23 Nisan 1920 tarihi TBMM’nin açıldığı gündür. Türk tarihinde mutlak ulusal egemenliği yaşamaya başladığımız gün olarak kabul edildiğinden ülkemizde ulusal egemenlik ve çocuk bayramı olarak kutlanmaktadır.
Türk tarihinde ulusal egemenliği ya da demokrasi süreci Sened-i İttifak’la başladı. 1808 tarihli Sened-i İttifak Anlaşması’nda padişah ilk kez kendi gücünün dışında bir gücün varlığını tanıdı. Arkasından 1839 Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla padişahın gücünün üstünde bir güç tanındı. Mutlak otorite giderek zayıflamış, 1876’da I. Meşrutiyet’in ilanı ile artık padişah yönetme yetkisini milletle paylaşmaya başlamıştır. Meşrutiyetin ilanı halkın yönetimde söz alışının ilk adımıdır. Her ne kadar padişah meclisin üzerinde bir pozisyonda yer alsa da artık monarşinin yapısında çatlaklar oluşmuştur. II. Abdülhamit bir süre sonra 1777-1778 Osmanlı –Rus Savaşını gerekçe göstererek ulusal egemenliği askıya almıştır.
1908’de II. Meşrutiyet ilan edilmiş, bununla beraber siyasal partiler kurulurken padişahın meclis üzerindeki yetkileri de 1909 Anayasa değişiklikleri ile azaltılmaya çalışılmıştır. I. Dünya Savaşı sırasında 1920’de meclis kapatılarak ulusal egemenlik bir kez daha askıya alınmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında 12 Ocak 1920’de tekrar meclis açılsa da aldığı kararlar aleyhlerine olunca İtilaf Devletleri tarafından dağıtılmıştır.
Osmanlı Devleti egemenliği süresince halk iradesi tanınmış, yönetimde etkili olmuş ancak devletin varlığının sona erişine kadar mutlak bir halk egemenliği söz konusu olmamıştır. Osmanlı Devleti’nde meşrutiyet yönetiminde iradeyi halk padişahla paylaşmıştır.
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışıyla başlayan Kurtuluş mücadelesi sırasında 23 Nisan 1920’de Anadolu’nun geleceği ve işgalci güçlere karşı alınacak tavır konusunda Anadolu halkının karar almasını sağlamak için TBMM açılmıştır. Burada amaç halkın kendi yaşadığı, havasını soluğu vatanının geleceğini halkın belirlemesini sağlamaktı. Bu irade bir kişiye ya da bir zümreye bırakılamazdı ki bu amaç için savaşacak olan da bu halktı.
Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı konusu önce halkın temsilcilerinin oluşturduğu Erzurum ve Sivas Kongrelerinde, Osmanlı’nın Son Mebussan Meclisi toplantısında konuşulmuş daha sonra TBMM açılmıştır. Böylece Anadolu’da yeni bir sayfa açılmış vatanın ve milletin geleceği konusunda tek karar merci TBMM olmuştur. 24 Nisan 1920’de Mustafa Kemal’in verdiği önergede Büyük Millet Meclisi için şöyle söylenmektedir:
1-Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
2-TBMM’nin üstünde bir güç yoktur.
3-TBMM yasama ve yürütme yetkisine sahiptir. Meclisten atanan bir heyet meclise vekil olarak hükümet işlerini görür, meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
4-Geçici kaydıyla bir hükümet reisi tanımak doğru değildir.
5-Padişah ve halifenin durumu içinde bulunulan baskıdan kurtulduktan sonra meclis tarafından belirlenecektir.