Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
10 KASIM ÖĞRENCİ KONUŞMA METİNLERİ
Değerli Öğretmenlerim, Sevgili Arkadaşlar;
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 83. yıldönümünde onu anmak için burada toplandık. Hepimizin bildiği gibi Ulu Önder Atatürk, 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrılmıştır fakat geride bıraktığı eserleriyle milletimizin kalbinde sonsuza dek hiç bitmeyecek bir sevgiye imza atmış bu nedenle de günümüze dek yaşatılmış ve ebediyete kadar da bu milletin kalbinde yaşayacaktır.
Sevgili arkadaşlar;
Sizler bilmelisiniz ki, Atatürk’ün ilkeleri ışığında, onun çizdiği muasır medeniyetlere ulaşma yolunda, hiç yorulmadan yürüme konusunda kararlı olmak, ona verilebilecek en büyük hediyelerin başında gelmektedir. Biliyorum ki bizler; Atatürk’ün ümit ettiği o gençlik olacağız. O’nun izinden ve gösterdiği hedeflerden bir an bile ayrılmadan, ülkemizi her alanda başarıdan başarıya taşıyacağız. Bundan hiç şüphemiz yoktur.
Değerli arkadaşlar;
Ulu Önder Atatürk’ü anlamak ve fikirlerini kendimize bir yol haritası olarak kabul etmek ve bu doğrultuda çalışmak, ona karşı duyduğumuz saygının ve sevginin en büyük göstergesi olacaktır. Biliyorum ki bizler eğer kendi ufkumuzu geniş, hedeflerimizi de büyük tutarsak, ancak o zaman O’nun manevi şahsiyeti karşısında başımız dik alnımız açık bir şekilde durabiliriz. Yine biliyorum ki Atatürk gençliği bunu yapabilecek güç ve kudrete sahiptir.
Burada sözlerime son noktayı koymadan evvel Atamızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her zaman ve her türlü durumda sahip çıkacağımıza söz vererek, onu ölüm yıldönümü sebebiyle düzenlediğimiz programımızda bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, sözlerime Atatürk’ün şu sözleriyle son veriyorum; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
*******************
Bitmeyen gecelerin, olmayan sabahların ardından gelen kara haberle yıkıldı dünya.
Bir on kasım sabahı Mustafa Kemal’imiz, Gazi, mareşal, Başkomutan, başöğretmen, Cumhurbaşkanı, Meclisimizin ilk başkanı, en büyük asker, dünya lideri, örnek insan, dahi, dost, önder Atatürk’ümüz….hayata veda etti.
Siyah beyaz resim gibi oldu Türkiye’m. Dünya kahraman düşmanını, Türk Milleti öz evladını yitirdi.
Durdu saatler Anadolu’da. Geçmek bilmedi zaman. İnanamadı kulaklar. Belki doğru değildir, belki söylentidir dendi beyhude. Yalanlanamadı vefatı Ulu önderin. Kapandı o masmavi bakan gözleri. Geleceği gören, hakikati bilen derin bakan bakışları sustu.
Bir milleti sürükleyip aydınlığa çıkartan, esaretten şerefli yaşama kavuşturan, dinini tertemiz yaşamasını sağlayan insan … hayata veda etti.
11 Kasım’lar onsuz yaşandı yıllarca.
Kimi sadık kaldı Ata’sına sözüne çalıştı, üretti, topluma faydalı bireyler oldu, kimi dünya yaşamına dalıp unuttu Cumhuriyet aşısının gereklerini kayboldu yokluklarda.
Nice devletler örnek aldı da O’nu, dünya lideri oldu. Yüzyıl geçtiği halde hala taptaze kaldı hayata bakışı, şerefli haykırışı, ayağa kaldırışı.
Bugün on kasım. Bugün maksadımız yas tutmak değil.
Bugün senin fikirlerini, emel ve gayretlerini bir kez daha hatırlamak, sana minnet sunmak, senin emanet bıraktığın istiklal ve Cumhuriyete daha sıkı sarılmak zamanı. Senin manevi evlatların olarak bugün yarım kalan mücadeleni sürdürmek, kaldığı yerden medeniyet meşaleni daha ilerilere taşımak günü bugün.
Bugün seninle dolu, seninle mutluyuz. Sensiz eksiğiz.
Bizler senin sadece takipçin değil, sadece askerin değil, gaye ortağın, dava arkadaşınız. Bizler sadece senin izinde değiliz, hepimiz Mustafa Kemalleriz.
On kasımlar artık acıtmıyor canımızı çünkü biliyoruz ki seni görmek demek sadece yüzünü görmek değildir. Biliyoruz ki seninle aynı noktaya bakan gözlerimiz var oldukça sen yerinde rahat edeceksin, bahtiyar olacaksın.
Seni seviyoruz, sevmeye devam edeceğiz. Sonsuza dek!
Mutlu ol, huzur içinde uyu.
VATAN SANA MİNNETTARDIR!
Ellerinden öperiz.
************
Değerli Müdürümüz Kıymetli Öğretmenlerim, Büyüklerim ve Geleceğin emanetçileri sevgili Öğrenci Arkadaşlarım..
Bugün burada toplanmamızın nedeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 79. yıldönümünde onu anmak ve unutmamak adına Mustafa Kemal gibi düşünebilmektir.
Unutmadık, Unutmayacağız, Saygı ve minnetle anıyoruz. Anacağız.
Hepimizin bildiği gibi Ulu Önder Atatürk, 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrılmıştır fakat geride bıraktığı eserleriyle milletimizin kalbinde sonsuza dek hiç bitmeyecek bir sevgiye imza atmış bu nedenle de günümüze dek yaşatılmış ve ebediyete kadar da bu milletin kalbinde yaşayacaktır.
Değerli Öğrenci Kardeşlerim; Ulu Önder Atatürk’ü anlamak ve fikirlerini kendimize bir yol haritası olarak kabul etmek ve bu doğrultuda çalışmak, ona karşı duyduğumuz en kalbi hissiyatın, saygının ve sevginin en büyük nişanesi olacak önce kendime sonra sizlere hitap ederek hatırlatmak isterim. Ve ancak bu şekilde ulu önderin kutsal emanetini gelecek çağlara ve nesillere ulaştırabiliriz.
Bugün burada bu daracık zamanda Atatürk’ü anlatmanın imkânı yoktur elbette. Şurası bir gerçektir ki hakkında binlerce kitap yazılan; sayısız araştırmalara, makalelere konu olan Atatürk’ü ve onun muazzam kişiliğini bütün yönleriyle anlatamayız. Atatürk’ü anlatmak zor ve uzmanlık isteyen bir iştir; çünkü o yeryüzüne bir insan olarak gelmiş, bir cihan olarak gitmiştir.
Burada sözlerime son noktayı koymadan evvel Atamızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her zaman ve her türlü durumda sahip çıkacağımıza söz vererek, onu ölüm yıldönümü sebebiyle düzenlediğimiz programımızda bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, sözlerime Atatürk’ün şu sözleriyle son veriyorum; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
**********
Sayın Müdürüm, Öğretmenlerim, Sevgili Öğrenci arkadaşlarım, Sayın Veliler;
Yine bir 10 Kasım, yine bir anma günü, bu güne anlam kazandıran önder, komutan, başkan, eşsiz lider Mustafa Kemal ATATÜRK
Unutmadık, Unutmayacağız, Saygı ve minnetle anıyoruz. Anacağız.
Türk ulusunun en büyük kaybının üzerinden 75 yıl geçti.
Vatan elden gidiyordu. İşgal vardı, eziyet vardı, çile vardı, her doğan gün karanlıktı. Bir mum yakan olsa ardından yürüyecekti insanlar böyle bir günde güneş oldu Atatürk.
Milletin önüne çağdaş uygarlığa giden aydınlık yollar açtı .
O ülkesini, insanını çok seviyor ve değer veriyordu. İnsanlarda onu çok seviyordu. Çünkü insanlar, vatan sevgisini onda gördü; O cephelerin komutanıydı, o Cumhuriyetin başkanıydı, o milletine insanca yaşamı sunan eşsiz bir liderdi.
“Kadınlar” “Başımızın Tacıdır” dedi. Hiçbir zaman verilmemiş haklar verdi kadınlarımıza.
“Çocuklar” “Bizim Çocuklarımız Geleceğin Mimarlarıdırlar dedi.” Dünyanın tek çocuk bayramını hediye etti onlara.
“Çiftçiler Milletimizin Efendisidir“ dedi.” Teknolojiyle tanıştırdı onları, Gençlere; Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir dedi. Gençliğe Cumhuriyeti emanet etti.
Öğretmenler; “Yeni Nesil Sizlerin Eseri olacaktır” dedi. Geleceği emanet etti öğretmenlere.
İlkelerini belirledi, yol haritasını çizdi ve uygulamaya başladı. Meşaleyi yaktı ve meşaleyi taşıma görevini bizlere bıraktı.
Bugün hür bir şekilde yaşıyorsak bu topraklarda; Atatürk’ü anmamak olur mu?
Aslında; Her 10 Kasım bir hesap verme günüdür Ata’ya. Bu güne kadar neler yaptık ülkemiz için “Atam İzindeyiz” dedik, ne kadar izinden gittik, anlatabildik mi Ata’yı çocuklarımıza, uygulayabildik mi, ilkelerini, dahası sevdik mi bu toprağı, bu toprağın insanını onun kadar? Meşale yanıyor mu? Meşaleyi taşıyor muyuz? Uygarlığa doğru.Yeni nesiller üzerinde etkili olabildik mi ? Ölümsüzlüğe geçişinin yıldönümü olan 10 Kasım’la başlayan bu haftada, ona olan sonsuz sevgi ve saygımızı yinelerken, onun yaptıklarını değerlendirip, öğretisini anlayıp, amaç ve hedefinin ne olduğunu ve neler yapmak istediğini ve neler yaptığını kavramaya çalışmalıyız.
Ulu Önderim, Atatürk’üm, iyi ki bizimleydin, iyi ki bizimlesin ve bizimle var olacaksın.
SENİ ÖZLÜYORUZ VE HER ZAMAN İZİNDEN GİDECEĞİZ.
***********
Sayın öğretmenlerim ve sevgili arkadaşlarım
Mustafa Kemal gibi düşünebilmek; işçisiyle, memuruyla; öğrencisiyle, öğretmeniyle; genciyle, yaşlısıyla Mustafa Kemal gibi düşünebilmek…
Atatürk`ün ölümsüzlüğe uğurlandığı günün yıldönümünde herkese düşen en büyük görev; “Atatürk`ü ve en büyük eseri Cumhuriyet`i anlamak, Cumhuriyet`in değerlerini her koşulda korumak, Atatürkçü düşünceyi benimsemek, Türkiye`yi aydınlık yarınlara taşımaktır”
Bizler bilmeliyiz ki, Atatürk’ün ilkeleri ışığında, onun çizdiği muasır medeniyetlere ulaşma yolunda, hiç yorulmadan yürüme konusunda kakarlı olmak, ona verilebilecek en büyük hediyelerin başında gelmektedir. Biliyorum ki bizler; Atatürk’ün ümit ettiği o gençlik olacağız. O’nun izinden ve gösterdiği hedeflerden bir an bile ayrılmadan, ülkemizi her alanda başarıdan başarıya taşıyacağız. Bundan hiç şüphemiz yoktur. Olmamalıdır da…
Bu ışık sadece yolumuzu değil, içimizi de ısıtıp aydınlatmaktadır.
Onun aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor ve hepinizi sevgiyle selamlıyorum.
*************
Değerli Öğretmenlerim, Sevgili Arkadaşlar;
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 78. yıldönümünde onu anmak için burada toplandık. Hepimizin bildiği gibi Ulu Önder Atatürk, 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrılmıştır fakat geride bıraktığı eserleriyle milletimizin kalbinde sonsuza dek hiç bitmeyecek bir sevgiye imza atmış bu nedenle de günümüze dek yaşatılmış ve ebediyete kadar da bu milletin kalbinde yaşayacaktır.
Sevgili arkadaşlar;
Sizler bilmelisiniz ki, Atatürk’ün ilkeleri ışığında, onun çizdiği muasır medeniyetlere ulaşma yolunda, hiç yorulmadan yürüme konusunda kararlı olmak, ona verilebilecek en büyük hediyelerin başında gelmektedir. Biliyorum ki bizler; Atatürk’ün ümit ettiği o gençlik olacağız. O’nun izinden ve gösterdiği hedeflerden bir an bile ayrılmadan, ülkemizi her alanda başarıdan başarıya taşıyacağız. Bundan hiç şüphemiz yoktur.
Değerli arkadaşlar;
Ulu Önder Atatürk’ü anlamak ve fikirlerini kendimize bir yol haritası olarak kabul etmek ve bu doğrultuda çalışmak, ona karşı duyduğumuz saygının ve sevginin en büyük göstergesi olacaktır. Biliyorum ki bizler eğer kendi ufkumuzu geniş, hedeflerimizi de büyük tutarsak, ancak o zaman O’nun manevi şahsiyeti karşısında başımız dik alnımız açık bir şekilde durabiliriz. Yine biliyorum ki Atatürk gençliği bunu yapabilecek güç ve kudrete sahiptir.
Burada sözlerime son noktayı koymadan evvel Atamızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her zaman ve her türlü durumda sahip çıkacağımıza söz vererek, onu ölüm yıldönümü sebebiyle düzenlediğimiz programımızda bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, sözlerime Atatürk’ün şu sözleriyle son veriyorum; “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”