18 Mart Çanakkale Zaferi ile ilgili güzel sözler, şiirler, mesajlar ve yazılar

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!


Ordu Yok! dediler, Kurulur! dedi. Para Yok! dediler, Bulunur! dedi. Düşman çok! dediler, Yenilir! dedi. Ve dediklerini yaptı. O, Atatürk’tü! 18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlu Olsun.

Malazgirt’te Alpaslan’ın dilinde, Surlarda Ulubatlı’nın elinde, Çanakkale cihadının yılında; Zemin kan kırmızı, ay yıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak! 18 Mart Çanakkale Zaferimiz Kutlu Olsun.

Yedi düvele karşı iman ve inancıyla Dur! diyen ve Çanakkale Zaferi’ni bizlere yaşatan tüm aziz şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz. Allah aynı inanç ve şuuru bizlere de nasip etsin.

İstiklalimizin dönüm noktası, vatan aşkının en kutsal fedakârlıklarının yaşandığı Çanakkale Zaferi’nin 104. yıl dönümünü kutluyor, bu şanlı günü bizlere kazandıran ecdadımızı saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyorum.

Ay-Yıldız’a sarılanlar… Bu vatan size minnettardır. 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Minnetle Yâd ediyoruz.

“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.” Mustafa Kemal ATATÜRK

Çanakkale; Kuvayi Milliye’nin, İstiklal Mücadelemizin temel harcıdır. Çanakkale; Mustafa Kemal Atatürk, Koca Seyit, 57. Alay, Nusret Mayın gemisi ile yazdığımız kahramanlık destanımızdır. Çanakkale Geçilmez destanını yazan kahramanlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum.

Çanakkale, yurt savunmasının harcı. Çanakkale, her evde bir acı. Çanakkale, şehitler diyarı. Çanakkale, Anafartalar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adı.

Çanakkale zaferi İmanın imkânı, ebabillerin filleri yendiği gündür… Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun…

Çanakkale Zaferi büyük Türk Milletinin dirilişinin destanlaştırdığı bir büyük günün aynı zamanda da ismidir. Bu kutlu zaferin yıl dönümünde zaferin verdiği gururla kahramanlık destanını tarihe altın harflerle kazıyan tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

’Çanakkale Geçilmez’gerçeğini tüm dünya milletlerinin hafızasına kazıyan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, ebediyete intikal eden bütün şehitlerimizi rahmetle, şükranla ve minnetle anıyorum.

Çanakkale Zaferi’nin 103. yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu zaferde payı olan tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnet ile anıyoruz.

Yoktu ekmeği aşı. Yoktu toprağı taşı Çanakkale’yi taşımıştı sırtında. Mangal yürekli bir on başı.. Çanakkale Zaferimizin 104. yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Seyit Onbaşı ve Çanakkale Geçilmez Diyen tüm şehitleri rahmet ve minnetle anıyorum.

Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler, Hatçeler, Ayşeler, Fatmalar.

Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara; Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara… Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara, “Çanakkale” ufkunda, “Sakarya” toprağında.

Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da coşana gider Bu yolda herkes bir, ey delikanlı, Diriler şerefli, ölüler şanlı! Yurt için dövüşen başı dumanlı, Her zaman bu şandan, o şana gider. Çanakkale Geçilmez!

Dur Yolcu
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,

Bir vatan kalbinin attığı yerdir!.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,

Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda

İstiklal uğrunda, namus yolunda,

Can veren Mehmed'in yattığı yerdir!

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,

Son vatan parçası geçerken ele,

Mehmed'in düşmanı boğduğu sele,

Mübarek kanını kattığı yerdir!...

Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin

Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,

Bir harbin sonunda bütün milletin,

Hürriyet zevkini tattığı yerdir!...

Necmettin Halil Onan

***

Zafer Türküsü
Yaşamaz ölümü göze almayan,

Zafer, göz yummadan koşana gider.

Bayrağa kanının alı çalmayan,

Gözyaşı boşana boşana gider!

Kazanmak istersen sen de zaferi,

Gürleyen sesinle doldur gökleri,

Zafer dedikleri kahraman peri,

Susandan kaçar da coşana gider.

Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,

Diriler şerefli, ölüler şanlı!

Yurt için dövüşen başı dumanlı,

Her zaman bu şandan, o şana gider.

Faruk Nafiz Çamlıbel

***

Zindandan Mehmed'e Mektup

Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!

 Baba katiliyle baban bir safta!

 Bir de, geri adam, boynunda yafta...

 Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!

 Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!

 Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,

 Kırmızı tuğlalar altı köşeli.

 Bu yol da tutuktur hapse düşeli...

 Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.

 Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!

 Bir âlem ki, gökler boru içinde!

 Akıl, olmazların zoru içinde.

 Üstüste sorular soru içinde:

 Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?

 Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

 Bir idamlık Ali vardı, asıldı;

Kaydını düştüler, mühür basıldı.

Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.

Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;

 Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

 Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!

 Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...

 Beni Allah tutmuş, kim eder azat?

 Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...

 Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!

 Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;

 Sayım var, maltada hizaya dizil!

 Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!

İnsanlar zindanda birer kemmiyet;

 Urbalarla kemik, mintanlarla et.

 Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;

 Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...

 Yalnız seccâdemin yününde şefkat;

 Beni kimsecikler okşamaz mâdem;

 Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

 Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!

 Dakika düşelim, senelik paydan!

 Zindanda dakika farksızdır aydan.

 Karıştır çayını zaman erisin;

 Köpük köpük, duman duman erisin!

 Peykeler, duvara mıhlı peykeler;

 Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,

 Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...

 Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!

 Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!

 Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;

 Tek nokta seçemez dünyadan nazar.

 Yerinde mi acep, ölü ve mezar?

 Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?

 Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

 Ses demir, su demir ve ekmek demir...

İstersen demirde muhali kemir,

 Ne gelir ki elden, kader bu, emir...

 Garip pencerecik, küçük, daracık;

 Dünyaya kapalı, Allaha açık.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber