşman, elini kolunu sallaya sallaya İstanbul önüne gelmiş ve bir süre sonra da Başkenti işgal etmiştir. Yöneticiler, kurtuluş için bir şey yapmamışlar; ordularımızın dağılmasına, silahların alınmasına, kentlerin ve fabrikaların işgal edilmesine ses çıkarmamışlardır. Daha da kötüsü padişah ve yandaşları düşman ile, çıkarcılar ile, gericiler ile iş yapmış; yurdumuzu düşman çizmesinden milletimizi tutsaklıktan kurtarmak için çalışan Atatürk’ü hainlikle suçlamışlardır. Oysa:
-Vatan tehlikedeydi; Atatürk karar verdi:
Vatanı kurtaracak yine millettir dedi.
Ankara’da bir meclis toplayıp kurmak için,
Günlerce, haftalarca çalıştı için için.-
Atatürk, Amasya Genelgesi’yle Sivas’ta bir kongre toplanması için çağrıda bulunmuştur. Daha sonra da Erzurum Kongresi’ne katılmış, bir önder olarak ortaya çıkmış ve “milletin gücü Milli istek egemen olacaktır” Düşüncesini benimsetmiştir.
Sivas Kongresinde aynı kararlar benimsenmiş, bir temsil kurulu seçilmiş, Atatürk bu kurulun başkanı olarak temsil kurulunu Ankara’ya taşımıştır. Göstermelik olarak toplanan Osmanlı Meclisi, 16 Mart’ta işgalciler tarafından basılmış ve dağıtılmıştır. Sömürücüler meclisin milli antı benimsemesine bile dayanamamışlardır. Bunun üzerine doğuşundan ve yaratılışından özgürlükçü ve demokrat olan milletimiz Atatürk’ün başkanlığında egemenliğini kullanmak için ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni topladı, 1920 gün 23 Nisan… O günden beri milletimiz egemenliğini kendi seçtiği temsilciler eliyle kullanmaktadır. 23 Nisan bu nedenle bir bayramdır. Bu nedenle kutlanmaktadır. Bu mutlu gün hepimize kutlu olsun.