Turgenyev'den değil, Ali Yalçın ve arkadaşlarından...
Bir avuç sendika baronu altlarındaki, ikişer ve üçer koltukları; kamu çalışanlarının ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesi için değil, davaya hizmet etmek için hiç değil. Hazine arazilerini kapatmak için, kendilerine kelepir lüks konut yaptırmak için ve dahası çocuklarına iş bulmak için kullanıyorlar. Ülkemizde 3 milyon işsiz gencimiz, acaba bizim babalarımız da sendikacı olsaydı, diye düşünmemeleri mümkün mü?
Bu koltuklarda ne var ki hiçbir şekilde bırakmıyorlar? Koltuk sevdası, koltuk üzerinden elde edilen menfaatten mi geliyor? Acaba davayı, bunların dışındakilerin temsil etme kabiliyetleri mi yok? Bu koltukların sihri nedir? Bu koltuklarının sihrinin ne dolduğuna dair, “Ali Yalçın’ın Oğlu Kurucularından...”, “Ali Yalçın’ın Kuşadası Çıkmazı” gibi yazılarımızla açıklık getirmeye çalıştık.
Tezimizi destekler nitelikte 04.09.2024 tarihinde bazı haber ajanslarında, Diyanetin merkez binasının bakım ve onarım işlerinin ihalesini Enerji-Bir-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul’un oğlunun sahibi olduğu firmanın kazandığı haberi yayımlandı. Hacı Bayram Tonbul daha önce de sendika aracını kasko fiyatının yarısına oğluna satmış, gelen tepkiler üzerine aracı geri almak zorunda kalmasıyla gündem olmuştu.
İşin hazin tarafı ise dört buçuk milyon memur ve memur emeklisini temsilen toplu sözleşme masasına oturan sendikanın yetkilisi Hacı Bayram Tonbul’un olmasıdır. Bu tablo vay memurun haline dedirten cinstendir. Altmış yaşını aşmış Hacı Bayram Tonbul başkanımıza bizlerin tavsiyesi, sıhhatine de iyi geleceğinden dolayı bu yaştan sonra evinde torunlarıyla baş başa güzel vakit geçirmesidir.
Eğitim-Bir-Sen 7. Olağan Genel Kurul sürecinde ikinci listede yer alacağı beklenilen Ahmet Gök, Ali Yalçın’ın kendisine Memur-Sen’de makam vadetmesinden sonra saf değiştirerek Ali Yalçın’ın listesinde yer aldı ve Eğitim-Bir-Sen Genel Denetleme Kurulu üyesi oldu. Memur-Sen 7. Olağan Genel Kuruldan sonra da Ahmet Gök, saf değiştirmesinin karşılığında Memur-Sen Konfederasyonunda dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı koltuğu verildi.
Ahmet Gök, Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı olması hasebiyle Eğitim-Bir-Sen Gaziantep 1 No’lu Şube Başkanlığı görevini bıraktı. Şube Başkanlığı görevini Mehmet Demir üstlendi. Her ne hikmetse Eğitim-Bir-Sen Gaziantep 1 No’lu Şubesi, 29 Ağustos 2024 tarihinde olağanüstü genel kurula gitti. Teşkilatımızın vakarına uymayan bir ortamda gerçekleştirilen tek listeli genel kurulda Ahmet Gök, yeniden şube başkanlığı koltuğuna oturarak üç koltuğun birden sahibi oldu. Bu durum her ne kadar tüzüğe aykırılık teşkil etmese de teamüllere aykırıdır.
Eğitim, ticaret ve sanayi şehri, Güney Doğu Anadolu Bölgemizin incisi, Türkiye’nin altıncı büyükşehri olan Gaziantep’imizde Ahmet Gök’ten başka, sendika başkanlığını yürütmeye haiz başka bir Anadolu evladı yok muydu? Ahmet Gök’ü bir milyon üyeden üstün kılan meziyetleri nelerdir? Ahmet Gök, Genel Merkezdeki görevine mi odaklanacak? Yoksa Gaziantep’teki görevine mi odaklanacak? Bilim kurgu filmlerinde her ne kadar konu olsa da bugünkü teknoloji ile Gaziantep’ten Ankara’ya, Ankara’dan Gaziantep’e ışınlama ile gelip gidemeyeceğine göre 3-5 tane vesayetçi ve rantiyeci sendikacının, konforu ve şatafatı için mi bir milyon üye aidat ödüyor?
Sendikacıların koltuklarına sıkı sıkı yapışmalarının ve hiçbir kimseye bırakmamalarının asıl nedeni dava mava olmadığı ayan beyan anlaşılmıştır. Bir avuç sendika baronu o koltukları; kamu çalışanlarının ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesi için değil, davaya hizmet etmek için hiç değil. Hazine arazilerini kapatmak için, kendilerine deniz manzaralı kelepir lüks konut yaptırmak için ve dahası çocuklarına iş bulma aracı olarak kullanıyorlar. Ülkemizde 3 milyon işsiz gencimiz, acaba bizim babalarımız da sendikacı olsaydı diye düşünmemeleri mümkün mü?
“Çekilin oradan, siz kimsiniz? Bütün koltuklar benimdir.” sloganıyla Levent Uslu’nun başlattığı, Ramazan Çakırcı’nın devam ettirdiği ve Ahmet Gök’ün taçlandırdığı koltuk sevdalıları, bu soylu dava hareketini kendilerinizin çıkar ve menfaatleriniz uğuruna ilke ve değerlerini ayaklar altına aldınız. Bu teşkilata bu utancı yaşatmaya hiçbirinizin hakkı yoktur. Yazıklar olsun sizlere… Yuh olsun sizlere…
Yıldırım Demirci